Intikam

90 6 3
                                    

Iyi okumalar :)

- 1 ay sonra -

Hayat neden bu kadar acımasız? Neden hersey mükemmelken birden acımasız taraf 'hey bende burdayım' diye kendini gösteriyor? Peki anlamadığımsa neden biz? neden ben?

Küçükken birkaçtane arkadaşlarım vardı, hep onlarin evine oynamaya giderdim, sonra tuvalete gidiyorum bahanesiyle odalarına dalıp gördüğüm güzel kolyeleri yada bileklikleri alırdım (çalardım). Bilmiyorum neden böyle aptalca birşey yapardim. Aslında herşeyim vardı, ama bencildim işte.

Veya ilk okulda sınıf arkadaşlarımın ayakkabılarını saklardım, sırf ders işlemeyelim diye. Bütün gün onların ayakkabılarını bulmaya çalışırdık. Sonra beni tebrik etsinler diye sakladığım yerden alıp, bulmuş gibi yapıp onlara geri verirdim. Hala kendimden tiksiniyorum o şeyleri yaptığımı hatırladığımda.

Acaba ben bununmu bedelini ödüyorum?

'O benim en yakın arkadaşım' diyebileceğim birisi olmadı. Öyle olaylardan sonra, haketmedim birisiyle arkadaş olmaya. Yalniz takılmaya başladım ve başardımda. Zaten utangaç birisinin tekiyim, her ota boka kızarıyorum.

En sevdiğim hobi mesela kitap okumak. Her türlü kitapları okurum. Bazı günlerim olurdu, yemeden içmeden sadece kitap okumakla zamanimi geçirirdim. Derslerim iyiydi, zaten sınıftakilerde cok yanaşmazdi bana. Soğuk bakişlarimla kimse benimle konuşmaya tenezzül etmiyordu.

Bazen keşke diyorum, keşke kitaplara harcadığım zamanı,biraz aileme harcasaydım.

Birden aklıma annem geldi. Zaten hiç cıkmıyorki aklımdan. Onu o kadar çok özlüyorum ki, keşke benide alsaydi yanına.

Babamsa, onu o günden sonra bir Klinik'e yatırdık. Aşırı üzüntüden dolayı, akıl dengesini kaybetti. Ben nasil hala kaybetmedim, onu anlamiş değilim.

Ben ise, şuan bir yurttayım. Ilk geldiğimde kimseyle konuşmuyordum, sadece boş boş duvarlara bakiyordum. Sonra bir kiz geldi yanima. Gülümseyişi o kadar bulaşıciydı ki, ister istemez bende hafif tebessüm ettmiştim. Bana ellini uzattı ve adını söyledi. Sonra öyle arkadaş olduk. Adi Eda. Masmavi gözleri ve omzuna dökülen kıvırcık saçlarıyla çok masum ve saf bir güzelliğe sahip. Ona herşeyimi anlattım. Şu son zamanlarda bana destek olan tek kişi oydu.

O ise, ailesini kücükken trafik kazasında kaybetmiş. Bana hep 'yinede bir baban var, benim hiçkimsem yok' der. Her bunu dediğinde ister istemez ona üzülüyorum.

Şu son 1 ayda Edayla annemin ölümüyle ilgili araştırmadiğimiz yer kalmadı. Sanki bütün ispatlar yok olmuş gibi. Sadece annem ölmeden önce bir ihaleye katıldığını ve kazandığını ögrendim, kaybedenler ise bu duruma o kadar sinirlenmişler ki, resmen çıldırmışlar. Onlar yaptilar. Isimlerini ve yerlerini araştırdım. Mafya babasi Ahmet Altın. Yaptıkları en pis iş uyuşturucu satıcılık.

Yeni bir hayata başlayacağim. Bu iş için herşeyimi feda edebilirim. Intikamim için herşeyi yapabilirim.
Bunun için bi adamla konuştum. Oda o mafya bozuntusundan nefret eden birisi. Bana yardım edicek.

Yarin onların içine karişicağim. Eda ise, onu bu işe bulaştıramam. O çok iyi niyetli bir kiz. Ben bu düşüncelere dalmışken Eda geldi yanima.

"Hey yine ne düşünüyorsun?" diye sordu gülümseyerek.

"Aynı şeylerı"

"Sana yardim edeceğim"

Ben ise kaşlarımı çatarak "Bu konuyu konuştuk hayır eda lütfen" dedim.

"Kızım benim kaybedecek birşeyim yokki, bari canım arkadaşıma yardimim dokunsun" dedi hüzünle.

Bense üzgün bakışlarla sadece kafami sallamakla yetindim. O ise sevinçle bana sarıldı. Aptal şey, nasılda hemen seviniyor.

Tam saate bakarken yaşadığım şokla "Off geç kaldım babama gidicem daha!" dedim ve hemen üstüme birşeyler giydim. Eda ise kahkaha atıyordu bu halime.

Klinik'e geldiğimde, hemen babamın yanına gittim. Hala hiç bir değişiklik yoktu, tedavileri adeta reddediyordu. Yanına oturdum ve "Baba?" dedim yutkunarak. O ise bana boş gözlerle adeta 'Kimsin sen?' bakışı atıyordu.

"Hatırlıyormusun baba, kücükken düştüğümde bana hep derdin ki 'Sen benim kızımsın, güçlü ol ve ne olursa olsun başını hep dik tut, hiçbir zaman başını kimseye eğme',
gözlerimdeki yaşları artık engelliyemiyordum,
"Baba, benim sana ihtiyacım var, lütfen" dedim başımı eğerek sessizce.

O ise hiçbirşey demiyordu, sadece bana bakıyordu.

Yavaş yavaş kendimi toparladığımda onun o bayıldığım koyu kahve rengi gözlerinin içine bakarak ve hafif tebessüm ederek "Merak etme bunu kim yaptıysa intikamımızı alıcağım" dedim ve onu kucakladım.
Son kez kokusunu içime çektim ve gittim.

Sol elimle gözlerimdeki yaşlari silerken kendi kendime yarın büyük gün sizi adi şerefsizler diye mırıldanıyordum.

REALISTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin