##Bölüm-4##

15.2K 564 32
                                    

suratıma yediğim o soğuk suyun etkisiyle gözlerimi açarken uyuyan güzel uyandı sesini duymam bir oldu.Kafamdaki ağrı dayanılması güç bir hal alıyordu . Enseme neyle vurdukları da merak konusu...Off yaa ben ne düşünüyorum nerdeyim ben beni kim kaçırdı burası neresi kafamda deli sorular... Bunları düşünürken suratıma su fırlatanların kim olduğuna bakmamamda ayrı bir ironi. Kafamı kaldırmamla şoka girmem bir oldu . Bu o ,Buğra Soylu' nun zebellah gibi olan adamlarından biriydi. Peki beni neden kaçırmışlardı. Tamam yani senin hesabını daha sonra kesicem dedi ama bu adamın sonrası buysa '' SONRA'' kelimesinin ne anlama geldiğini bilmiyor diye düşünürken birisi ellerim ve ayaklarımda ki ipleri çözmeye başladı. Ne yaptıklarını anlamak için hiç bir şey yapmadım.Ellerim ve ayaklarımda ki ipleri çözdükten sonra kolumdan sert bir şekilde tutup beni ayağa kaldırdılar ve çekiştirmeye başladılar.Kolum da orantısız güç kullanıyordu resmen ama sesimi çıkarmadım çünkü ne yapacaklarını merak ediyordum. Benim olduğum depo gibi odadan çıktık ve merdivenlerden yukarı çıkmaya başladık.Merdivenlerden çıktığım da gözlerime inanamadım. Aynı bizim eve benzer çok zevkli bir şekilde dekor edilmiş bir salona çıktık. Burası tahminimce Buğra 'nın eviydi ama beni neden buraya getirmişti ??? bir üst kata çıkmak için yine merdivenlerden çıkmaya başladık bu katta birden fazla oda vardı. Adamlar beni odalardan en sonuncu odaya kadar çekiştirdiler ve son odanın kapısını açtılar. Kapıyı açmalarıyla tekrar şoka girmem bir oldu. Buğra siyah bir yatakta baygın bir şekilde yatıyordu ne olduğunu tahmin etmem çok da güç değildi.Daha ameliyat olalı bir gün bile geçmeden hastaneden çıkarsa olacağı buydu. Bu halde Buğra beni kaçırtamıyacağına göre bu adamlar benden ne istiyor diye düşünürken adamlardan biri '' ne duruyorsun ?? bir şeyler yapsana sen nasıl doktorsun? eğer bişye olursa seni yaşatmam kızım ''dedi. Bunlarda da tehdit moda olmuş yani. O demese de zaten müdahale edecektim yani karşımda ki meteoru bu halde bırakacak değilim yaa. Hemen koşup Buğra'nın yanına gittim. Ameliyat yerini açtığımda üç dört tane dikiş açılmıştı. Hemen adamlardan lazım olan malzemelerden istedim. Çok geçmeden hepsinden fazlasıyla getirdiler. Bende hemen yarayı temizleyip dikişleri tekrar diktim.Çabuk müdahale edildiği için çok kan kaybetmeişti. Bu da bizim yararımızaydı tabi. Şimdi tek yapmamız gereken oturup ayılmasını beklemekti. Adamlara ''siz çıkın ben başında beklerim''dedim. Ne kadar tereddütte kalsalar da çıktılar. Çünkü bir şey yapmaya arkamın yemiyeceğini onlarda biliyordu.Onlar çıktıktan sonra başında beklemeye başladım.Muazzam bir yüzü vardı ama acı çekiyormuş gibi bir ifadesi de vardı. Nedenini bilmiyordum. Her neyse zaten beni ne ilgilendirir ki.Burdan çıkmam gerekiyordu ama nasıl?Bugün kaçabileceğimi hiç sanmıyorum.Çünkü kendimi hem zihnen hem bedenen çok yorgun hissediyorum.Buğra uyanana kadar biraz kestirsem bir şey olmaz diye düşünüp kendimi uykunun kollarına bıraktım...Hani biri sizi izlerde siz uykuda olsanızda hissedersiniz ya şu an ben de öyle hissediyorum.Hemen Gözlerimi açtığımda bir adet Buğranın beni izlediğini Görmek tuhaftıı.Ne zaman uyanmıştı,ben kaç saattir uyuyordum?...Neden ben bu kadar çok düşünüyorum of offff...Tekli koltukta yayılmış gibi oturuyordum.Hemen oturuşumu düzelttim ve Buğra ya "Siz ne zaman uyandınız ? İyimisiniz? " dedim. Buğra ise buna Karşılık " Senin burada ne işin var?"dedi. Öküz. Üstelik salak da. Ya asıl bunu benim ona sormam Lazım "adamların niye beni kaçırdı "diye. Hemen suratıma ciddi bir ifade Alıp adamların sağ olsun(!)dedim. Yüzünde anlamaz bir ifade vardı. Sanırım dikişlerinin açıldığını falan hatırlamıyordu. Ben de ona bir açıklama yapma ihtiyacı hissettiğim için iğneleyici bir sesle "hastanede beni dinlemeyip ameliyattan hemen sonra çıktığın için dikişlerin açıldı ve senin adamların sana müdahale etmem için beni kaçırdılar "dedim. Ben bunları deyince olanları biraz hatırlar gibi ifade oldu.Kısık bir sesle ''her neyse '' dedi. Tabi ona göre hava hoş. Dikişlerini tekrar diktim bir komplikasyon da gelişmedi olan bana oluyor . Kaçırılıyorum üstüne üstlük beni kaçıranların patronuna yardım ediyorum . Ne kadar da ironik bir durum... Ben bunları düşünürken odanın kapısı çaldı ve o zebellah gibi adamlardan biri içeri girdi. Buğra ya dönüp "İyimisiniz Buğra. Bey ?" Dedi. Buğra da "iyyim koçum sayenizde." Dedi. "Sayeniz de mi?(!) "sanki onlar iyileştirdi mal bu adam malllll.!!!! Adam da " Estağfirullah Buğra bey görevimiz" dedi ve izin isteyip odadan çıktı. Adam odadan çıkar Çıkma Buğra ya. Dönüp "Ben ne zaman evime gitcem?" Dedim. Hiç birşey demeden yüzüme bakmaya devam etti . " yani siz iyi olduğunuza göre ben ne zaman evime geri dönebilirim ?" Dedim. Buğra da "Ne o bu kadar çabuk mu sıkıldın bizden hem senle kesilecek hesabımız vardı . Şimdi boşu boşuna iki emekli olma "deyip gıcık bir. Gülüş sergiledi. Bu adam hiçbirşeyi unutmaz mıydı? Şimdi ben ne yapacağım? Bugün zaten hava kararmıştı. Geceyi burda geçirip Kaçış planları yapmalıydım. Buğra ya dönüp " iyi o zaman ben nerde uyuyacağım "dedim. Ilk Önce bu kadar çabuk kabul ettiğim için afallasa da " yan oda boş gir orda yat zıbar " dedi. Dövseydin hayvan!!! Neyse Merih sakin ol , bu odadan çık ve dediği odaya git . Sessizce odadan çıktım ve hemen yandaki odaya girdim. Buğranın odasına benzer dekor edilmiş bir odaydı fakat açık renkler hakimdi. Her neyse bunları düşünemeyecek kadar yorgundum. Üzerimi değişicek birşeyim olmadığı için kıyafetlerimle yatağa uzandım ve kendimi uykunun kollarına bıraktım. Güneş ışınları yüzüme vururken Gözlerimi açmam ve kapamam bir oldu. Çünkü elinde silahla Başımda dikilen bir Buğra bulmayı beklemiyordum.

Arkadaşlar baya gecikti bölüm yine kusura bakmayın . Okuduğunuz için teşekkürler. Yorum yapmayı unutmayın lütfen çünkü kendimi geliştirmek için yorumlarınıza ihtiyacım var😀

Mafyalar da HastalarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin