Selam! Bu benim ilk hikayem umarım beğenirsiniz. Yorum yapmayı unutmayin Unutmadan soyliyim bana bu hikayeyi yazarken yardım eden Miray, hilal ve aynur sözleri çok seviyorum. Hepinizi çok seviyorum. Öptüm :D medya da eylül var.
*******
"Günaydın küçük kız"
bu sözleri duyup ve bıçağın soğukluğunu tenimde hissedince uyandim. Neredeydim ben? ne olmuştu bana? en önemlisi de bana sırıtarak bakan ve bıçağı vücudumda gezdiren adam da kimdi?1 gün önce
Bugün çok mutluydum çünkü abim evleniyodu. Artık pis koklu ve teki yatagimin altından çıkan çoraplar yoktu. Bana ikinci adım yüzünden fikooo diyen yoktu artık kurtulacaktim. Ama yine de üzülüyor insan. Abi sonuçta atsan atılmaz satsan satılmaz. Abim iş adamıydı ve uzun zamandır bizimle kalıyordu. Babam ise emekli emniyet muduruydu. Bana gelince aylak aylak dolaşan bir lise öğrencisiydim. Uyandığımda Hemen yorganı firlattigim gibi lavaboya koştum. Ama lavabonun önünde pide kuyruğu gibi sıra vardi. Bu sırayı bekleyemiyecegimi biliyordum. Beklesem altima yapabilirdim. Hemen ananemgile gitmeye karar verdim.
"Eylül nereye gidiyorsun " bu annemin sesiydi. "Ananemgile anneciğim hemen işimi halledip gelicem"
gülerek evden uzaklaştım. Ananemgilde işimi halledince eve rahatlayarak gittim. Eve girince o muhteşem ötesi kalabalıkla kuaför e gittik. Ben saçımı açık bırakıp maşa yaptırdım. Makyajimi da yaptıktan sonra elbisemi giydim. Elbisem beyaz, önü kısa arkası uzun türdendi. Ben kendime aynada bakarken gelin arabası geldi. Yengem annem ve ben gelin arabasına binerken bizimle gelen kalabalık ise arkamizdaki otobüse binerek salona gittik. Salona geldiğim de nutkum tutuldu. Burası çok güzel bir yerdi. Hemen yerlerimize eşyaları koyup Misafirleri karşılamaya kapıya ciktik. Tüm misafirler gelince biz de salona gectik. Salonun ortasında abimle yengem danslarını yaptı. Sonra oyun havası çalmaya başladı. Tabii ben dayanamayıp hemen kendimi sahneye attim. İlk kez bu kadar çok oynamıştım.kurtlarımi döktüm diyebilirim. Sonra dışarı hava almaya çıktım. Yürümeye basladim. Tam karsimda babam birileriyle tartışıyordu. Babamın tartıştığı kişileri hiç görmemiştim.babişkooo diye bagircagim anda Tartıştığı kişilerin eli beline gitti. Tam babama doğru koşarken bir el silah sesi geldi ve Babam gözümün önünde yere düştü. Koşup babama sarildim. "Baba lütfen ölme baba lutfenn " ben bunları söylerken babam hiç tepki vermiyordu. Ben babamın başında ağlarken annemin tiz çığlığını duydum . Beynim koşmami istiyordu. Ama kalbim onun sesini duyamiyordum. Belki babam sustuğu için kalbim de susmayı tercih etmişti.Ani bi hareketle beynimi dinledim ve koşmaya başladım. Salondan içeriye girdiğimde abimi götürüyorlardı ve annemin başına da silah dayamislardi. Anneme baktığımda kaş göz işaretleriyle abini kurtarmaya çalış der gibiydi. Ben de annemi dinleyip abimi götürdükleri tarafa doğru bir adım atarken arkamdan bi el ağzımı kapattı. Bayılmadan önceki görüntü artık hiç aklımdan çıkmayacaktı.Annemi başından vurmuşlardı ve annem hayata gözlerini artık hiç açmıyacak şekilde yummuştu....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Gün
AdventureO gün eylül ün en mutlu günüydü. Yani o öyle saniyodu. Bir gün sonra en mutlu gününün aslında en karanlık günü olduğunu en acı şekilde öğrenmişti. Annesi başından babası ise kalbinin tam üzerinden vurulup gozlerinin önünde ölmüştü. Abisi ise kollar...