Selam :) öncelikle kurban bayramınızı kutlarım. İnşallah çok para biriktirmişsinizdir ;) :) herkesin bildiği üzere yarın da okullar açılıyor. Medyada eylül'ün bu bölümde giydikleri var. Neyse iyi okumalar :D vote ve yorum yapmayı unutmayın :))) sizleri seviyorum :*
*********************bir kullanıcıdan bahsetbir kullanıcıdan bahse
tGözlerime gelen güneşin ışığı ile uyandım. Yataktan bir ok gibi fırlayıp perdeleri açtım. Hava günlük güneşlikti. Camı açıp aşağıya indim.
"Günaydın dünyanın en tatlı ailesiii"
"Günaydın canım "
annem bani öptü ve ve sofrayı hazırlamaya koyuldu.
"Annem abim uyanmadı mı?
"Yok canım. Hadi sen git uyandır."
" Tamam annem"
anneme öpücük yollayıp abimin odasına doğru koştum.
Odasına bodoslama daldım ve abimin yatağına gittim.
"Abişkooo hadi uyan. Kahvaltı hazır"
Abime ne kadar da uyan desem uyanmiyordu. Aceleyle aşağı indim.
"Anne abim uyan..." devamını getirmeden bir adam annemin kafasına sıktı
"Annnnneee"
Nefes nefese uyandim. Demek gördüğüm onca şey rüyaydı. Tabii rüya olacaktı. Çünkü annemle abim ölmüştü.
"İyi misin canım"
"Iyiyim ananecim"
yazık kadın meraktan yüzü bembeyaz olmuştu. Saate baktım daha gecenin ikisiydi. Annaneme dönüp;
"annene sen git yat. Bak iyiyim ben."
"Birşey olursa seslen canım"
ananem kapımı kapattı ve gitti. Ben de tekrar uykuya teslim ettim kendimi.
Ananem beni öperek uyandırdı.
"Günaydın bitanem. Hadi kahvaltı hazır. Seni bekliyoruz dedenle."
Kafamı olumlu şekilde sallayıp yataktan kalktım. O sırada ananem odamdan çıkmıştı. Ebeveyn banyosuna gidip elimi yüzümü yıkadım.
Aşağı indiğimde annanemle dedem gergin bir şekilde oturuyorlardı. Kesin birşey diyeceklerdi. Sonradan bana da söylerler diye kafama takmadım.
"Günaydın"
eski neşeli sesimden hiçbir iz yoktu.
"Günaydın Eylül."
"Ben bugün emniyete uğrayıp ifademi Vericem. Ordanda eve uğrarım. Evde Birkaç işim var. Sonra gelirim. Haberiniz olsun."
Birkaç işten kastım ise babamın çalışma odasına bakmaktı. Çünkü Abimin en son sözü buydu. Tabii bunları ananemgile söylemicektim. Söylesem kesin izin Vermezlerdi.
"Tamam bitanem. Dedenle senin hakkında birşeye karar verdik."
"Neye?" sesimde sitemkar şekilde çıkmıştı. Benim hakkımda bana sormadan neye karar veriyorlardı. Ananem sesini temizleyip konuşmaya başladı.
"Seni bir süreliğine psikoloğa gitmeni istiyoruz."
"Asla " dedim ve çantamı alarak o evden çıktım.
Ne psikoloğu ya ben gitmem psikoloğa filan.
Yarım saat sonra emniyete geldim. Arabamı park edip babamın en iyi arkadaşı olan ahmet amacının odasına gittim. Ahmet amca babamdan sonra emniyet müdürü olmuştu. Odasına geldiğimde kapıyı tıklattım.
"Gel" sözcüğünü duyunca kapıyı açtım ve içeri girdim.
İçeri girince ahmet amca baktığı dosyayı aceleyle çekmecesine koydu. Niye bu kadar aceleyle koymuştu ki? Bunun bir tek açıklaması olabilirdi oda o dosya ailemin katillerinin dosyasıydı.
" Hoşgeldin kızım" kafasıyla oturmam için bir koltuk gösterdi. Gösterdiği koltuğa oturdum.
"Ahmet amca konuyu fazla uzatımıcam. İfademi verip gitmek istiyorum."
"Tamam kızım sen burda bekle ifadeni alacak memuru çağırayım." dedi ve odadan çıktı.
Ahmet amca odadan çıkar çıkmaz çekmecesini açtım ve o dosyayı buldum. Acele ederek dosyayı incelemeye başladım dosyanın başında ceset isimleri yazıyordu. O isimlerde benim ailemin isimleri vardı. Beklediğim gibi o ailemin dosyasıydı. Hemen telefonumu çıkarıp dosyanın her bir sayfasının fotoğrafını çektim. Işim bitince hemen dosyayı aldığım yere koydum. Sonra da yerime oturdum. Ben oturur oturmaz ahmet amaca yanında bir polisle odaya girdi.
İfadem yaklaşık 1 saat filan sürmüştü. Bittiğinde hemen arabama binip eski evime doğru sürmeye başladım
Eve geldiğimde içimde fırtınalar koptu. O fırtınalara rağmen eve doğru yürüdüm. Anahtarı deliğe sokarken ellerim titriyordu. Yaklaşık 5 dakika sonra ancak kilidi açabilmiştim. Adımımı attığım anda hemen babamın çalışma odasına doğru koştum. Çünkü bu evde daha fazla kalmak istemiyordum. Hangi köşeye baksam anılar aklima geliyordu
Babamın çalışma odasının kapısı kapalıydı. Hemen kapıyı açtım ve içeri girdim. Herşey yerli yerindeydi. Abim neden bahsediyordu? Ne yapacaktım ben burda? Hiçbirşey bilmiyordum.
Kafamı çevirdiğimde babamın kasasını gördüm. Babam burda ne olduğunu hiç söylememiştir. Belki abimin dediği şey buradadır diye hemen kasaya yöneldim. Allahtan şifreyi biliyordum. Şifreyi girip kasayı açtım. İçeride dosya ve bir zarf vardı. Zarfı çantama atıp dosyaya bakmaya başladım. Dosyada benim bilmediğim olaylar vardı. Tam onuda çantama atacakken evden sesler gelmeye başladı.
Evde birileri vardı. Belki ailemi öldüren katiller gelmiştir diye hemen dosyaların fotoğrafını çektim. Daha sonra benim sığacağım kadar içerisinde yer olan elbise dolabının içine girdim. İçeride ecel terleri dökmeye başlarken odanın kapısı açıldı. İçeri giren takım elbiseli adam
"Dosyalar burda abi"
dedi ve içeriye biraz zaman geçtikten sonra iki kişi daha girdi. Ben onları dolabın delik olan yerinden izliyordum. Ama onlar beni Allahtan görmüyorlardı.
"Tamam o zaman. Sen dosyaları al. Kazım sende eve benzin dökmeye başla."
Ne benzini ya evi mi yakacaklardi manyak herifler. Hemde ben varken!
Odadan bunları söyledikten sonra çıktılar. Tabii kazım oda ya benzin döktüde gitti. Diri diri yanmamak için olduğum yerden çıkmaya hazırlanırken odaya tekrar takım elbiseli biri odaya geldi ve çakmağı çakıp odayı ateşe verdi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Gün
AdventureO gün eylül ün en mutlu günüydü. Yani o öyle saniyodu. Bir gün sonra en mutlu gününün aslında en karanlık günü olduğunu en acı şekilde öğrenmişti. Annesi başından babası ise kalbinin tam üzerinden vurulup gozlerinin önünde ölmüştü. Abisi ise kollar...