Y/N-1:: Yeni kapak hakkında ne düşünüyorsunuz? Ben sanki havalara uçuyorum. Kapağı çok severek ve özenerek yaptım. Umarım sizde seversiniz.
Ayrıca gecikme için içten bir şekilde özür dilerim ve birazcık da kısa yazmış olabilirim. ^-^ ^-^
Boşluk , soğuk ve yalnızlık ....
Luhan şu an tüm bu duyguları bir arada yaşıyordu. Gözleri kapalı bir şekilde yatakta uzanırken , çevresini tanımaya çalışıyordu. Sonunda gözlerini açtığında büyük revir odasında olduğunu farketti. Başı fena halde ağrıyordu ama onu asıl şaşırtan gerçekçi olan rüyasıydı.
Revirde uyanışı rüyasına uyuyordu ama etrafındaki boşluk hissi bunun tamamen saçma olduğunu söylüyordu.
Luhan bayılmasının üzerinden uzun zaman geçtiğinde uyanmıştı. Bu sırada arkadaşları tüm ısrarlarına rağmen derse zorla sokulmuştu.
Luhan ise bunu bilmeden yatak üzerinde bacaklarını kendine çekip onlara sıkıca sarıldı. Yüzünü dizlerine gömdüğünde derin nefesler almaya başladı. Bu hareketi bile içindeki huzursuzluğu gidermiyordu. sanki birisi boğazını sıkıyor ve nefes almasını engelliyordu. Bu hisler bile ona bu kadar tanıdıkken Luhan aslında kendi yalnızlığında boğuluyordu. Etrafında çevrili olan perdeler ise resmen ona fazladan yük oluyordu.
Daha fazla burda kalamazdı. Belki rüyasında kötü bir şey olmamış olabilirdi ama şu an gerçek dünyadaydı ve Kris'in yapabileceklerinden o bile emin olamıyordu. Bu yüzden kimseye görünmeden , geldiği gibi sessizce kaybolmak istiyordu. Tek dostu olan kepçeye sığınmak istiyordu. O an Chanyeol'ün itirafı doldu kulaklarına. 'Acaba ona nasıl bir tepki verirdim?' diye düşünmekten kendini alamıyordu.
O'na zarar vermeyecek şekilde reddederdim diyerek geçiştirmeyi tercih etti. Çünkü şu an başına gelecekler daima önceydi.
Bu düşünceler , duygular ve tattığı o korkunç hisler. Luhan şu an hepsinden kaçmak için ayağa kalkıyordu. Hafif başının dönmesini umursamadan ayaklandığında , ayakkabısını da giyerek ordan ayrılmayı düşünüyordu. Düşünüyordu çünkü perdenin arkasından gelen sesler onu durduruyordu. Çok tanıdıktı bu ses ... onu tekrardan neşelendirecek kadar çok tanıdıktı.
''Luhan?'' İçeri uzun beden girdiğinde Luhan titremesine engel olamayarak arkasını döndü. Kepçe arkadaşı yine ona her zaman ki gibi gülümsüyordu ama canlı ve mutlu olarak değil , kırılmış ve buruk olarak gülümsüyordu.
''C-chanyeol ... sen b-burda ne arıyorsun?''
''Önemli olan bu değil ama kısacası Kris'in peşinden geldim diyebilirim.'' Chanyeol Luhan'ın yanına geldiğinde ona sıkıca sarıldı. Luhan bunu sevmişti. Dev arkadaşı geçen her güne inat hala onu koruyup seviyordu. Bu Luhan'ın yalnızlığının formülüydü sanki. O an tek yapabildiği şey ise dev gibi sıkıca sarılarak karşılık vermekti.
''Sana onu kendim ha-''
''Ben sadece sözümü tutuyorum Lulu.'' Chanyeol Luhan'ın sözünü keserek ondan ayrıldığında elini tutarak revirden çıkmaya hazırlandı. Luhan ise sadece devi itirazsız takip edip , soru soran gözlerle süzüyordu.
''Bana öyle bakmayı kes Luhan! Sadece şu an iyi olduğunu bilmeye ihtiyacım var. Bu yüzden yanından ayrılmıyorum. Ayrıca sana mutlu bir şekilde söylemek istediğim bir şey var.'' Chanyeol duraksadığında Luhan hala deve bakmaya devam ediyordu.
''Ben iyiyim ve şunu bilmelisin ki benimde mutlu olduğunu 'mutlu olduğumu' bilmeye ihtiyacım var. O yüzden direk ve gülümseyerek söyle kepçe.'' Luhan gülümsemeye çalışarak söylediğinde Chanyeol rahat bir nefes alarak söze başladı. Buraya sürprizi için gelmişti ama asıl sürpriz ona yapılmış oldu. Kai'den telefon aldığı an kan beynine sıçramıştı. Tek yapabildiği ise arkadaşlarıyla birlikte derin uykuya dalmış olan Luhan'ı beklemek olmuştu.