3.bölüm

1.4K 58 2
                                    

Multimediada meleğin deyimiyle :taş varlık , çağrı özsomar
Uyandığımda etrafta gözlerimi gezindirip tekrar kapatıp birden yerimden sıçrayarak kalktım. hey hey burası neresiydi nasıl gelmiştim düşüncelerimin arasında boğulurken olanlar aklıma geldi en son aklımda ki soru işaretlerini yok edip bulunduğum odanın çıkış kapısına yöneldim kapıyı açıp etrafta göz gezdirip sağ ve sol tarafa doğru iki koridor vardı burdan gitmem gerekiyordu kolumdaki saate baktığımda 19:06 'yı gösteriyordu.Hala dikiliyordum ayakta sağ tarafa doğru ilerledim merdivenlerden aşağı indiğimde dış kapıyı bulamadım alt kata doğru giden hala merdivenler vardı ne karışık bir ev hayallerimdeki gibi koskacaman acaba havuzu varmıyıdı şu durumda düşündüğüm şeye bak derken aşağı kata indim salona gelmiştim etrafa göz gezdirip zaferle gülümsedim dış kapıyı bulmuştum annemlere haber vermem gerekiyordu merak etmişlerdir şimdiye kadar elimi polarımın cebine attığımda yoktu acaba yukarıda falan mı kalmıştı of hayır hayır bu kadar merdiveni çıkamazdım ellerimi bi ümitle polarımın cebine daldırdığımda sesli bi şekilde "off" ladım yanaklarımı şişirip. Telefonumu bulmam lazımdı aldırana kadar canım çıkmıştı bidaha b*k alırlar bana.Arkamdan bir ses işittim "bunumu arıyordun" arkamı döndüğümde elinde tuttuğu telefonuma baktım "ver onu bana onu arıyordum bende " sırıttı. Gülüşü ne kadarda etkileyiciydi beni büyülemişti yerim ben onu ya. of yine saçmalıyodum işte. "Başını öyle bir çarptınki bende o küçücük aklını kaybedersin diye düşünmüştüm" bu dediğine gıcık etmişti beni hem ne alaka ya beyinsiz işte "hahh" diye bir ses çıkarıp "bi kere akıl soyuttur canım kaybetmiş olmam imkansız" diyip dil çıkardım allahım tanımadığım bi adamla ben nasıl konuşuyorum "senin de çenen düşükmüş baya bi bücür" bücür ne ya kırılıyorum ama 1.68 az bir boymu konuyu daha fazla ilerletmeden "telefonumu artık ver ve benim eve gitmem gerekiyor" diyip ona doğru yaklaşıp telefonumu bana doğru uzatırken adi herif feyk çekti bana "kibarca istersen veririm" başımı yukarı kaldırıp sabır diledim dişlerimi bir birine bastırarak "telefonumu verirmisin " "pardon duyamadım ne dedin" sinirlerime yenik düşüp "dedimki şu lanet telefonumu ver hödük" hödük kelimesini baskı yaparak söylemiştim birden o suratındaki eğlenir tavır gidip yerini ciddi gözleri ise tıpkı kapkaranlık bomboş bir oda gibiydi bu hali beni ürkütmüştü. Benim burda ne işim var hala telefonumu alıp gitmem gerekiyordu elimi telefonumu almak için hamle yaptığımda itiraz etmeden vermişti haha pes mi etmişti.telefonumuda almıştım artık gitmemem için bir sebebim yoktu dış kapının önüne gidip kapıyı açtığımda ona bakıp "bidaha görüşmemek üzere" deyip çıkarken "birdaha görüşeceğiz çok bilmiş" demişti umursamadan evden çıktım villadan çıktıktan sonra aman allahım bu ne burası bildiğimiz orman kesin Aslan bile vardır ya havada karardı karanlık korkun var zaten ay ben nasıl anayolu bulucam.eve geri dönüp kapıyı tıkladığım an kapı açıldı sanki geridönüceğimi biliyormuş gibi "şeyy.. acaba anayola nasıl çıkılıyor öyle bir evki kurtlara yem olurnur insan"dedim. Yine çenemi tutamamıştım ama haklıydım yani büne bildiğimiz Orman yani kurdu murdu belli değil."beni ilgilendirmiyosun çok bilmiş nasıl geldiyse. Öylede git" nasıl derdi böyle bişey öküz işte erkeklerin öküz olduğunu gösteren alın size kanıt işte "bi kere ben buraya bilerek gelmedim bilmeyerek geldim hem sen değilmiydin beni getiren nasıl getirdiysen öylede götürmeyi bileceksin" diyip kollarımı bir birine sardım. Bişey söylemeden içeri gitmişti zaferle gülümsedim araba anahtarlarını alıcaktı diye düşünürken elinde bir Fenerle geldi."al bunu lazım olur" deyip elime tıkştırıp bişey söylememe izin vermeden kapıyı yüzüme kapattı pislik herif ona yalvaracak Halim yoktu hem ben cesur bi kızım diyip kendimi gaza getirip bilmeden ilerlemeye başladım aradan baya geçmişti ama ben hala bu lanet yerden çıkamamıştım bi türlü nerdeydi bu anayol böyle saatime baktığımda 8:40 ı gösteriyordu yuhh bu kadar saattir buradaydım eyvah! Annemlere haber de etmemiştim elimi polarımın cebine daldırıp telefonumu elime alıp tuş kilidinin hemen ardından sonra rehbere girip annemi aradım 'yetersiz bakiyene sıçiyim senin tam zamanı' küçük bir küfür savurup ilerledim ne yermiş be  bi yolu bulamadım artık yorulmuştum havada karanlıktı korkmaya başlamıştım yere çömelip dinlenmeye karar verdim. Birden sesler geldi hemen yerimden kalktım ben biliyodum burda kurtlar vardır diye yiyecekler beni diyip hızlı adımlarla yürürken ses şahsa çok yalınlaşıyodu off sıçmıştım korkup koşmaya başlamıştım 5 dk geçmişti tamamen halsizdim artık bi ağacın önünde durup soluklanırken ağzımda bir el hissettim bağırmaya çalışıyordum ama olmuyordu kulağıma tanıdık bir ses fısıldadığında az da olsa içim rahatlamıştı. Ellerinden kurtulup "yüreğimi ağzıma getirdin öküz kalpten gidiyodum az daha" diyip bağırdım.kolumdan tutup beni hızlı adımlarının kurbanı edip peşinden sürüklemeye başladı.
Arkadaşlar umarım beğeniyorsunuzdur :)


PsikopatımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin