Bölüm 5

681 74 17
                                    

Hikayeye ikinci erkek baş rolümüzde giriş yaptığına göre artık daha eğlenceli bölümler yazabilirim. Ne dersiniz? :D

***

"Woow. Sanırım cennete geldim."

Seok Jin elini başının zonklayan sağ tarafına doğru götürürken gözlerinin önünde duran muhteşem güzellikteki yüze takılı kalmıştı. Kızın altın rengi saçları bir şelale gibi kendisine doğru dökülüyor, uzun kirpiklerinin çevrelediği bakışları endişeyle parlıyordu.

Kız saçlarının bir tarafını eliyle kulağının arkasına sıkıştırıp "İyi misin?" diye sordu kısık bir sesle.

Seok Jin büyülenmiş gibiydi. İyi miydi, kötü müydü? Düşünmemişti.

Baekhyun bakışlarını koltukta yatmakta olan Seok Jin'in üzerine doğru eğilmiş olan Ari'den çekerek, kızı bir omuz darbesiyle kenara itti. Geldiği ilk sabahtan vukuat çıkarmasına nedense şaşırmamıştı.

Elini arkadaşına uzatarak onun oturmasına yardım ederken "İyi görünüyor." Diyerek kendisi yanıtladı kızı.

Ari panik olmuş bir şekilde iki adama bakıyordu. Gözü yerdeki suç aleti olan tavaya ilişince utançla dudaklarını kemirdi. Neden uslu duramıyordu ki sanki?

Adının Seok Jin olduğunu ve Baekhyun'un en yakın arkadaşı olduğunu öğrendiği adama döndü tekrardan. "Çok özür dilerim." Diye fısıldadı üzgün bir tonda. "Kapıdan sesler gelince sizin hırsız olduğunuzu sandım. Ben..."

Jin "Önemli değil." Diyerek kızın sözünü kesti. "Hata bendeydi. Baekhyun buna alışkın da senin gibi birisiyle karşılaşacağımı düşünmemiştim." Baekhyun'a imalı bir şekilde baktıktan sonra sordu. "Ee.. sevgilinle beni tanıştırmayacak mısın artık?"

Baekhyun arkadaşının sorusu karşısında alayla güldü. "Ari benim sevgilim değil." Dedi düz bir tonda. "O, o...." Şimdi ne demeliydi? "Kendisi gezi sırasında tanıştığım, yardıma ihtiyacı olan bir kız sadece."

Seok Jin, Baekhyun'a şüpheyle bakıyordu. Bu adam hiçbir kızı evine almazdı ama şimdi tanımadığı birini almıştı. "Nasıl bir yardıma ihtiyacı var?" derken Ari'yi yok saymış bir şekilde Baekhyun ile bakışıyorlardı.

Baekhyun ellerini sıkıntıyla saçlarından geçirdi. İzlediği az buçuk fantastik filmlerden anladığı bir şey varsa o da Ari'nin kimliğini ifşa etmemesi gerektiğiydi. "Hafızasını kaybetmiş." Dedi hızlıca. "Kimliği yok, evi yok. Onu ortada bırakamazdım."

Jin öğrendiği bilgilerden sonra üzüntüyle baktı kıza. "Polise gittiniz mi peki?"

Baekhyun sabırlı olmak adına derin bir iç çekti. "Evet. Evet." Diyerek söylediği yalanı örtbas etmek adına çabucak konuyu değiştirdi. "Sen işe geç kalmadın mı?" diye sordu hala oturmakta olan arkadaşına.

Seok Jin kıravatını gevşeterek koltuğa daha çok yayıldı. "Bu halde işe gidebileceğimi sanmıyorum. Hem Ari-ssi ile daha yeni tanıştık. Böyle gidersem ayıp olur." Dedi sırıtarak.

Baekhyun bir erkek olarak Jin'in niyetini hemen anlamıştı. Ari güzel bir kızdı sonuçta. Doğa üstü bi varlık falan olsa da çekici bir dişiydi işte. Uyaran bakışlarını Jin'den ayırmadan Ari'ye seslendi. "Ari mutfağa gelip bana yardım eder misin?"

Ari yarım saattir kendisi yokmuş gibi konuşan bu iki herifi dinlemekten yorulmuştu. Ah,cidden! Bu ortamda rolü neydi onun? Tatlı sert bakışlarını ikisinden ayırarak "Olur." Dedi sessizce ve mutfağın yolunu tuttu.

***

"Haha.. Sonra hakime dönüp dedik ki...."

Baekhyun, Jin ile Ari'nin gülüşmelerinin üstüne kötü bakışlarını onlara doğru fırlattı. Hayır yani neye bu kadar gülüşüyorlardı ki? Alt tarafı hakimin duruşma sırasında pantolonu yırtılmıştı. Hele Ari? Mahkemeyi, hakimi nerden biliyordu da bu kadar sırıtıyordu. Su altında duruşma mı yapılıyordu?

"sence de komik değil mi Baek?" diye kendisine sorulunca Baekhyun dudaklarına alaycı gülümsemelerinden birini yerleştirdi. "Yaa. Çok komikmiş cidden." Elindeki çatalı gürültülü bir şekilde masaya koydu. "Benim stüdyoya gitmem lazım. Hadi kahvaltı faslını bitirelim."

Jin meraklı bir şekilde Baekhyun'a baktı. "Peki. Sen stüdyodayken Ari ne yapacak?"

Bu sorunun cevabını Ari de merak ediyordu. Beklentili bakışları Baekhyun'un "Evde kalacak tabiî ki." Cümlesi ile yerini hayal kırıklığına bıraktı. Benimle gelecek. Demesini bekliyordu oysa.

Seok Jin, Ari'nin bu cevap karşısında yüzünün düştüğünü görünce tekrar arkadaşına döndü. "Madem Ari ile bir işin yok. O zaman onu ben alıyorum bugün." Ayağa kalkarak kıza döndü. "Sen hazırlan Ari-sii."

Baekhyun panikle Jin'e baktı. Ari'nin hazırlanacak kıyafeti bile yoktu ki? Hem onun bu dünyada ilk günüydü. Kendisi gezdirmeliydi fakat sözler çoktan söylenmişti bile. "Ari'ye kıyafet alman gerek." Dedi büyük bir yenilgiyle.

Seok Jin anlayışlı bir şekilde gülümsedi. Ari'nin utanmaması için hızlıca onu kapıya doğru sürüklemeye başladı. "Hadi gidip eğlenelim."

Ari kıyafet mevzusunun bu dünyada neden bu kadar önemli olduğunu anlamıyordu. Kendisine kalsa üstündekiler iyiydi fakat diğer ikisi farklı düşünüyordu heralde. Yinede önemli değildi. Uğruna ölmeyi bile göze aldığı bu dünyayı nihayet keşfedecekti.

Sevinçle Seok Jin'in peşinden kapıya doğru yürüdü.

Baekhyun sırıtarak giden kızın ardından şaşkınlıkla bakıyordu. Nasıl da mutlu olmuştu. O an kalbinden incecik bir pişmanlık hissi geçsede aldırmamaya çalıştı. Çıkmadan önce son kez durdurdu kızı. "Ya! Hani benden ayrı kalırsan ölürdün? Böyle gitmen sorun olmaz mı?" diye sordu son bir umutla.

Ari gülümsedi. "Sorun yok Baekhyun. Bir günden bir şey olmaz." Ardından gitti.

Baekhyun son hamlesinin de etkili olmadığını anlayınca kollarını göğsünde kavuşturup, Jin'in kızın kapısını açışını, Ari'nin büyük bir zariflikle arabaya binişini ve en sonunda ise o serserinin kızın kemerini bağlayışını – bu kısımda dişlerini sıkmış da olabilirdi- izledi.

Nerden biliyordu ki? Belki de bir günden bir şey olurdu.

***

Mysterious Love • Baekhyun •Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin