Bölüm 6

603 69 24
                                    

Bölümü şarkı ile okumalısınız. Harika oluyor. Oylarınızı ve yorumlarını bekler, iyi okumalar dilerim ^_^ 

***

"Hmm.. ilk önce nereye gitmek istersin Ari-ssi?"

Ari, Jin'in sorusuyla birlikte düşünmeye başladı. Bu dünyada görmek istediği o kadar çok şey vardı ki.. Hangisini söylese bilemiyordu. "Lunapark!" dedi sonra anlık bir heyecanla. "Lunaparka gitmek istiyorum."

Seok Jin kızın heyecanı karşısında gülümsemesine engel olamadı. O kadar yer içinden lunaparka gitmesini ilk başta tuhaf bulsa da yadırgamadı. Nedense bu konsept ona tam uyuyordu. Ari'ye dönüp "Tamam." Derken direksiyonda ritip tutmayı bırakıp sekreterini aradı.

"Kyung Ae, bugünkü toplantılarımı iptal eder misin? Ayrıca Bay Kim'e söyle yarın sabah adliyeye geçeceğim direk."

Ari, mahkeme ile ilgili işlerden anlamasa da bu konuşmadan çıkardığı sonuç Jin'in kendisi için işlerini ertelediği ya da iptal ettiğiydi. "Sana engel oluyorum." Dedi mahçup bir tavırla.

Jin yoldan kısa süreliğine gözlerini ayırıp kıza baktı. "Tabiki hayır. Bir gün işe gitmememle anayasal işler çökmez merak etme." Ardından gülümseyip devam etti. "Hem ben de uzun zamandır lunaparka gitmiyordum. Güzel olacak."

Ari aldığı cevaptan rahatlamış bir şekilde geriye yaslandı ve yüzünden eksik olmayan gülümsemesiyle yola baktı.

***

Buna binmek istediğine emin misin?" Jin korku dolu bakışları ile hız trenine baktıktan sonra tekrar kıza döndü. "Gerçekten tehlikelidir."

Ari kendinden emin bir şekilde başını aşağı yukarı salladı. Jin'in neden tedirgin olduğunu anlamıyordu. Oysa su altında hız treninin çok da eğlenceli olduğunu duymuştu.

Genç adam kızın vazgeçmediğini görünce çaresiz bir şekilde iç çekti ve iki bilet alıp geldi. Adrenalin dolu şeyleri pek sevmezdi genelde. Çok fazla korkmazdı ama bu gergin olmayacağı anlamına gelmiyordu.

Sıra kendilerine gelip yerlerine yerleştiklerinde ilk işi Ari'nin kemerlerini kontrol etmek ve sağlam olduğundan emin olmak oldu. Tren büyük bir gürültüyle gıcırdayıp hareket etmeye başladı. Şimdilik sıkıntı yoktu fakat tren hızla aşağı inerken kızın tepkisi nasıl olacak çok merak ediyordu.

Fakat beklediği gibi olmadı. Ari ağlamadı, sızlanmadı ya da diğerlerinin – bazen de kendisinin yaptığı gibi- korkuyla çığlık atmadı. Sadece kahkahalarla gülmüştü.

İndiklerinde Ari yavaşça kendisine vurunca Jin şok olmuş bir şekilde ona baktı fakat Ari hala gülüyordu. "Süperdi değil mi?" dediğinde ise kendisi de sesli bir şekilde nefesini bırakıp gülmeye başladı. Eh. Eğlenmediğini söyleyemezdi. "Öyleydi." diyerek onayladı.

Birkaç küçük oyuncağa daha bindikten sonra kalabalık içinde biraz daha yürüdüler. Bu sırada Jin'in gözüne bir stand ilişmişti.Ari'nin kolundan tutarak onu da kendisiyle birlikte buraya sürükledi.

Eline aldığı kırmızı fıyonklu taçlardan birini kızın kafasına takıp, başını çevirerek ona baktı. "Güzel oldu aslında ama bir de şunu deneyelim." Bu sefer de tavşan kulağı şeklinde olan tacı taktı.

Jin gülmeye başlayınca Ari çatık kaşlarla ona baktı. Daha sonra aynadaki yansımasını görünce o da gülmesine engel olamadı. Kendisi de aslan kulağı şeklinde olan tacı alıp Jin'e taktı. Şimdi ikisi de kahkahalarla gülüyordu. İnsanlar bu koca koca insanların haline dönüp baksa da ikisi de umursamayacak kadar mutluydu.

Özellikle seok Jin. Uzun zamandır bu kadar çocuksu bir şekilde eğlendiğini hatırlamıyordu. Hala ufak kahkahalar atarak elindeki taçları deneyen kıza baktı. Çocuksu ve saf bir aurası vardı. İnsana kendini önemli ve neşeli hissettiriyordu.

Stand da gözüne ilk çarpan deniz kabuğu süslemeli prenses tacını eline aldı ve haififçe kızın başına taktı. Memnun olmuş bir şekilde gülümserken "İşte." Dedi. "Sana en çok bu yakıştı." Ardından kadına tacın ödemesini yaptı.

Ari, Seok Jin'in tercihi karşısında şaşırsa da hiçbir şey çaktırmadan teşekkür etti. Kendisinin deni kızı olduğunu bilmemesine rağmen böyle bir şey seçmesi hoş bir tesadüftü.

Biraz daha ilerledikten sonra puz pistinin olduğu yere geldiklerinde Jin sorar bir şekilde kıza baktı. "Kaymak ister misin?"

Ari bir buz pistine bir Jin'e bakıyordu. Daha önce ayakları olmadığından bazen yürümekte bile zorlanıyordu. İnsanların o incecik metal üzerinde nasıl durduklarını anlayamıyordu. (Yazar notu: Aynen. Bende kayamıyorum T_T)

Seok Jin onun buz pateni yapamadığını anlayınca elinden tutarak zorla götürdü kızı. Piste çıktıklarında Ari dengede kalmakta oldukça zorlanıyordu. Jin, kızın kollarının alt kısmından tutarak ağırlığını kendisine vermesini sağladıktan sonra kıza küçük adımlar attırmaya başladı.

Aradan geçen süre zarfında Ari bu işi baya ilerletmişti.Seok Jin "Şimdi ellerimi çekeceğim." Diyip kollarını indirmeye yeltendiği sırada Ari hızlıca genç adamın elini tuttu. "Şimdi olmaz. Beni bırakma."

Seok Jin böylesine önemli bir cümleyi duyduktan sonra istesede bırakamazdı. "Pekala." Dedi hafifçe. "Seni bırakmıyorum. Sadece kollarından değil de ellerinden tutacağım artık."

Ardından kızın ellerini kendi ellerine geçirdi. Kendisi geri geri kayarken Ari de ona doğru geliyordu.

"Kolaymış." Dedi kız gülümserken.

Seok Jin de ona gülümseyerek başıyla onayladı.

***

"Hyung, bir otur lütfen." Gongchan Baekhyun'a karşısındaki koltuğu işaret ettikten sonra abartıyla başını tuttu. "Başımı döndürüyorsun."

Baekhyun attığı voltayı yarıda keserek Gongchan!a gergince baktı. "Canım oturmak istemiyor."

"Kimi düşünüyorsun da bu kadar tedirginsin?" diye sordu genç adam büyük bir imayla.

Baekhyun"Un aklına Ari gelmemişti. Hayır. Hayır! Sabahten beri o ikisinin naptığını falan düşünmüyordu. Sadece Ari bir denizkızı olduğundan onun için endişe duyuyordu.

Bir dakika denizkızı mı demişti? Ne zamandan beri inanıyordu böyle şeylere. Sıkıntıyla oflayarak Gongchan'ın gösterdiği koltuğa çöktü. Anlaşılan inanıyormuş.

***


Mysterious Love • Baekhyun •Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin