Bölüm 8

562 70 16
                                    

I Hate School diyerek söze başlamak istiyorum. İlk haftadan bu kadar yoğun olmam mantıklı mı sayın okuyucular? Nasıl bir eğitim sisteminin içindeyiz böyle?!

Neyse isyankar halimi bi kenara bırakacak olursak kısa da olsa sonunda bölüm yayınlayabildiğim için mutluyum. Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar.

***

Düzenli yapılan sabah kahvaltıları, evden çıkarken birbirine dolaşan iki insan - hayır bir insan bir denizkızı ayağı - gün boyu uyumlu bir şekilde koşturmalar ve günün sonunda pofuduk koltukta kahve keyfi...

Tüm bunlar Ari hayatına girdiğinden beri Baekhyun için rutin hale gelen şeylerdi. Ari'nin evde tek başına kalmasını istemediği için onu da yanında stüdyoya, fotoğraf çekimlerine götürmeye başladığından beri bu haldelerdi. Ari fotoğrafçılıkla ilgili işleri oldukça hızlı kavramış ve Baekhyun istemese bile yardımcı olmakta ısrar etmişti. 

Baekhyun ise onu kıramayacağını çok iyi biliyordu. Ari'ye ne zaman karşı koyabilmişti ki?

Tamamladığı çekimin ardından makinasını asistanına uzatırken ileride Ji Won ile konuşmakta ve gülüşmekte olan Ari'ye baktı. Jin başta olmak üzere kendisinin tüm arkadaşlarıyla şimdiden çok iyi anlaşıyordu. İnsani ilişkileri takdire şayandı cidden.

"Neye kıkırdaşıyorsunuz bakalım böyle?" Baekhyun iki genç kızın yanına vardığında imayla sordu.

Ji Won yüzünü buruşturup iç çekti. "Sen anlamazsın sunbae."

Baekhyun bu sefer de sorgulayan bakışlarını Ari'ye çevirdi. Tek kaşını kaldırarak cevap beklercesine baktı. Fakat Ari cevap vermek yerine bakışlarını kaçırıp tekrar gülmeye başladı. Tek eliyle gülümsemesini gizlemeye çalışıyordu.

Baekhyun çok merak etmişti ama. Ne hakkında konuşmuşlardı da hem gülüyorlar hem de utanıyorlardı. Ji Won'a tekrar döndü ve işaret parmağını ona doğru tehditkar bir biçimde salladı. "Erkekler hakkında konuşuyordunuz değil mi?

Ji Won hafifçe kıkırdadı. Baekhyun, Ji Won'un Ari'ye çalıştıkları erkek modelleri anlatmasına çok gıcık oluyordu. Ji Won ise bayılıyordu. Hele geçen gün ki İspanyol mankeni anlattığında.. En olmadık zamanda basılmışlardı ve Tanrı şahit olsun ki Ji Won Baekhyun'u ilk defa o kadar sinirli görmüştü.

"Oppa, o kadarkıskanmana gerek yok. Sevgilini yoldan falan çıkarmıyorum." Elindeki kostümü yan tarafındaki askıya asan kız devam etti. "Zaten Ari'nin de senden başka kimseyi gördüğü yok."

Baekhyun bu sözler üzerine yumuşasa da cümledeki hatayı düzeltmekten kendini alamadı. "Ari benim sevgilim değil." dedi düz bir tonda.

Ji Won ona inanmadığını belli edercesine alayla iç geçirdi ve az önce çıkardığı yeni kıyafetleri kucağına alarak ikisinin yanından uzaklaştı.

Ari'nin morali bozulmuştu. Bu sevgililik, çıkma, randevu gibi olayları çok fazla bilmiyordu. Bildiği tek şey vardı. İki insan birbirini severdi. Bu kadar. Kendisi Baek'i seviyordu. Niye bilmiyordu ama kalbinin frekansı ona tam uyuyordu sanki. Başka erkeklerin yanında böyle hissetmiyordu ama Baek her 'Ari benim sevgilim değil.' dediğinde hayal kırıklığı yaşıyordu. Byun Baekhyun onu hiçbir zaman sevemeyecekti anlaşılan.

Yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirip Baekhyun'a döndü. "Bende gidip Gongchan'ı bulayım." diyerek genç adamın yanından ayrıldı.

Baekhyun garip hissediyordu. Stüdyodaki herkes Ari ile sevgili olduğunu düşünüyordu ve genç adam nedense her defasında tam tersini söylüyordu. Ari ile ne oldukları belli değildi. Onu seviyor gibiydi ama hayatına tekrar bir kadını alabilecek kadar da cesareti yoktu. Bu yüzden ne onu kendine alabiliyor ne de başkasına gönderebiliyordu.

Yinede, Ari'ye bu şekilde yanında olduğu için minnettardı. Hem de çok.

***


Mysterious Love • Baekhyun •Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin