-10-

88 10 12
                                    

Multimedya Gökhan

Bölüm şarkısı : Su ve Ateş - İrem Candar - Bilmezdim 

Gökhan'dan

O öylece kollarımda dümdüz kollarımda yatarken ben ne hissediyordum ; acı,  öfke,  pişmanlık,  dayanamamak.  Onunla tanıştığımda beri neden kendimle çelişir durumda olmuştum.  Onun sesi kulaklarımda yankılanınca beynimdeki düşünce kausundan kurtulup ona odaklandım. 

- " Gök-han. "

Zor konuşuyordu. Onu yormak istemiyordum . Biliyordum ki çok canı yanıyordu.

- " Yorma güzelim kendini. "

Diyebildim.  Beynimde kelimeler birbiriyle o kadar uzaktı ki  cümle kuramıyorum .  Sık sık nefes alıyordu. Arkada tiz bir çığlık koyunca omzumun üzerinden arkaya baktım. Devrim Senemin saçlarından tutup kafasını parkeye vuruyordu. 

- " Bak kızım bana bulaşma.  Tamam bana silah çektin de beni değil de  kardeşimi

- " Ya bıraksan deli misin ?"

- " Evet deliyim.  Manyağım da. Bak bana hani sen sadece korkutmak için o silahı belinde  gezersin ya.  Benim tepem atarsa yanımda taşıdığım şeyin hakkını veririm anlıyor musun. Aramızdaki farkı gör.  Beni seni öldürmek zorunda bıraktırmadan bu evden çık ve bir daha ne bana bulaş ne de gözüme görün. "

Kızın saçlarını iğrenerek gibi bıraktı.  Çocukluk arkadaşımı ilk defa bu haliyle karşı karşıya geliyordum.  Devrim yanımıza gelip oturdu . Ben hala Seneme bakıyordum.  Devrim onu korkutmuştu bu her halinden belliydi . Bir elini kafasına koyup evden çıktı.  Bende gözlerimi yeniden Devrime çevirdim.  Birine adres veriyordu . Büyük ihtimalle ambulansı aramıştı.  Telefonunu cebine koyduktan sonra t-shortünü çıkardı. Ben hala anlamaz gözlerle onu süzüyordum. 

- " Öyle mal mal bakama.  Tampon yapmamız lazım yoksa kurşundan değil kan kaybından kaybedicez onu."

Sadece başımı olumlu anlamda sallaya bilmiştim . Şu beş dakikalık süre içerisinde aramızda tek mantıklı düşünen oydu. T-shortünü ortadan ikiye ayırdıktan sonra Elçinin bedenine sıkıca sarıp düğüm attı. Bu durumda Elçinin dudaklarından acı dolu inleme döküldü. 

- " Dayan güzelim . Sadece biraz daha ."

Onu böyle görmek zaten şuanda benim için en büyük cezaydı.

- " Gök-han - yutkundu - açıyo. "

- " Dayan güzelim birazdan tüm acıların azalacak. "

- " Aslında şuan hissetmiyorum biliyor musun - bir süre durdu - çünkü hoşlandığım ilk ve tek adamın kollarında bu haldeyim. "

Söylediği cümle beynimde yankılandı.  İdrak etmeye çalıştım.  Neydi bu şimdi.  Bir itiraf mı . Bu inatçıdan illa bir itiraf duymak için birinin canı yanması mı lazımdı.  Gömleğime bir sıcaklık hissedince elim gömleğime gitti.  Kanın o en ağır mekanik kokusu burnuma doldu . 

Dehşet verici gözlerimi Elçine çevirdim.  Gözleri yavaş yavaş kapanıyordu.  Onun kanıydı.  Burnuma barut ve kanın o mekanik kokusu geldi.  Artık bu ev iki ağır kokuya ev sahipliği yapıyordu.  Onun acılarımı dindirmem lazımdı böyle boş boş oturmak değildi.  Kollarımı sıkılaştırıp yavaşça onu sarsmadan ayağa kalktım.  Devrimin gözleri deminki oturduğum yerde takılı kalmıştı.  Şimdi de mantıklı davranma sırası bendeydi. 

- " Devrim hadisene. "

Gözleri bir iki saniye beni süzdükten sonra sessizce oturduğu yerden kalktı.  Beni takip etti.  Dış kapıya gelince aynanın önündeki çantaya gözlerin takıldı Devrimindi.  Fermuarı  açıktı içinde görünene bir tane t-shortü çıkarıp Devrime uzattım.  Şuanda ikinizde yaşanan bu  olayın şokunda  da olsak onu bu halde sokağa çıkaramazdım.  Hızlıca verdiğim t-shortü giyince dış kapıdan çıkıp arabanın yolumu tutum.  O arka koltuğa geçince Elçinin kafasını dikkatli bir şekilde yerleştirip hızla şoför koltuğuna geçtim.

Bırak Sende Kaybolayım #Wattys 2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin