"Ee kız arkadaşınla herşey nasıl gidiyor?" Oliver, tüm öğlen boyunca Quidditch antremanı yaptırmıştı ve şimdide Fred, Oliver ile uğraşıyordu.
"Lillian benim kız arkadaşım değil!" Oliver, aynı şeyi bir milyonuncu kez söylerken gözlerini devirdi.
"Aslında biz Alicia'dan bahsediyorduk." George yüzünde büyük bir gülümsemeyle söyledi.
"Alicia'da benim kız arkadaşım değil!" Oliver bu muhhabetden sıkılmıştı.
"Biliyoruz, ama tüm yıldır olmaya çalışıyor. Neyse suçluya dönelim-" Fred suçlu kısmını birazcık belli etmişti.
"O bir suçlu değil."
"Dostum, Malfoy'u dağ gelinciğine döndürdü.'' Fred belirtti.
"Bizi yanlış anlama harikaydı." George devam ettirdi.
"Ama yasal olduğundan emin değiliz." İkisi aynı anda söyledi.
"Bilmiyorum. Yani demek istediğim, daha iyiye gittiğini düşünüyorum. Ödevlerini yapıyor ve derslerden eskisi kadar kaçmıyor."
"Geldiğinde de uyuduğunu biliyorsun değil mi?"
"Ne!?!"
"Neyse asıl sorumuza dönelim." Fred onu görmezden geldi. "Kız arkadaşınla aran nasıl?"
"Lillian benim-"
"Kız arkadaşın değil. Biliyoruz." George bitirdi. "Ama tüm boş zamanını onla geçiriyorsun."
"Çünkü ben onun rehberiyim." Oliver açıkladı.
"Onunla yemek yedi-"
"Çünkü hep tek-"
"Onu düşünmeden edemiyorsun!"
"Çünkü- bu doğru değil." Oliver iyice sinirlenmişti. Bu doğru değildi. Öyle miydi ?
"Tabi canım." İkiside aynı anda kafalarını salladılar.
"OLIVER!!" Üçüde senin geldiği tere dönünce gelenin Percy Weasley olduğunu gördüler.
"Selam, Perc!" Fred sırıttı.
"Kapa çenini! Slytherin'ine yaptığınız şaka ile ilgili daha sonra konuşacağım sizinle. Oliver şuan küçük sevgilinin ne yaptığından haberin var mı?"
"Sevgilin değil. Tamam anladık." İkizlerin yüzünde sırıtma vardı. "Percy'nin isim vermediğinin farkında mısın, Forge?"
"Fark ettim Gred. Ama anlaşılan o ki, Oliver kimden bahsedildiğini biliyor." Tek kaşını kaldırmış ikizine bakıyordu.
"Kapayın çeneni!" Oliver sinirden kızarmıştı.
"Marcus Flint ile düello yapıyor." Bunu demesiyle Oliver'ın dikkatini geri üstüne çekti.
"Kiminle ne yapıyor?" Oliver biraz endişeliydi. Sonuçta Lillian Oliver ve Flint'den 1 yaş küçüktü. Bu da Flint'in Lillian'ın bilmediği lanetler bildiği anlamına geliyordu.
"Onu durdurmaya çalışştım ama bana bakışıyla geriye fırladım!"
"Bir kız tarafından mı yenildin?" George gülmeye başladı.
"Neden şaşırmadık acaba?" Fred sordu.
Percy bir şeyler söylemek üzereydi ki 4 oğlanda onlardan fazla uzakta olmayan gürültüye yöneldiler. Oliver o an o kişinin Lillian olmaması için Merlin'e yalvarı-
"Lillian Queen! Derhal dur!" Percy Lillian'ı asasını yerde yatan Flint'e doğrultulmuş olduğunu görünce durdurmaya çalıştı.
"Söylediklerini geri al!" Dişlerinin arasından konuştu.
"Noldu? Derin bir yarayı mı deştim, Queen?" Flint sırıtıyordu.
"Lillian!" Oliver, Lillian'ın dikkattini çekmeye çalıştı ama Lillian onu takmadı.
"Söylediklerini, geri al dedim." Lillian gittikçe daha fazla köpürüyordu.
"Denesene ucube!" Lillian tam Flint'i lanetlemek için asasını kaldırmıştı ki asası elinden uçtu.
"Expelliarmus!"
Herkes Lillian'ın asasının Oliver'ın eline uçmasını izledi." Ne halt ettiğini sanıyorsun, Wood? Geri ver!"
"Hayır!" Lillian'ın kolundan tutarak onu kalabalıkdan uzaklaştırmaya çalıştı. "Gidiyoruz!"
"Awwww! Sizcede çok tatlı değil mi? Wood psikopat hayvanı eğitmeye çalışıyor." Yerde sırıtarak yatarken tüm arkadaşları onun bu dediğine güldü. Oliver Lillian'ı durduramadan, Lillian Oliver'dan kurtulmayı başarığında Flint'ın burnuna yumruğu geçirdi. Lillian, Flint'in üzerine oturup onu yumruklamaya başladı. Weasley ikizleri ise Lillian'dan gurur duyarmışca bakıyordu.
"Seni pislik!"
"Lillian bu kadar yeter!" Percy, Lillian'ı durdurmak için onun hanına yürüdü ama Lillian, Percy'i tek bakışıyla duvara fırlattı.
"Eğer bir daha bana-"
"Lillian. Dur artık!" Oliver Lillian'ı belinden kavrıyarak Flint'in üstünden çekti. Flint yerde acı içinde kıvarnırken, Lillian hâlâ Oliver'ın kucağında debeleniyordu.
"BIRAK BENİ WOOD! BIRAKDA ONU ÖLDÜREĞİM!" Oliver kucağında debelenöekte olan Lillian'ı boş bir koridora götürdü. Boş bir sınıf bulup Lillian'ı duvara yasladı. "Sakinleş!"
"Ne?! Çekil önümden Wood!" Lillian çıkmak için bir hamle yaptı ama Oliver önüne geçip onu engelledi.
Omuzlarından tuttu. "Lillian sakinleşmen gerek!" Oliver'ın sesi hâlâ sakindi.
"Oh! Sakinleşmemi gerek? Benim sakinleşmem gerek?!"
"Lillian bir öğrenciye saldırdın!" Oliver sesini yavaşca yükseltmeye başladı.
"Flint mi? Bana Flint'e saldırdığım için mi sinirlisin? O Malfoy'dan bile daha kötü!"
"Bu sana onu lanetlemek veya yumruklama hakkı vermez!"
"Bana ne dediğini duymadın!"
"Bana ne dediğini söylemek ister misin?"
"HAYIR!" Lillian, Oliver'ı terslerken tam küçük bir çocuğa benziyordu.
"Lillian sana yardım et-"
"Senin yardımına ihtiyacım yok! Kim sana yardımına ihtiyacım olduğunu söyledi, Wood?"
"Profesör McGonnagal dedi!"
"Her neyse. Asamı geri ver, Wood!" Lillian asasını almak için elini uzattı.
"Hayır." Oliver basitce söyledi.
"Ne!?"
"Beni duydun. Flint'le aranda ne geçtiğini söylemeden asanı sana vermiyeceğim."
"Beni, Percy'i asasız lametlerken gördün değil mi?" Lillian tek kaşını kaldırdı.
"Evet. Ama nedense bana bir şey yapamadın." Oliver bunları söylerken yüzünde kendinini beğenmiş bir gülümseme vardı. Ama bilmediği bir şey vardı. Lillian onu asasız 'lanetleyememiş' değil 'lanetlememişti'. Lillian neden bilmiyordu ama Oliver'ın canını yakmayı hiç istemiyordu. Ama şuan kendi kaşınmıştı. Oliver birden bacaklarının aşağıya doğru çekildiğini hissetti ve dizlerinin üstüne düştü. "HEY!"
Lillian dizlerinin üstüne oturdu ve Oliver'ı çenesinden tutarak kendine bakmasını sağladı. "Sakın beni hafife alma WOOD!" Yerdeki asasını aldı ve Oliver'ı sınıfta yanlız bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Watchdog
FanfictionLillian okulun baş belası ve Oliver onu düzeltmeye çalışan, okulun gözdesi Quidditch kaptanı. Lillian Oliver'dan nefret etmeye devam mı edecek yoksa aralarında büyük bir aşk mı yaşanacak?