Athena - Arsız Gönül
Sam Smith - I'm Not The Only One
Teoman - Mavi Kuş Ile Küçük Kız
Son Feci Bisiklet - Bikinisinde Astronemi
Arctic Money - I Wanna Be Yours
Yüksek Sadakat - Aşk Durdukça
Can'nın söylediği kelimeler beni pek ilgilendirmiyordu ama Alaz'ın bakışları yaralamıştı ruhumu. Aslında onun da ruhu yaralıydı. Bu kadar mesafeden bile gözlerinde ki hayal kırıklığını ve siniri görebiliyordum ama Alaz, duygularını gizlemeyi çok iyi bilen biri olduğu için gözlerinde ki hayal kırıklığını yok etmişti.
Siniri, o masmavi bana denizin derinliğini anlatan gözlerini tehlikeli ve kop koyu bir maviye çevirmişti. Can Alaz'a daha fazla bakmama izin vermeden hareket etmeye başlayınca kendime gelip " Can beni yere bırak. Hemen!" diye konuştum, kelimeleri tane tane söylemem ve sert bir şekilde konuşmam sinirlendiğimi anlamasını sağlamıştı. Biraz durakladıktan sonra beni yere bıraktı.
" Bir daha sakın bu hareketi yapma." dedim ve hızlı bir şekilde merdivenleri çıkmayı başladım. Sınıfa gidene kadar göz yaşlarımı tutabilmiştim ama sınıfa girince en arkada ki sırama geçip dizlerimi kendime çekip başımı dizlerime koydum ve sessizce ağlamaya başladım.
Bugünlerde fazla ağlıyordum ve çoğuda Alaz yüzündendi. Bir insan hem rahatlatıp hemde parçalara ayırabilir miydi ? Alaz'ın bana yaptığı tam olarak ta buydu. Sinirlenince ağlayan bir yapıya sahiptim. Şuan ağlamamın sebebi hem Can'a ve Merve'ye sinirlenmemdi hemde son günlerde olayların üst üste gelmesiydi.
Birinin bana sarılmasıyla hafifçe irkilmiştim ama duyduğum ses daha da şiddetli ağlamamı sağlıyordu. Hayat hem bana sıkıca sarılmıştı hemde saçlarımı okşuyordu. Bir öğrencinin " Ders boş !" diye bağırmasıyla başımı dizlerimden kaldırdım ve Hayat'a minnet dolu bir şekilde gülümsedim.
Birden " Kantine gidiyorum bir şeyler ister misiniz ?" diye Giray'ın sesini duyunca başımı kapıya çevirdim ve gördüğüm manzarayla şok oldum. Alaz ve Merve karşımızda ki sınıfın kapısında gülüşüyorlardı. Merve'nin bir eli Alaz'ın kolundaydı, Alaz'ın kolu ise Merve'nin belini hafifçe tutuyordu. Alaz bana bakınca gülen yüzü birden soldu ve kaşları çatıldı. Başımı yan tarafa çevirdiğimde Hayat Can'la konuşuyordu.
" Tabi ki konuşabilirsiniz. Gökyüzü ben Giray'la kantine iniyorum işin bitince yanımıza gel." dedi. İlk cümlesini büyük bir ihtimal Can'a söylemişti. Hayat yanımdan kalkmadan önce yanağımı öptü ve sınıftan çıktı. Gözlerimi Can'a çevirmeden önce sınıfta gezdirdim ve sınıfın boş olduğunu fark ettim.
" Gökyüzü ben özür dilerim öyle yapmak istememiştim."
" Ama yaptın." dedim yüzüne bakmadan onun yerine tahtaya bakıyordum.
" Gökyüzü çıldırmış gibiydin. Hayat ve Giray sana kaç kez bağırdı ama duymadın. Bir ara Giray araya girmeye kalktı ama siz o kadar çıldırmıştınız ki. Mecbur olmasam yapmazdım. Gerçekten. Özür dilerim." dedi. İlk cümlesinden sonra yüzüne bakmaya başlamıştım çünkü bu hareketin ne kadar sinir bozucu bir hareket olduğunu anlamıştım ve biri bana bunu yapsa sinir olurdum.
" Tamam Can ama lütfen bir daha olmasın." dedim başımı anlayışlı bir şekilde sallayarak.O da gülümseyerek " Hala arkadaş mıyız ?" diye sordu bende gülüşüne karşılık verip başımı salladım. Birden belime dolanan kollarla ne yapacağımı şaşırsam da bende kollarımı Can'nın boynuna doladım. Gözüm kapıya takılınca Alaz'ın bizi izlediğini gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece Masalı
ChickLit"Bu Dünya'yı düşünün milyarlarca insan, milyarlarca erkek ,milyarlarca kadın ve milyarlarca yer.''Şuan nerede olmalıyım?'' diye sorsam kendime,yine burada olmak isterdim.Şuan şu masada oturup,aynı anda Ay'ın saflığını ve Güneş'in parlaklığını üstünd...