İLK DOKUNUŞ

109 8 1
                                    

Duymamış gibi yapıp yoluma devam etmeye başladım, bana doğru gelen tok ayak seslerini duyabiliyordum. Sanki koskoca sokakta bir tek biz vardık bu ne sessizlikti böyle ? ''Sana diyorum duymuyor musun.'' Yine aynısını yapıyordu kolumda ki acıyla ona doğru döndüm ama bu sefer farklıydı hızlıca çektim kolumu ve sesimi yükselttim. ''Canımı acıtmaktan vazgeç artık, öylece yürüyordum sizi gördüm ve rahatsız etmek istemediğimden geri döndüm.'' Kafasını yere eğmişti onları görmem hoşuna gitmemişti belli ki mahcup bir ses tonuyla konuşmaya başladı, böyle bir ses tonu nasıl olur da içine işleyebilirdi insanın ? ''Ne gördüğün umurum da değil bücür, böyle tablolarla karşılaşmaya alışsan iyi edersin.'' dudağımın kenarı kıvrılmıştı niye sinirlendiğimi anlamadan ''Seninle bir daha karşılaşmayacağımı umuyorum  görüşmemek üzere adam.'' Arkamı dönüp boş sokakta adımlarımı hızlandırdım. Ne kadar çok uzaklaşırsam o kadar iyi gelecekti bana, acaba gitmiş miydi yoksa hala orada mıydı ?  Bu düşünceleri aklımdan gönderip yoluma devam ettim seninle bir daha karşılaşmayacaktık adam.

Evrak işlerimi halledip okul kaydımı da yapmıştım. Şimdi bir an önce yurda gidip yerleşmek istiyordum annemi aramayı da ihmal etmiştim, kim bilir nasıl meraklanmıştır. ''İyiyim annecim sen nasılsın ne yapıyorsun çok özledim seni annem.'' daha önce hiç uzak kalmamıştık annemle ''Bende kuzucum bende çok özledim '' durdu ve ne kadar belli etmek istemese de ufak tefek hıçkırıklarla anlamıştım ağladığını, konuyu dağıtmak istedim ''Okulum çok güzel biliyor musun anne hatta arkadaş bile edindim'' onun keyfini yerine getirmeliydim '' Yaa ne korkuyordum yalnız kalacaksın oralarda diye arkadaşına selam söyle kızım, yemeklerini düzgün ye bilirim seni ihmal edersin  ben olmayınca başında'' nasıl da tanıyor annem beni ''merak etme anneciğim sende kendine iyi bak olur mu şimdi kapatıyorum çok yorgunum'' telefonu kapattıktan sonra yatağıma uzandım burada ki insanlar çok soğuktu eve çıkmak isterdim ama kiminle ? hangi parayla ? bir an önce iş bulup çalışmaya başlamam lazımdı anneme yük olmamam gerekiyordu. Bu düşüncelerle birlikte uykuya daldım.

Uyandığım da oda boştu herkes yemeğe inmişti sanırım ama benim canım hiç bir şey istemiyordu sanırım annem birazcık haklıydı. Ne yapabilirim diye düşünürken  telefonuma mesaj gelmişti bugün neredeyse elime hiç almadığım telefonuma uzandım. Duruyla bugün telefon numaralarımızı birbirimize verdiğimizi  tamamen unutmuştum ''Hadi hazırlan seni almaya geliyorum'' bu kızın bu kadar cana yakınlığı beni öldürecekti hayır belki ben seri katilim ? Tamam saçmaladım. ''Üzgünüm kusura bakma ama bugün çok yoruldum dinlenmem gerekiyor.'' çok fazla duygusuzum biliyorum vurmayın yüzüme. ''Arkadaşlığımızı kutlamamız gerekiyor sana sormadım hem çıkıyoruz dedim bitmiştir.'' tamam peki ısrar etmeyecektim en fazla bir kahve içer geri dönerdim burada ki ilk arkadaşımı kaybetmemeliyim diye düşündüm ve dolabımın kapağını açtım. Fazla ahım şahım giyecek bir şey getirmemiştim benim hazırlanma anlayışım bir kot, bir t-shirt idi. İşte hazırdım pek fazla makyaj yapmazdım sevmezdim aslında. Aynaya baktığım da solgun yüzümle karşılaştım iri siyah gözlere sahiptim, uzun siyah saçlarımla birlikte iyi bir uyum yakalıyorlardı. Aşağı inip duruyu beklemeye koyuldum.

Arabasına bindiğim de hafif bir sarılışla karşıladı beni ''Yağmur bu kıyafet ne Allah aşkına sana hazırlan demedim mi ? durunun sözleriyle birlikte üstüme göz gezdirdim neyim vardı hazırdım işte.''hazırlandım zaten duru'' anlaşılan bu kızla işim vardı ''Sana çeki düzen vermek şart oldu bize gidip üstüne doğru düzgün bir şeyler bakacağız'' tam ağzımı açıp hiç gerek olmadığını söyleyecekken ''itiraz istemiyorum'' Henüz aralanmış dudaklarımı birbirine bastırıp isyankar bir kabulleniş sergilemiştim.  Giysi dolabının kapaklarını bana doğru açtığın da bir anlık şok yaşamıştım . Kız zengindi Abi olacak o kadar dedim kendi kendime duru mırıldanmaya başlamıştı kıyafetlerini karıştırırken. ''Evet işte buldum bunun senin üzerinde harika duracağına eminim yağmur'' Yoğun bir hevesle elinde tuttuğu kıyafete baktım. Elbise o kadar kısaydı ki bir an sadece üst zannetmediğim değil arkasında dudak uçuklatacak türden bir dekoltesi vardı, siyahın en koyu tonlarına sahipti. ''Duru saçmalama lütfen ben bunu giyemem.'' duru ellerini aşağıya indirmiş ve suratını asmıştı bu kızdan kesinlikle tiyatrocu olurdu nasıl da acındırıyor kendini. '' Peki peki tamam ver de bir deneyeyim.'' Duygusuzdum ama kıracak kadar değil. Elbise üzerime tam oturmuştu lavabodan çıktığım da durunun gözleriyle beni süzdüğünü farkettim. ''Wuhuu gerçekten tahmin ettiğimden de muhteşem oldun yağmur'' utangaç bir gülümsemeyle karşılık verdim bu sözlerine. Ben iki gündür neler yaşıyordum böyle ?

Arabadan indiğim de bütün gözlerin üzerimde olduğu hissine kapılarak tedirgin oldum. Alışkın değildim kesinlikle. Bar tarzı bir yere girdiğimiz de dumandan boğulacağımı sandım. Sallana sallana dans eden insanlar, kuytu kenar köşelerde yiyişen insanlar her türden insan vardı burada göz gözü görmüyor desem yalan olmazdı. Taburelerden birine oturduğumuz da duru votka istemişti  biraz bağırarak ''Sen ne içmek istersin yağmur ? biraz çekinerek ''Ben bir su alayım'' duru gülmüştü. Ben hayatım da hiç içki içmemiştim ki adlarını bile tek tük biliyordum.  İçim de adını koyamadığım bir huzursuzluk vardı tam duruya yaklaşıp artık kalkmak istediğimi söyleyecekken kolumda ki eli farkettim. ''Güzelim birazda bu tarafa gel eğlenelim.'' Tiksinerek ''kolumu bırakır mısınız lütfen istemiyorum'' huzursuzluğumun nedenini anlamıştım galiba kolumu iyice acıtarak ''Sende fazla naz yaptın güzelim iki eğleneceğiz işte.'' Tam zurnanın zırt dediği yere gelmiştim ki kolumda ki el yok oldu ''Sana kız istemiyorum diyor duymuyor musun lan '' Gözlerim karşısında ki manzaranın şaşkınlığıyla büyürken kolumu tutan adam yere yığılmış ve etrafta insanlar meraklı gözlerle bir kalabalık oluşturmuştu. O buradaydı adam beni kurtarmıştı ne yapmalıydım minnet mi duymalıydım ? Ne hissedeceğimi bilemezken yine kolumda bir el hissettim. Adamın arkasından sürüklenirken dışarı çıktığımızın farkına yüzüme çarpan soğuk hava ile varmıştım. Kolumu ondan kurtarıp bana bağırışını dinlemeye başladım. ''Senin bu saatte yatağında uyuyor olman gerek bücür burada bu itlerle işin ne ?'' Ellerini saçlarından arasından geçirişini izledim beni aynı anda bu kadar sinirlendirip ve yine aynı anda bu kadar yumuşatmayı nasıl başarabiliyordu.  ''Benim senin korumana ihtiyacım yok karşıma çıkıp durmaktan vazgeçer misin artık.'' Alaycı bir gülümsemeyle bana yaklaştı kalbimin hızlanma sesini duyabiliyordum. ''Korumama ihtiyacın yok öyle mi içeride az kalsın o itlere yem oluyordun ama.'' vücudum artık sinirden kasılıyordu bu gece bitmeliydi. ''Yeter. Bu seni ilgilendirmez tamam mı git artık.'' Sesimin titrememesi için elimden geleni yapıyordum.  ''Ne halin varsa gör.'' Benden uzaklaşıp arabasına bindi ve asfaltı ağlatacak kadar hızlı bir şekilde yanımdan geçip gitti. 

Ben şimdi bu lanet olası yerde bu kıyafetle ne yapacaktım. Buraya hiç gelmemeliydim ah aptal kafam içeri de giremezdim herkese rezil olmuştum. Duru neredeydi acaba ? Telefonuma baktığım da sarja takmadığım için kapandığını gördüm. Hızlı adımlarla ıssız sokakta yürümeye başladım gözlerimin yandığını hissediyordum bir güne göre bu kadar duygu yoğunluğu benim gibi biri için oldukça fazlaydı. Burada olmazdı ağlamayacaktım. Karşıdan gelen arabanın sesiyle irkildim kaldırıma çıkıp arabanın geçip gitmesi ve tekrar bir olay yaşanmaması için çaresizce dua ederken araba yaklaştıkça yavaşladı. Gözlerimi kısarak baktığımda içerisinde adamın olduğunu gördüm camını indirip ''Atla hadi yine başımı belaya sokacaksın bücür.'' inat etmenin sırası mıydı bilmiyorum ama şuan bu fikir o kadar cazip gelmişti ki ben yine kendi düşüncelerimle boğuşurken ''Donmaya niyetlisin sanırım.'' kafamı sallayıp arabasına yaklaştım kapıyı açıp usulca bindim. Ne diyeceğimi nasıl davranacağımı bilmiyordum yurdu tarif etmiştim ve bunun dışında bir konuşma olmamıştı araba yurdun önünde durduğunda ona doğru dönmüştüm. ''Beni getirdiğin için teşekkür ederim ayrıca beni kurtarmana rağmen biraz çıkıştım kusura bakma sinirlerim yıprandı gerçekten.'' Yüzümü tatlı bir sıcaklık kaplamıştı yanıyordum yüzümü kaldırıp gözlerinin içine bakacak cesareti kendimde bulamıyordum. Çenemde ki eliyle birlikte yüzümü kaldırdım dokunduğu yer sanki yanıyordu. ''Önemli değil bücür ama bir daha böyle yarım yamalak kıyafetlerle dışarı çıkmamalısın şimdi güzel bir duş al ve uyu.'' Şefkatli davranışıyla birlikte içimde bir şeyleri oynatmıştı. Arabadan indim ve yollarda bıraktığı izle gidişini izledim, adını bile bilmediğim adamın içimde böyle bir yer etmesi sizce ne kadar doğru olabilirdi ? 





ADAMIM'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin