Ah.. kahretsin geç kalmıştım telefonum da tam çalacağı zamanı bulmuştu ''Efendim kuzi'' hayır bu sabah olmazdı bu sabah kuzenimin yeni maceralarını dinlemek için geç kalmıştım iki saat kapatmayacaktı şimdi ''Yağmuur seni çok özledim neler oldu bir bilsen, kızım var ya of burada taş gibi çocuklar var.'' Omzumla desteklediğim telefon kulağımdan düştü düşecekti bir yandan da kot pantolonumu giymeye çalışıyordum. ''Yine kimi düşürdün ağına Büşra.'' kuzenim de bursa da bir okul kazanmıştı tabi pek okuyacağını düşünmüyorum ama. ''Dalga geçme yaa bu sefer ki ciddi.'' istemsizce gülmüştüm hiç öyle olacağını sanmıyordum. ''Yakında evlenirsiniz de siz. Neyse kuzen bunları daha sonra ayrıntılı bir şekilde dinleyeceğim ama şu an okula yetişmem gerek.'' Telefonu uzun uğraşlardan sonra nihayet kapata bilmiştim. Deli kız en sevdiğim kuzenlerimden biriydi.
Okula duruyla beraber gidecektik beni arkadaşlarıyla tanıştıracaktı. aklımda cevaplanmamış sorular vardı o günün üstünden bir hafta geçmişti ve adamı hiç bir yerde görmemiştim. İçimde ki duygulara sahip çıkamıyordum onu görmek istiyordum başka bir yandan da görmek istemiyordum ayaklı makyaj çantası sevgilisi olmalıydı. Derin bir iç çektikten sonra durunun sesini duydum. ''Hey bebek atla hadi.'' duruyla tanışalı daha iki hafta olmuştu ama sanki yıllar öncesinden tanıyor gibiydim. Arabasına binip emniyet kemerimi taktım meraklı gözlerle bana bakıyordu. ''Heyecan var mı bakalım.'' kafamı koltuğa yaslayıp dişlerimi gösteren bir gülümsemeyle sorusunu yanıtladım. ''Okula gidip ağlayıp, annemi istediğimi söyleyeceğim.'' Bu yanıtıma karşılık ikimizde kahkaha atmıştık. Duru ikinci sınıftaydı ve tabi tanıştıracağı arkadaşları da, acaba adam da bu okulda mı okuyor diye aklımdan geçirdim ama eğer bu okulda okumuyor olsaydı o gün müzik odasın da ne işi olurdu ?
Kafamda ki düşünceleri silkeleyip okulumda ki ilk günü güzel geçirmeyi temenni ettim. Kampüse girdiğimiz de duruyu takip etmeye başladım. Bugün hava biraz estiği için üzerime kapşonlu hırkamı almıştım. Belirli bir topluluğun içine girdiğimizde isyan bayraklarını çekmiştim bile tanışma fasıllarından hoşlanmıyordum. Duru teker teker tanıştırmaya başlamıştı. ''Yağmur bak bu Esin aramız da en alınganımızdır aman ha ters bir şey söyleyeyim deme.'' elimi uzatıp masumca gülümsemiştim Esma lafa atılarak ''saçmalamayı keser misin duru yeni tanıştığım birine ne diye alınayım, sen ona bakma yağmur tanıştığıma memnun oldum.'' Aralarında gülüştüler arkadaşlıkları bana İstanbul da ki arkadaşlarımı hatırlattı yüzüme hasret bulutu çökerken başka birine geçmiştik. ''buda kavgacı şirinemiz gül isminin çiçek olduğuna bakma dikenleri çok fazladır.'' elimi uzatıp nazik bir şekilde memnun olduğumu söyledim. ''Bak bu konuda haklı duru sinirini bozan birisi falan varsa hallederiz sıkıntı yok aklında bulunsun.'' Anlaşılan bu okulda yalnız kalmayacaktım hepsi birbirinden samimi, birbirinden iyi niyetli insanlardı. ''Teşekkür ederim bunu aklımda bulunduracağım.'' Aslında ayaklı makyaj çantasını söylesem mi diye düşünmedim değil. Bize doğru karşıdan koştura koştura biri geliyordu duru ''Anlaşılan ayaklı gazetemiz bize yeni bir olay getiriyor.'' yanımızda durduğun da nefes nefese kalmıştı ''Kızlar spor salonun orada kavga var umut ve efe yine birbirlerine girdiler.'' Olayda ki kişileri tanımadığım dan pek de umurum da olmadı bu durum. ''Aa sen durunun bahsettiği yağmur olmalısın.'' bana sarılmıştı hiç alışkın değildim bu kadar sıcak karşılanmaya ''Evet ben yağmur kafamla kendisini işaret ederek ''Bende Belinay tanıştığımıza çok memnun oldum.'' İnce bir gülümsemeyle kafamı salladım.
Herkesin gittiği tarafa doğru ilerliyorduk okullarda ki tek değişmeyen olay nerede kavga varsa oraya topluluk kurulur ve izlenirdi. Bizde yürümeye başladık benim ilgim başka yerdeydi müzik odasında. düşünmeden duramıyordum adamı bir daha göremeyeceğimi düşünürken kulağıma küfür dolu sesler geliyordu. Kafamı kaldırıp baktım kalbim kendi bağımsızlığını kurmuş hızlı bir şekilde tekrar atmaya başlamıştı. Adam suratı kanlar içerisinde karşısında ki çocuğa nefret dolu gözlerle bakıyordu. Onu daha önce hiç bu kadar yoğun bakarken görmemiştim tanımıyormuş gibi duruya sordum bir şeyler öğrenmem gerekiyordu. İçim ezilmişti onu bu hale getiren sebebi çok merak etmiştim. '' Duru neden kavga ediyorlar biliyor musun.'' Duru sanki her zamankinden daha fazla sakindi sanki beklenen bir kareymiş gibi davranıyordu herkes. ''Her zaman ki gibi kız meselesi gamze her defasın da aralarına giriyor ve her defasın da kavga çıkıyor emin ol daha kötülerine şahit olmuştum.'' Dudağımın kenarını ısırarak düşünmeye başladım kesin ayaklı makyaj çantası için kavga ediyordur diye geçirdim aklımdan içim içimi yiyordu kıskançlık dalgası sarmıştı bütün bedenimi bana ne olduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Daha fazla bu tablo karşısında kalmak istemedim onu böyle görmeye dayanamıyordum duruya lavaboya gitmek istediğimi söyleyip bahçeye doğru ilerledim bahçe bomboştu neredeyse herkes kavganın olduğu yere toplanmıştı.
Bütün bu olanlardan sıyrılmaya çalışırken telefonumun sesiyle toparladım kendimi yine kuzenim arıyor diye tahmin ederken gördüğüm isimle olduğum yerde kalmıştım eren arıyordu kulağıma götürüp ''Merhaba eren'' sesim biraz incinmiş çıkıyordu anlamaması için öksürdüm bir kaç kere ''Merhaba ufaklık gittin oralara unuttun iki haftadır sesin soluğun çıkmıyor hayırdır? kızmışmıydı bana '' Başıma birkaç olay geldi şimdi anlatmamı isteme çok uzun bir araya gelince detaylı konuşuruz bunları, asıl sen anlat nasıl gidiyor çok özledim evimi.'' İç geçirdiğini duydum ''Biraz eksik buralar ha bu arada bak ne diyeceğim hafta sonu bizim hasretin nişanı var geleceksin değil mi ? '' hasretin nişanı aklımdan gitmişti nasıl unuturdum '' ilk hafta pek ders olmaz herhalde gelmeye çalışacağım eren'' erenin hevesi kursağında kalmış gibiydi güya beraber gidecektik partnerim olacaktı ne hayaller kurmuştuk. '' pekala güzellik ben işime döneyim sende kendine dikkat etmeyi unutma'' gülümsedim beni düşünmesi içimi ısıtmıştı. '' Sende kendine iyi bak.'' Telefonu kapattıktan sonra arkamı döndüğüm anda bir gövdeye çarpmıştım ''Hey ödümü kopardın.'' yüzü yara bere içindeydi dokunmamak için kendimi zor tutuyordum. '' seninle işimiz var bücür yürü gidiyoruz.'' bu hödük bir türlü akıllanmıyordu kolumu çekiştirerek beni sürükleme başlamıştı. '' sende iyi alıştın bakıyorum bıraksana kolumu'' cevap vermemişti bu sinirle acısını benden mi çıkaracak diye düşünmemiş değildim. ''ben seninle hiç bir yere gelmek istemiyorum bırak kolumu hödük.'' ani bir hışımla bana doğru dönmüştü ''hödük he gösteririm ben şimdi sana hödüğü.'' Ne olduğunu anlamadan ayaklarım yerden kesilmişti çığlıklarım kulak patlatacak kadar yüksek çıkmıştı. '' Ne yaptığını zannediyorsun sen beni çabuk yere indir. Allahım rezil oldum herkese. '' Güldüğünü duyar gibi oldum kapşonumu hemen kafama geçirdim daha fazla rezil olmak istemiyordum. ''Bayağı da ağırmışsın he ne yiyosun kızım bu kadar biraz az ye.'' Sinirle karışık gülümsemiştim yanaklarımın kızardığını söylemiyorum bile. ''Umarım bel fıtığı olursun adam'' Beni yere indirdikten sonra arkamı dönüp yürümeye başladım ve ah boynum kapşonumdan tutup beni geriye doğru çekmişti ''Ordan değil bücür bu taraftan.'' Dudağını kıvırmış halime gülüyordu bir anda soğudu yüzü her zaman ki gibi duygusuz ifadesini takındı. ''Ben hiç bir yere gelmiyorum benden ne istediğini söyleyecek misin ? yoksa gidiyorum.'' Kafasını yere eğdi ve arabasına yaslandı kafasını tekrar kaldırıp gözlerimin içine baktığın da içimin eridiğini hissettim dışarısı ne ara bu kadar ısınmıştı kapşonum yakıyordu beni dudaklarını aralayıp konuşmaya başladığın da duyduklarıma inanamadım. '' Senden bir haftalığına sevgilim olmanı istiyorum bücür geçen gün ki yardımımın karşılığını böyle ödemeye ne dersin ?.''
Ettiği yardıma karşılık istemesine mi yoksa benden bir haftalığına onun sevgilisi olmamı istemesine mi hangisine daha çok şaşırmalıydım karar veremiyordum, kafamı olumsuz anlamda sallayıp bütün bu olanların sadece bir rüya olmasını diledim hemen şimdi.