Multimedya Adam.
Sevgiye olan açlığımı ilk defa bu kadar yoğun duygularla adam da hissetmiştim. Ellerim kirli sakallarının üzerindeyken dünya dursun istedim. Nefeslerimiz birbirine karışırken, etkileyici kokusu başımı döndürüyordu. Ona dokunuşumla birlikte yaşadığımı hissettim, İçimde ki gözlüklü kaltak taburesine bacak bacak üstüne atarak oturmuş beni tebrik ediyordu. Gamzenin nefret dolu sinsi bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. Anlık zevkten uyanıp gerçek dünyaya dönmüştüm daha fazla burada kalamazdım kendimden utanıyordum. Adamın gözlerinin içine son defa bakıp koşar adımlarla salonu terk ettim. Adamın arkamdan geldiğini hissedebiliyordum hava yağmurluydu ben hızlı adımlarla nereye gittiğini bilmediğim yolda yürürken gözlerimden yaşlar geliyordu utanç dolu suratımı göz yaşlarım temizliyordu. ''Yağmur dur'' Durmayacaktım hayır bu sefer izin vermeyecektim yeni hayatım onun sayesinde başlamadan bitmişti pardon benim sayemde. ''Yağmur sana diyorum dur artık.'' Yağmur tamamen bastırmıştı neredeyse sırılsıklam olmuştum, olmuştuk. Ona doğru döndüm adama bakmamaya çalışıyordum bakamazdım ben bile az önce ki olanlara inanmıyordum onun ne tepki vereceğini kestiremedim. Tiksindirici bir ses tonuyla konuşmuştum ''Beni artık rahat bırak tamam mı istediğin de oldu artık, annen tamamen gamzeyle bir ilişkinin olmadığını anlamıştır.'' Yüz hatları gergindi sanki oda nasıl davranacağını bilmiyormuş gibiydi. ''Yağmur bak ben..'' Elimi uzattım ve ''Lütfen bu konu burada kapansın ben çok utanıyorum, bundan sonra yolda görsen bile bakma yüzüme çünkü ben öyle yapacağım.'' İçim acıya acıya söylemiştim bu sözleri. Vücuduna yapışmış tişörtü tamamen ıslanmış ve bedeniyle bir bütün oluşturmuştu sanki. Sözlerimi bitirdiğim de adamın arkasında olan ayaklı makyaj çantasını görmüştüm adama doğru seslendi. ''Umut hadi gidelim bir an önce buradan.'' Bizde tam seni bekliyorduk canım ya bir sen eksiktin. ''Sevgilini daha fazla bekletme.'' dedikten sonra uzun uzun baktı bana öylesine güzel bakıyordu ki gözlerinde kaybolmamak mümkün değildi. Pişmanlığını görür gibi oldum gözlerinde arkasına dönüp ayaklı makyaj çantasına doğru ilerlemeye başladı gamzenin suratında ki heybetli gülüşü görebiliyordum kazanışının bir çeşit sembolüydü bu. İşte tam burada ölmeliyim diye düşündüm, böyle bir acıyı daha önce hiç tatmamıştım adamın her adımında benim canımdan bir parça kopuyordu sanki arabaya binip yanımdan öylece geçip gittiler. Koskoca bu ıssız sokakta yapayalnız kalmıştım ne yapacağımı nereye gideceğimi bilmiyordum, bu şehre adımımı attığımda, ne de çok hayal kurmuştum meğer şimdi hepsi yerle bir olmuştu.
Yurda geldiğim de sıcak bir duş alıp eşyalarımı toparlamaya başladım ufak tefek birkaç eşya almıştım yanıma, hala kendime gelememiştim heveslerim, umutlarım, inançlarım hepsi paramparçaydı her zaman kendi kendime yeten ben bu sefer bana yardım edebilecek birine ihtiyaç duyuyordum aklıma eren geldi telefonumu çıkartıp numarasını tuşladım ilk önce arayıp aramamakta kararsız kaldım, ama aklıma bu gece ki sahne gelince hiç acımadan bastım arama tuşuna kulağıma götürüp açmasını bekledim. ''Alo yağmur bir şey mi oldu iyi misin.'' gecenin 2 si olduğunu unutmuştum bir an pişmanlık duydum ''Uyandırdım mı lütfen kusuruma bakma istersen kapatabilirsin zaten önemli bir şey yoktu öylesine aramıştım.'' tabi ki de öylesine aramamıştım ''Dur, dur yağmur kapatma bir şey olmuş belli anlat hadi birisimi sıktı canını yoksa bak doğruyu söyle.'' sıkmak ne kelime '' Yok hayır endişelenme hemen öyle bir şey değil sadece ben sabah yola çıkıyorum da beni akşam üstü otogardan sen alır mısın acaba ? '' sıkıntılı bir ses tonuyla söylemiştim ağladı ağlayacaktım çok dolmuştum. ''Tabii alırım yağmur ama neden erkenden geliyorsun.'' bir süre sessiz kaldım ağladığımı anlamamış olmasını diledim. ''Öyle işte'' diyebildim. Eren anlayışlıydı iyi olmadığımı düşününce üstelememişti ''Pekii yağmur gelince bana her şeyi en ufak ayrıntısına kadar anlatacaksın ama anlaştık mı ufaklık.'' minnettar bir gülümsemeyle ''Anlaştık patron'' deyip telefonu kapatmıştım. Yatağıma uzanıp bugün ki olanları düşündüm hiç aklımdan çıkmıyordu zaten düşündükçe boğulacak gibi oluyordum nefes kesen bir acı vardı yüreğimde. Bünyem daha fazla dayanamayıp uykuyla kucaklaşmıştı gecenin geri kalan saatlerinde.