~8.BÖLÜM~

587 62 8
                                    

-Jimin-

Hadi ama birde bununla mı uğraşacaktım(!)
Sadece gözlerimi devirdim ve kapıya doğru yürüdüm.
Kapıya yaklaşınca beni göğsümden itti. Böyle birşey beklemiyordum tabii...
Dengemi kaybettim ve yere düştüm.
Şimdi sinirlenmiştim işte.
Ayağa kalktım ve Jungkook'un yüzüne yumruğumu yapıştırdım. Biraz sendeledikten sonra yanağını tutarak bana alevler fışkıran gözlerle baktı. Elini çektiğinde dudağının yarıldığını gördüm..

Jungkook'u ilk defa böyle görüyordum. Normalde çok sessiz kendi halinde hatta ezik biriydi. Onu böylesine değiştiren neydi ?
Yada kimdi ?
V miydi ?
Yoksa V'i seviyor muydu ?
Bunu düşünmek bile beni delirtmeye yetiyordu.
Üzerine yürüdüm ve aramzdaki mesafeyi kapattım.
"V'den uzak dur.. Bizden uzak dur.." dedim sinirle.
Yüzüzünde alaycı bir gülümseme oluştu.
"Ya durmazsam" dedi yine alayla sırıtarak.
Dayanamayıp yüzüne bir yumruk daha attım ve dengesini kaybedip yere yığıldı. Sanırım bu kadardı. Zaten Jungkook kavga edemezdi. Çok zayıftı..

Yerde kıvranarak hafif inledi. "Bana bir daha lafımı ikiletme.. Bizden uzak duracaksın." dedim bağırarak. Ve lavabodan çıktım.

-Jungkook-

Sonunda dayak yiyeceğimi zaten başından biliyordum. Neden böyle birşey yapmıştım ki ?
Lanet olsun V.. Herşeyi mahfettin senden nefret ediyorum..

Son olarak yüzüme bir yumruk daha attı ve dengemi kaybedip yere düştüm. Jimin kapıyı sertçe kapatarak çıktı.
Yüzümde hissettiğim acıyla yerde inliyordum. Çok canım yanıyordu ve çok utanıyordum.

Yaklaşık 5 dakika sonra ayağa kalktım ve aynada kendime baktım. Yüzümün sol taradı tamamen kızarmış ve dudağım kanıyordu. İçimdeki duygu karmaşasıyla hıçkırarak ağlamaya başladım.

Lavabonun kapısının hemen yanındaki ilkyardım dolabından pamuk ve bant aldım ve yeniden lavaboya gidip yüzümu yıkadım. Sonrada bir klozetin üzerine oturdum. Pamukla dudağımdaki kanayan yeri temizleyip bant yapıştırdım. İşim bitincede üzerimi silkeleyerek lavabodan çıktım.

-Taehyung-

Kapı zili çaldı. Gelen Jimin olmalıydı. Hemen son kez kapının yanındaki aynada kendime baktım. Kahretsin yine çok yakışıklıydım.( biraz ego'yu hakediyor sgjsg)

Kapıyı açtım ve Jimin'in kocaman gülümsemesi ile karşılaştım.

"Hoşgeldin" dedim dikdörtgen ağzımla sırıtarak.
"Hoşbuldum sevgilimm" dedi ve dudağıma bir öpücük kondurup içeri girdi.

Beraber oturma odasına girdik. Hoseok hyung Jimin'i görünce hemen ayağa kalktı.
"Merhaba" dedi kocaman güldü ve elini uzattı. " Sen Jimin olmalısın. Bende Hoseok."
"Memnun oldum hyung" dedi ve elini sıktı.
"Bende memnun oldum." dedi yine gülerek.

Jimin geleli yaklaşık yarım saat olmuştu. Ve hyung'a her baktığımda ağzı açık Jimin'e bakıyordu.Ama kimsede konuşmuyordu. Karşılıklı suauyorduk. Sonunda sessizliği bozan hoseok hyung oldu.
"Ben içecek birşeyler getireyim." dedi ve kalktı.
" Bende yardıma gideyim. Hemen geliyorum." Jimin'e en içten gülümselerimden birini atarak bende hyung'un yanına mutfağa gittim.

Dolaptan limonata çıkarmış kendi kendine sırıtarak bardaklara koyuyordu.
"Şşt"
Yanına gittim ve omzuna bir yumruk attım.
"Bir yemediğin kaldı çocuğu." dedim sinirle.
"Ne o kıskandın mı ?" dedi alay edererek.
"Hayır. Sadece.." daha lafımı bitirmeden hyung araya girerek konuştu.
"Sen bu çocuğu gerçekten sevmiyor musun? "
" Hayır.. yani belkide evet.. belkide.. Off bilmiyorum." dedim saçlarımı karıştırarak.
"Bak benden bir abi tavsiyesi.. Bu çocuğu sakın kaybetme.. Yoksa benim olur." dedi kahkaha atarak. Kafama yavaşça vurdu ve içecekleri alıp gitti.

Lütfen yorum ve vote yapmayı unutmayın ^^

You & IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin