Ben Kemal, okuldan eve dönüyorum. Üniversiteye gidiyorum, hangisi olduğu çok da önemli değil.Genelde sevilen, sayılan birisiyim; düşüncelerimi söylemediğim için.
İnsanların içindekilerden nefret ediyorum. Tabii ki hepsinden değil, biliyorum ben de bir gün seveceğim. Sevecek birilerini arıyorum aslında.
Eve geliyorum, kapıyı çalıyorum, ilginçtir anahtarlarımı unutmuşum, kapıyı can açıyor, diğer hıyarın adı da zafer. Hıyar dediğime bakmayın, en iyi arkaşlarım onlar.
"Selamın aleyküm"
"Aleyküm selam"
İçeriye göz atıyorum ve:
"Zafer nerde lan?"
"Sevgilisiyle buluşmaya gitti"
"Kaç oldu lan bu sevgili?"
"Ne bileyim amk zaferin sevgililerini mi sayıyorum ben?"
"Çevremizde aklıyla düşünen pek kız yok be abi, çok uğraşır daha o"
"Yani"
Ordan ben odama geçiyorum, can oyuna devam ediyor.
Can da Zafer de benim gibi düşünür. Yani, gerçekten arkadaşınız olan insanlarla oturup tartışırsınız - her şeyi - ve mantıklı olan fikirler olursa o konuda ki düşünceleriniz birbirine yaklaşır. Genelde insanları ikna edebildiğimi de göz önüne alırsak, çocukluk arkadaşlarımın, kardeşim dediğim adamlarla fikirlerimizin bu kadar yakın olması doğal.
Üstümü değiştiriyorum, koyu mavi bir kot ve üstüne geniş v yakalı turkuaz bir tişört giyiyorum - bu ikiliyi sevmişimdir hep - ve canın arkasındaki koltuğa oturuyorum. Bir süre kafamı dinleyeyim diyorum ama canın oyun sohbetinden pek sessizlik olmuyor, olmayacağını biliyordum zaten. Canla konuşmaya başlıyorum:
"Ne oynuyon la" (ne oynadığını biliyorum)
"CS:GO rek"
"Kaç kaç?"
"10-2 böyle gerizekalı bir takım olamaz amk ya"
Kalkıp skoruna bakıyorum ve:
"Lan lale, sanki sen çok iyi oynamışsın"
"amk baştan siktiler, silah alamıyorum ne yapayım"
O arada bir telefonuma göz atıyorum ve:
"Can dışarı çıkalım mı? Burcular çağırıyor"
"Hangi Burcu?"
"Yok ebesinin amı"
"Hangisi lan?"
"Senin üniversitendeki"
"Ha olur şu rek bitsin çıkalım"
Koltuğa uzanıp bekliyorum, canın maçı bitiyor.
"Giyinip geliyorum"
Bir de evde 3 erkek iç çamaşırıyla dolaşıyoruz, sabah ki rezilliği düşünsenize...
(Yüksek sesli bir konuşma)
"Can olum erit lan şu göbeği""Siktir lan, onu bu hallerini korumak için ne kadar çabaladığımı biliyorsun"
"Gözün doysun mk"
Pek göbeği yoktu aslında, normal kilodaydı.
Giyinip geldi ve evden çıktık, bizim eve yakın bir yerdi, yürüyerek gidiyorduk. Ufak, tatlı bir kafeye girdik; Burcu, Zeynep ve tanımadığım bir kızla bir erkek. Selam verip yanlarına sandalye çekip oturduk.
Burcu bizi diğer iki kişiyle tanıştırdı, sevgililermiş.
Azra ve Gökay, pek kendini beğenmiş çiftler gibi duruyorlar.
O arada atıştıracak bir şeyler söyledik, karnımızı biraz doyurduk ve...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eleştirmen +18
Teen FictionKalpsiz değilim, belki biraz yüzsüzüm, belki de biraz sapık, baya eğlenceli adamımdır aslında; en azından kendim için... İnsanlar iğrenç varlıklar, yaşadıklarımı ve düşündüklerimi size anlatacağım... Bu hikayede çok ağır cinsellik işleyebilirim, da...