Boş sokakta yürürken ayağımla önce yan evin inşaatının yapımında kullanılan çakıllardan birine vurup sekerek ilerlemesini izledim. Sonra bir diğeri ve daha sonra diğeri. Aslında ben de böyle değil miydim? Hayat beni de bi oraya bir vuraya sürükleyip, gemimin hep kıyılara çarpmasını sağlamamış mıydı? Yorulmuştum. Kalbim artık güçsüzdü sanki. Ama vazgeçmiyorlardı. Yorulduğum halde pes etmek istediğim halde onlar beni üzmekten vazgeçmiyorlardı. Bunları düşünürken telefonumun titrediğini hissettim. Cebimden çıkarıp baktığım zaman nefret ettiğim ismi görünce yüzümü buruşturdum. Boğazımı temizleyip telefonu açtım. Sinirliydi, hemen eve gelmemi istiyordu. Ben onun sesini bile duymaya tahammül edemezken o beni yanına çağırıyordu. Başka bi çarem yoktu tıpış tıpış eve gidecektim.