KARŞILAŞMA

378 77 14
                                    

Toprak kokuyor burası, acı toprak. Ama benliğim bu kokunun derinliklerinde onun kokusunu hissediyor.

     Yiğit'in

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yiğit'in. Evet mezarının başındayım. "Belki kızıyor sundur bana.

Ama kızma, kalbimdeki çığlıklar anca senin yanındayken kilit vuruyor seslerine. Senin yanındayken ciğerlerim sevdanın kokusunu içine çekiyor.

Seni seviyorum. Seni seveceğim." Yiğit'in mezarının başından ağır adımlarla kalktım. Beyaz mermeri avuçladım onun elleriymiş gibi.

" Ne kadar tuhaf değil mi , tirenin sağında ve solunda iki adet yıl yazıyor. Biri nefesini ilk ciğerlerine doldurduğun tarih, diğeri ise beni yalnız bıraktığın tarih. Ama önemli olan ne biliyor musun? Ortadaki tire. Çünkü orada senin ömrün var. Acıların, sevinçlerin, çığlıkların,fısıltıların. Senin hayatın orada."

Hayatımız bu kadardı. Bir gün o toprağın altına girecektik ve bir daha hatırlanmayacaktık. En çok sevilen bile hatırlanmaz, bunu kabul etmemiz lazım.

Bir söz duymuşumdur

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir söz duymuşumdur. "Mezardan korkan insan, daha sevdiğini kaybetmemiştir." haklı gözüküyor şuan. Yaşamadan anlamazmış.

Bir insana bağlı kalmak zordur, ama o kişi yokken bağlı kalmak en zorudur.

Bununla baş etmem gerektiğini biliyordum. Mezarın başından kalktım, üstüme çeki düzen verdim ve kapıya doğru ilerledim. Mezarın adının kocaman yazdığı demir kapıya ulaştığımda dışarıya doğru derin bir nefes aldım. Alışmam gerekiyordu ama buraya sürekli gelerek yaramı tırmalamaktan başka bir şey yapmıyordum. Sondu bu sefer, en azından deneyecektim. Gözyaşım kurumuştu ama varlığını hissettiriyordu, sildim. Bu kapıdan çıkacaktım ve yeni bir yaşama teslim olacaktım. Teslim olmak lafın gelişi, tam aksine yönetecektim.

Adımlarımı markete yönlendirdim. Yeni bir hayata başlamanın en mantıklı yolu mideni zengin etmektir.

Acıktığımı hissedince koşmaya başladım.
...

Gözlerimi araladığım salisede beynime ateş eden sancının üzerine elimi bastırdım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gözlerimi araladığım salisede beynime ateş eden sancının üzerine elimi bastırdım.
Acıyla inlediğimde bir el başımın altına yerleşti.

"Hareket etme, çok sancır." Karşımda daha önce görmediğim bir çocuğu bulunca derhal düştüğüm yerden ayaklandım.

"Sen kimsin?" Neden yerdeydim? Bu çocuk kimdi?

"Bırak beni, başına baktırmamız lazım" dediğinde duvara tutuna tutuna ilerlemeye başladım.
Çocuk birden sesini yükseltti.

"Senin yüzünden geç kalacağım. Hem gel maratona hazırlanıyormuşcasına koş sonra bana çarp birde utanmazcasına kafanı çarpıp bayıl, üzerime kahvem döküldü. Nasıl bir varlıksın sen?"

Gözlerimi büyüttüm. Durduk yere neden parlamıştı? Daha da sonrası, bunlar ne zaman olmuştu?

"Bak tamam özür dilerim." Sakin sakin konuşuyordum ama bana bağırmasına sinirlenmiştim. Sesimi yükselttim.
"Bilerek mi çarptım kafa mı? Gelin hep beni bulun zaten. Gel gel yetmedi ister misin yüzümün ortasına bir yumruk çakmak he ister misin? Bence buda yetmez."

Bana ne yapıyor bu salak der gibi bakıyordu. Bileklerimden tutup ellerimi durdu. O kadar hareket etmiş miydim ya?

"Beni iyi dinle, Sen çok.." deyip derin bir nefes aldı.

"Sıkıntılı mısın? Defol git işine."
Sinirlenip omzuna bir yumruk geçirdim ve ileride bir yerde bayılıp kalmamak için tutunarak ilerledim.

Başım parçalanacak gibiydi. Sanki kanasa rahatlayacaktım da kanamıyordu.

Eve gelince zili çaldım ve beklemeye başladım. Kapı açılmayınca göz devirip anahtarımı aramaya başladım. Elim çantamın sonsuzluğuna ulaşırken kapı açıldı.

"Anahtarın var da neden çalıyorsun?" Abime güldüm. Yeni uyanmıştı saçma şekil almış saçlarından belliydi.

İçeri girdim ve hırkamı çıkarıp odama ilerledim. Abim birden bana seslenince ona döndüm.

"Ne oldu başına?" bugün neden herkes bana bağırıyor?

"Yok bir şey sadece küçük bir kaza." dediğimde

"

Kafanın arkasında boynuz çıkmış ve sen sadece bir kaza mı diyorsun?" abartıyordu.

Odama çıktım. Ardımdan hemen içeri girdi Serkan Özkan klasiği.

"Al şu merhemi sür boynuzuna."

"Abi!" diye uyardığımda merhemi kucağıma atıp sırıttı gıcık.

Merhemi sürdükten sonra yatağıma uzandım. Yarın okula gitmem gerekiyordu.

Uykuya daldım.

Herhangi_biryazar.

☆Büyük bir düzenleme oldu. Eğer bu giflerden rahatsız oluyorsanız ya da çok böldüğünü düşünüyorsanız lütfen belirtin. Azaltırım. Ama tamamen kullanmayı bırakacağımı düşünmüyorum. Böyle daha çok film gibi oluyor.

☆Seni seviyorum.

FISILDA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin