Siyahın İçindeki Mutluluk(Düzenleniyor...)

Bölüm 4 / Part 2

~~ Aşkın ~~

Ellerini belime koyarak beni kendisine çevirdi. O kendine has kokusu beni benden almıştı yine. Kısık bir ses tonuyla konuşmaya başlamıştı. Gözlerinde korku vardı. Sanki bir şeylerden korkuyor gibiydi.

"Aşkın sana bir şey söylemem lazım."

Ciddi bir şey söyleyecekti sanırım çünkü Aşkın demez genelde.

"Kötü bir şey mi oldu Barış?"

"Ya salonda konuşalım mı oturarak?"

"Tamam, geçelim madem."

Barış'ı ilk defa bu kadar çaresiz görüyordum.

"Nasıl söyleyeceğim bilmiyorum ama. Aşkın sanırım sana sırılsıklam aşık oldum."

Konuşmama izin vermeden gülerek dudaklarıma bastırdı buz kesen dudaklarını. Bir an kendimi o kadar kötü hissetmiştim ki. Tamam, seviyorum ama neden şüphe duyuyorum? Başta karşılık vermek istemedim ama Barış dudağımı ısırınca minik bir çığlık attım ama Barış'ın öpücüğü içinde kayboldu ve karşılık vermek zorunda kaldım.

Son zamanlardaki beni gerçekten tanıyamaz olmuştum. Bir yanım onu deli gibi isterken bir yanım arama mesafe koymam gerektiği konusunda beni uyarıyordu.

Aniden öpmeyi bıraktı ve saate baktı. Bir işi vardı sanırım. Telefonu çaldı ama kim olduğunu göremedim.

"Ne? Şaka mı yapıyorsun? Hemen geliyorum."

"Barış bir sorun mu var sevgilim?"

"Hayır ama evet."

"Aynı ben gibi konuşmaya başladın farkında mısın?"

"Evet, biliyorum. Herhangi bir sorun yok. Minik bir şaka yapıyor sanırım arkadaşlarım. Sen sürekli sevgilim mi desen acaba bana?"

"Bilmem ki sevgilim."

"Benim minik bir işim çıktı aşkım hemen gelirim seni çok seviyorum."

"Bende sevgilim"

~~ Barış ~~

Ah benim minik aşkım. Ne güzel sevgilim diyor o öyle. Ah saf aşığım ah. Nasıl söylerim bunu sana? Zaten seni ölümden ben kurtardım şimdi bunu söyleyip karartmak istemem hayatını. Asıl sorunda bu zaten. Ben hâlâ Alara'yı istiyor muyum? Yoksa geçici bir aşk mıydı bu? O minicik dudakların, o sapsarı saçların ve gülümsemeyi hiç eksik etmediğin yüzün. Yıkmak istemem seni ama ne yapmalıyım? Nasıl anlatmalıyım bunu sana? Havaalanına vardığımda yurt dışı gelen yolcu kapısının önünde bekliyordu.

"Ne işin var burada?"

"Ne demek ne işin var burada?"

"Ben seni istemiyorum Alara. Anladın mı istemiyorum. Ben Aşkın'la mutluyum."

"Ya. Demek ki yaşadığımız güzel şeyleri unutturan bir pislik bulmuşsun kendine."

"Düzgün konuş Alara. Aşkın'a pislik diyemezsin."

~~ Aşkın ~~