Mutluluk İşte Bu

23 1 0
                                    

Telaşlanmıştı mesajlar üst üste geliyordu. Bense halimden hiç memnun değildim sırıksıklam olmuştum yağmurdan. Beni evlerinin iki blok ilerisinde bir yere götürmüştü. Allah'ım sana geliyorum... Ne kadar da güzelsin. Maşallah. Gittiğimiz yerde hiç durmuyordu. Ablası bir yere gitmiş her an gelebilirmiş. Çok hareketliydi, endişeliydi. Bu haliyle hem komik, hem de çok tatlı ve şirindi. Konuşurken yine çok heyecanlıydı. Eli ayağına dolaşıyordu ki ben de ondan farksızdım. Sadece rahat olsun diye gizlemeye çalışıyordum. Bi an göz göze geldik. Yüzünde belli belirsiz bi gülümseme... Başını önüne eğdi. Sakinleşti zannettim. Yine başladı. En iyisi artık gitmekti. Hem onu böyle telaşlandırmaya hakkım yoktu. Bir şey unutmuştum. Acaba neydi? Hatırladım Muhammed'e markette beklemesini söylemiştim. O çoktan gitmiştir. Yarım saat 1 saat biz konuşmuştuk sonuçta. Telefonu rahatsız olmamak için kapatmıştım. Zamandan hiç haberim yoktu. Şeyda'yla ayrıldık o evine gitti ben de tramvaya gidiyordum. Abim felan ararı derken ben binmedim. Tramvaya ve abim de gelmedi. Tam yarım saat yağmurun altında ıslanarak yürüdüm. Ama buna değmişti. 1 hafta geçmişti. Çarşamba günü gelmişti ve okulun son haftasıydı. Mesaj gelmişti ve mesajın da cevabını vereceği yazıyordu gel dedi. Offf yine kelebekler... Gittim ama cevabı alamadım. Okulda garip bi kaza geçirdim ve hastaneye kaldırıldım. Telefonumu abim almıştı. Vermesini söylüyordum. Çünkü Şeyda'yı çok merak ediyordum. Bahtsız bedevi gibiydim. Çölde kutup ayısı çıkardı. Neyse ki Şeyda evine gitmiş. Sonradan konuştuk felan. Cuma günü cevabını verecekti. Kesin gitmem lazımdı. Cuma günü öğleden sonra gittim okulun son günüydü. Karne alıp konuşacaktık ki herkes gitmiş. Sınıflar boştu.

Aşk DoktorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin