bölüm 15

2.9K 173 18
                                    

Gözlerimi açtığımda o yanımda yoktu. Ne onun ilaç gibi kolları ne de hayat gibi kokusu. Bunun bir rüya olmasını diledim ama rüya değildi galiba. Bunun rüya olduğuna emin değildim çunkü rüyalar gerçek gibilerdir. O yüzden emin olmamam çok normaldi bence. Ben ne saçmalıyorum ya.

Aklımı bu düşüncelerden silip yataktan kalktım ve kendi kıyafetlerimi alarak banyoya ilerledim. Banyonun kapısını açıp içeri geçtim ve arkadan kapıyı kilitledm. Giyinmeye başladığımda aklımda bunların rüya olup olmama durumu vardı. acaba rüyadamıydım. Hiç bir fikrim yoktu ama Mert neden yanımda yoktu. Yoksa beni bırakıp gitmişmiydi ya da ben gerçekten rüyadaydım.

Giyindikten sonra banyodan çıktım ve Mert'in kıyafetlerini odasına koyaraken gözüme bi not takılmıştı. Notta;
-Prenses beni odamda görmeyince üzüldün mü? Bence üzülmeden önce odaları bi gezmelisin.

Benden önce uyanmıştı.Acaba ilk hangi odaya baksam. "Bence mutfağa gitmelisin, belki sana kahvaltı hazırlamıştır." diyen iç sesime hak verip mutfağa ilerlemeye başladım. Mutfağın kapısını açtığımda yerde yatan bıçaklanmış bir mert. Merti bıçakladığı bıçakla kaşımda duran bir adet poyraz. Merti öyle görünce koşarak yanına gittim yere çöktüm.

-mert beni duyabiliyormusun , dedim. her ne kadar ağlamamak için çaba göstersemde ağlyordum.Mert hafifçe elini yanağıma getirdi ve göz yaşımı sildi.

-ağlama prenses, dedi. O böyle yapınca ben daha çok ağlamaya başladım. Karşımdaki gerizekalı salak aptal ve duygusuz psikopat konuşmaya başladı:

- evet, prenses bak ağlama mert çok üzülür,dedi. mertin yanına kocaman bir öpücük bıraktım ve "dayan" dedim. Ayağa kalktım, göz yaşlarımı elimin tersiyle sildim ve yüzüne kocaman bir tokat attım galiba bugüne kadar attığım en sert tokattı. Ağzımdan sadece "Ben sana güvenmiştim"lafı çıktı. arkamı dönüp hemen içeriye gittim.

Telefonumu elime aldım ama lanet olsun ki sarjı yoktu. hemen mertn telefonu aramaya koyuldum o sırada sertçe kapı kapanma sesi duydum. O anda refleks olarak gözlerimim yumdum ve ağlamaya başladım. Bir yandan ağlıyordum bir yandan da mertin telefonunu arıyodum ama bulamadım. Hızlıca mertin yanına gittim "mert telefonun nerde" dedim cevap vermedi. Biraz dürtükledim uyanmadı. Kafamı yüzüne yaklaştırdım nefes alıyordu ama zor alıyormuş gibiydi. Hemen doğruldum ve ceplerine bakmaya başladım.

Bingo

Telefonu cebinde çıktı. Hemen 112 aradım ve çok acil olduğunu gelebildiklernin en hızlı bir şeklide gelmelerini ve yanında adresi vererek telefonu kapattım ve elini tuttum oda benim elimi sıktı istemsizce dudaklarım yukarı doğru kıvrıldı. Benim tanıdığım bir doktor vardı. Annemlerimi ailemi kaybettiğimi söyleyen doktoru tanıyordum. Ailemi kaybedince bi süre sürekli o hastaneye gitmiştim ölüm haberlerini aldığım yere. Şuan bunları düşünmem çok doğru olmadığı için hemen doktorun telefonunu tuşladım. İlk çalışta açtı:

-Sinan amca benim bir arkadaşım bıçaklandı. Sizin hastaneye getirmeyi planlıyorum. Bana yardımcı olabirmisin? der demez kapı zili çaldı. bir yandan Sinan amcadan cevap beklerken diğer yandan da merttin avcundan elimi çektim ve hızlı adımlarla kapıyı açtım. kapıdaki doktor mu ilk yardım ekibimi her neyse içeri geçmeleri için onlara yol verdim. Bu sırada da Sinan amca "çabuk olun bekliyorum" dedi. Bende teşekkür edip aramayı kapatıp içeri geçtim. Merti sedyeye yatırmışlardı. hemen yanına gittim. İsmimi sayıklıyordu. Elini tuttup güven verici bir şekilde sıktım. O sırada sedyeyi yukarı doğru kaldırdılar ve hızlıca ilerlemeye başladık. TAbi ki mert elimi bırakmadığı için bende onlara ayak uydurmak zorunda kalıyordum. Aşağı indiğimizde ambulansa binmek için mertten elimi zor olsada çektim merti içeri soktuklarında bende hemen ambulansa bindim. Lütfen Mert'e bişey Olmasın lütfen.

EVRİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin