BÖLÜM 3

19.4K 669 31
                                    

Gerçekten zor olcaktı benim için. Etek giymek,lens takmak veya saçımı topuz yapmamak. Değer mi? Bilmiyorum. İçimin bir tarafı sonuna kadar değer derken diğer tarafı asla diyordu. İpek'i dinliycektim. Bu seferlik. Ama benden çok bişey beklememeliydi. Derin düşüncelere dalmışken telefonumun mesaj sesiyle irkildim.
Mert.

Bana.

Mesaj.

Atmıştı.

Seviniyim mi üzüliyim mi diye düşünürken mesajı okumak geldi aklıma.

"İngilizceden ödev varmıydı"

Hahahahaha süpermiş. Ne bekliyodum ki? Benimle çıkarmısın falan mı diycekti?

"Mert biz aynı sınıfta değiliz. Ne biliyim ben?"

"Aaa pardon yanlış oldu"

Kesin yanlış olmuştur zaten. Bütün yanlışlıklar ve kusurlar beni buluyodu.

"Tmm bye"

Ergence bir tavırla konuşmayı bitirmiştim .

Ne konuşcağız ki diye düşünerek konuyu kapatmak istemiştim. Çünkü bazen gerçekten farkında olmadan ona olan aşkımı belli edebiliyordum.

Defne.
Eski en iyi arkadaşım.
Herşeyimi anlattığım kişi.

Geçmişe kaymıştı aklım bir anda. Pişmanlıklarım..Hatalarım. Aklımdan geçiyordu şimdi.
En büyük hatalarımdan biri diyebilceğim hata. Defne'yle arkadaş olmaktı.
Defne ile ben ikimizde Mert'i seviyorduk. Ben onada kendime de itiraf edemiyordum bunu. O ise rahatlıkla onu çok seviyorum o benim için çok değerli gibi cümleler kurarken ben sadece ne güzel diyebiliyordum. Ancak her sözü kalbime bıçak gibi saplanıyordu. Onu sevmeyi bırakmayı bile düşünmüştüm. Defne'nin onu ne kadar sevdiğini biliyordum çünkü. Ama Defne bana öyle bir gol atmıştı ki sınıftan dışarı çıkmaya utanıyordum adeta. Ben daha duygularımdan emin bile değilken Defne ile paylaşmak istemiştim. Kıskanmıştı. Onun sevdiği kişiyi sevdiğime üzülmüştü hemde çok. Ama belli etmiyordu Defne. İstediği zaman cana yakın olabilse de bazen ölümcül derece soğukkanlı oluyordu. Mert'i sevdiğimi ona söylediğimde gözleri laciverte dönmüş rengi atmıştı. Duygularını asla belli etmezdi. İlk defa belli etmişti. Sinirlenmişti. Herkes sinirlenebilirdi böyle bir duruma.
Ama ne olursa olsun Mert'e gidip onu sevdiğimi söyleyeceğini tahmin edemezdim.
Ama yapmıştı. Son taşını oynamış ve beni mat etmişti. Milyonlarca kere özür dilemiş yalvarmıştı bana nerdeyse. Affettim desem bile affedilcek bişey değildi bu.Her dakika koynumda yılan besliyor gibi hissederdim. Ona özel bişey anlatamazdım. Kimse yapmazdı bunu. Bende yapmadım.
Mert'e seni sevmiyorum demek azaptı benim için.
Söylemiştim. Hemde yanında birsürü hakareti ona hediye ederek. Sonunda inanmıştı onu sevmediğime. Defne ile oyun oynuyorduk gibi bir sürü yalanda söylemiştim. Bacaklarıma kadar titriyordum onunla konuşurken. Ondan bahsedilince bile irkiliyordum. Ve onun karşısında seni sevmiyorum demek gözlerine bakarak ona küfürler hakaretler etmek zor gelmişti bana. Ama yapmıştım.
İpek'e bunları anlattığımda Defne'ye çok kızmıştı. Gelip dövmeyi bile düşünmüştü. Ancak sonra beni de suçlamıştı. Neden gidip ona söyliyordum ki? Paylaşacak bir annem yoktu yanımda. Sorunlarımı hep kendim haletmiştim. Kimseye bişey anlatmazdım. Asla. Biliyordum böyle bişey olabilceğini. Birtek İpek'e anlatırdım. O bana gösterirdi anne sevgisini bende ona. O hayatında hiç görmemişti bu sevgiyi. Gördüğü zamanlarda çok küçüktü.
Defne'den yediğim kazıktan berri okulun asosyal kızı ilan edilmiştim. Hayat benim için sadece derslerimden ibaret olmuştu. Arkadaşlar çevrelerinde yer almaya çalışmazdım. Önce sınıf sonra okul birincisi olmuştum. Ama şimdi napcaktım? Gençliğimi boşa harcamayacaktım. Olabilirdim. Bende güzel olabilirdim. Hala olabilirim de.

Mert'le mesajlaşmak bile değişik hissettirmişti bana. Mesajlaşmak sayılmazdı aslında. Sadece ödev sormuştu. O kadar. Ama gene de umudumu yitirmiycektim. Bazen ondan nefret etmem gerektiği aklıma geliyordu. Ama edemiyordum. Uzun süredir onu sevmiyorum diyerek kendimi bile kandırabilmiştim. Hani bir yalan söylersin ve o kadar alışırsın ki o yalana sende inanmaya başlarsın. Benimki de öyle olmuştu. Biliyordum hala onu sevdiğimi. Onunda beni sevmesini istediğimi biliyordum. Herkes isterdi sevdiği kişinin onu sevmesini. Bu bir ünlü olsa bile insan hayal kurmaktan çekinmezdi. Zaten yapılcak tek şey hayal kurmak oluyordu bazen. Hiçbirşey yapmadan boş hayaller kurmak. Bununla bile yetinebiliyorduk. Ama çok görüyordu bazıları bunu.

-

Yarın için hazırlık yapmalıydım. İlk defa hazırlık diyince aklıma derslerime hazırlanmak gelmiyordu. Kendime bakmak. Uzun süredir yapmıyordum bunu. Temizdim. Kişisel bakımımı asla ihmal etmezdim. Ama görünüşüme önem vermezdim. Hemde hiç diyebilirim.

Yatmalıydım artık. Henüz geç değildi sanırım. Herşey için.

-

Sabah kalktığımda içimde bir huzursuzluk olsa da yapcaktım. Erken kalkmıştım. Banyoya yöneldim direk. Saçlarım dalgalı kıvırcık arasındaydı. Normalde kötü durmazdı. Ama bugün fazla kabarmıştı. Düzleştirmem gerekiyordu. Ama hiç deneyimim yoktu. İpek'i uyandırmam lazımdı. En azından faciaları önlemek için.

"İpeeeeeek"dedim

Koşar adımlarla odasına doğru ilerliyordum.

Hiçbir zaman İpek'i uyandıramadım. Çünkü hep benden önce kalkmış olurdu.

Herzaman ki gibi yine erkenden kalkmıştı. Ne bekliyordum ki? İpek uyanmayacaktı ve ben onun kafasından aşağı bir kova su dökcektim. Ama hayallerim suya düşmüştü. İpek gene erkenciydi.

"Ooo İlayda hanım erken kalkarmıydın sen" dedi

sorgulayıcı bir ifadeyle bakiyordu bana.

"Yardımın lazım İpek"

dedim

"Seni bu saatte kaldırabiliyorsa kesin önemli bişeydir"dedi

Aslında önemliydi baya. Hayatımın dönüm noktasıydı.

"Kesinlikle" dedim kendimden emin bir tavırla

"Söyle bakalım seni dinliyorum"dedi

"Sen hani bana dedin ya biraz kendine özen göster diye"dedim

"Evet yoksa?" lafını tamamlamasına izin vermedim.

"Senden yardım isteyecektim de şey ben hiç düzleştirici kullanmadım da yardım edermisin"dedim

"Buda sorumu gel yanıma"dedi

Düzleştiriciyi de alıp yanına gittim. Çok bir değişim olacağını ummasam da vazgeçmiycektim.

"Yavaş ol İpek saçımı yoldun"dedim

"Eee güzel olmak öyle kolay değil canım bu kadar acıya da dayanıver"dedi

Haklıydı. Ben ne acılara goğüs germiştim. Diğer acılarımla kıyasla hiçbişeydi.

"Haklısın" diyerek iç çektim.

Anlamıştı aklıma kötü anılarımın geldiğini. O da çözümü konuyu değiştirmekte bulmuştu.

"Bak gör. Bugün okula öyle bir gitceksin ki görenin nefesi kesilcek o derece"dedi

"Abartma istersen neyse bitti mi?"dedim

"Bitti evet veee odanda seni bir süpriz bekliyor"dedi

Demesiyle birlikte odama koşmuştum. Girer girmez gözüme çarpmıştı. Neydi ki o?

Sorumu yanıtlarcasına arkamdan gelmiş ve :

"Dün çok erken uyumuştun çok yorgun olduğun her halinden belliydi bende sana bir süpriz yapmak istedim"dedi

"Teşekkürler canım benim gerçekten çok düşüncelisin"dedim

kimsenin beni düşünmediğini kadar düşünyordu İpek beni.Ona olan sevgimi ifade edemiyordum. Ama çok seviyordum ve gerçekten değer veriyordum.Kimseye vermediğim kadar.

Şuan belkide en çok ihtiyacım olan şeylerden biriydi lensler.Gözlüklerimi de çok sevsem de bir süre rafa kaldırmak zorunda kalcaktım sanırım.

EVRİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin