Uzaklar

58 2 1
                                    

" Gitme !! Brian !!!! " nefes nefese uyandığımda bir odadaydım , konağın uzağında , belki de çok uzaklarında...

Nerdeyim peki ben ?
Kim getirdi beni buraya ?

Yatağımdan kalkmak için kolumu uzattığımda sırtımdaki acı ile durakladım.

" İzi kalacak benden demesi " diye fısıldayan o kişinin sesinin geldiği yöne döndüğümde bir adam bana bakıyordu perdenin arkasından .

" Ana caddeye kadar gelmiştin biraz arkanda yatan ölü beden seni oraya kadar taşımış olmalı " dedi ve sigarasını ağzına koyacakken ekledi " Seni bulduğumda elini tutyordu ve seni yanıma alacakken elini bırakmadı , sımsıkı tutuyordu elinden öldüğü halde hem de "

" Kim ? Kimdi o ? " dedim atılarak . Bir yandan da aklımda Brian vardı , ona ne yapacaklardı? Brian kardeşim...

" üzerinde çamurlu kıyafetler vardı ve- " sözünü kestim tekrar hızla atılarak ,
" Bay Fujimoto !! O olmalı !!! " dedim ağlamaya başlayarak. Hıçkırarak ağlıyordum , herkes ölmüştü...
Belki Brian'ı da...
Sadece ben mi kalmıştım yoksa...

" Bak ne oldu bilmiyorum ama bana her şeyi anlat olur mu ? " dediğinde güneş gözlüklü adam cüzdanını çıkardı ve ,
" Ben dedektifim bak " diyerek elindeki kartı bana gösterdi .
" Neden sen ? Neden sana her şeyi anlatacakmışım ki ! " dedim haykırarak ağlarken , birkaç dakika belki de birkaç saat geçmişti o olayın üzerinden...
" Bana güvenebilirsin , işte bu yüzden " dedi yavaşça yaklaştırdığı kemikli elleri ile şimdi elimi tutarken.

" Ben Wright Konağında ikiz kardeşim Brian , annem ve babamla orada oturuyorum , orası evimiz . Uşağımız Mortimer , iki hizmetçi abla ve bahçıvanımız Bay Fujimoto ile birlikte. Sabah yine her zamanki gibi güzeldi ve .... " sözlerim bittiğinde yine hıçkırarak ağlıyordum.

" Anlıyorum demek adamın adı Jean " dedi çenesini kaşıyarak , ne yapması gerektiğini düşünüyor gibiydi .

Sigarası bitince çöpe attı ve ekledi , " ilk önce sana yeni kıyafetler alalım , gitmeden duş al " dedi bana karşısındaki kapıyı işaret ederken .

Bu adama güvenebilir miydim ?
Belki o da kötü biriydi ?
Bunu asla bilemezdim...
Onunla birkaç dakika önce tanışmıştım sadece...

Brian kardeşim hayatta mısın ?
Hayatta olmalısın , sen kahramansın ve kurtulmanın bir yolunu bulursun .
Bir yolunu bulmalısın işte !!
Bana söz verdin çünkü , benim yanımda olacağına dair söz verdin " Ben buradayım " dedin bana ellerin titrese de...
Ben de sana söz vermiştim , sen bana " Beni yalnız bırakma " dediğin o gün...

Bu yüzden pes etmeyeceğim , biliyorum bir gün birbirimizi bulacağız ! Sadece dayan olur mu ? Ben de elimden geldiği kadar her şeyle yüzleşmeye çalışacağım ; yanımda sen olmayacağın için hissedeceğim yalnızlığa , annem ve babamız bizimle olmadığı için her an duyacağım o endişeye...

" Yatağın üzerine koyduğum kıyafetleri giyebilirsin " diyen güneş gözlüklü adam kapıda beni bekliyordu ve üzerime biraz büyük olduklarını farkettiğinde sırıttı ve ,
" En azından kötü görünmüyor " dedi ve ekledi biraz duraksayarak " Onlar iki sene önce vefaat eden kızıma aitti "

" Ben üzgünüm " dedim sessizce ellerimi sıkarak.
" Hadi o zaman sana yeni kıyafetler alalım , ilk önce karnımızı doyurmaya ne dersin ? "

" Aç değilim ki ben as-" karnımdan gelen guruldama sesi ile durakladım. Güneş gözlüklü adam gülmeye başlarken benim yüzüm kızarıyordu .

" Karnın öyle söylemiyor ama ! " derken bana elini uzattı ve ekledi ,
" Ben Mikael Walker ama sen bana kısaca Mika diyebilirsin istersen " dedi gülümseyerek.

" Ben de Blaine Wright , tanıştığıma memnun oldum " dedim gülümsemeye çalışarak ve bana uzattığı elini tuttum...

- Brian Wright

Korkuyorum , yüzüm hala acıyordu...
Blaine , kardeşimin hatta kaldığını gösterecek bir işaret ver bana tanrım lütfen !

" Sen !! Yüzü yaralı numaran kaç ?"

" 906 " dedim kaşlarımı çatarak , genel bakımdaydım ve bana ne yapacakları hakkında bir fikrim bile yoktu , korkuyordum...

" Yeni kıyafetlerini ilerideki koridordan al ! Geçemedin 906 ilerle şimdi " dedi bana , konuşurken ağzındaki tükürükler alnıma geliyordu .

Ama...
Burada sadece uyduruk bir şort var !?
" Cehenneme hoşgeldiniz ! Hahah !! " diyordu az önceki adam kahkaha atarak .

Parmaklıkların arasından bize bakan ve belki de benden 5/6 yaş büyük erkekler ıslık çalarak ,
" Ooo yenilere bak sen !! "
" Aralarında iyi parçalar var "
" Bir ara bana uğrasana yaralı yüz ! "
"Şimdiden alışın her an sizlerleyiz artık "
" Vah vah baksana bazıları geçememiş , Efendi sizi beğenmemiş olabilir ama biz açığız valla ! "
" Aynen arada geliriz yanınıza "

Bakışları beni korkutuyordu...
Ne demek istediklerini anlamıyorum ama bakışları bana hiç de iyi bir şey olmadığını hissettiriyordu...
Annem ve babam ikisi de gözlerimin önünde kanlar içerisinde öldüler...
Blaine nolur sen yaşıyor ol kardeşim !
Senin için her şeye katlanırım yeter ki yaşıyor ol...

" Öldür beni !! ÖLDÜR BENİ !!! " diyerek üzerime atlayan vücudu yaralarla dolu benden belki de sadece 4 yaş büyük biriydi .
" Bıktım artık , yeter... Lütfen... " diyerek ağlamaya başlamıştı.

Biraz ilerimizdeki gardian olanları görmüş olacak ki koşarak yanımıza gelmişti çocuğu benden ayırdı ve hücreye ikimizi de fırlatarak ,
" Kesin sesinizi yoksa ne yapacağımı iyi biliyorsun !! " diyerek bağırdı.

Üzerime atlamış olan çocuğu tekmeledi ve alt dudağını yalayarak ilerledi , bakışları çok iğrençti.

" Lütfen... " diyebildi sadece çocuk elini bana doğru uzatırken. Biraz durdu ve zorlukla ayağa kalkarak oturduğum yatağın yanına çömeldi.

" Artık dışarısı nasıl bir yerdi onu bile unuttum . Tek yaptığım onların benimle oynamasına göz yummak , eğlenmeleri bitince de bir kenara fırlatıyorlar " dedi tekrar ağlayarak .

" Ben Brian Wright ya sen ? " dedim ondan bir zarar gelmeyeceğini anlamıştım.
" O kadar uzun zamandır adımı kullanmadım ki unuttum , tek bildiğim numaram : 208 " dedi ve ekledi ,

" Cehenneme hoşgeldin Brian "

- Blaine Wright

Her zaman kullandığım elbiselerden , sevdiğim kıyafetlerden değildi aldıklarım . Ama Mika benim için alışveriş yaparken ona yük olamam diye düşünüyordum.

" Ee beğendin mi yeni kıyafetlerini , gerçi senin kaliteli kıyafetlere benzemezler ama bence sana yakıştılar " dedi sırıtarak.

" E-Evet " diyebildim sadece sırtımaya çalışırken . Sessizce ekledim biraz da zorla çıksa da bu kelimeler dudaklarımdan ,
" Teşekkür ederim Mika "

" Hadi bak ben kahvemi bitirdim ve neredeyse üçüncü sigaramı da bitireceğim , sen bir meyve suyu ve sandvicini bitiremedin " Biraz daha büyük ısırmaya çalışırken sadvicimi Mika gülümsedi ve elindeki peçeteyle bana doğru uzanırken ,
" Tamam tamam kendini zorlama , seni beklerim . Yüzünde kırıntılar kalmış " dedi peçeteyi dudaklarımda ve yanağımda gezdirirken .
Şuan belki de birbirimizden çok uzaktaydık Brian...

Tekrar gülümsedi ve ,
" Benimle yaşamaya ne dersin Bayan Wright , bende zorlama yoktur . Ee ne dersin Blaine ? "

Herkese merhaba ! Bakalım bu bölümü nasıl bulacaksınız : Vote ve yorumları bekliyorum . Her okuyan vote tuşuna bassın lütfen , çünkü yorum ve vote almamak herkesin olacağı gibi benim de hevesimi kırıyor...
Hadi bakalım , yeni bir bölümde yine görüşürüz !!!! ~

Sessizlik Benim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin