Minik Igor ve Hanımefendi

31 2 0
                                    

" Ister tatlı ister acı olsun , hatıra insana ıstırap verir " Dostoyevski .

" Eveeet böylelikle artık benimle yaşayabilirsiniz Bayan Wright "

" T-Teşekkür ederim Mika " Sigarasını yaktıktan ve içine çektikten sonra ,
" Ooo iyice alıştım bak bana Mika demene ! " derken gülümsedi ve ekledi " Yeni evine hoşgeldin Blaine ! "

Hiç bir şey söylememiştim , dudaklarımdan tek bir kelime dahi çıkamayacaktı biliyorum...
" Sorun değil... Sorun değil Blaine ! Önemi yok " derken Mika birden bana sarıldı ve tekrar tekrar bu sözleri fısıldadı kulağıma . Gözlerim dolmuştu , ben dayanamıyorum...

" K-Korkuyorum... B-Ben korkuyorum " bu kelimeler sadece ağzımdan çıkarken ve ellerim titrerken o anıları tekrar hatırladım. Evet korkuyorum , hem de çok...
Bütün bedenim titrerken hıçkırarak ağlıyordum , onun o kocaman kemikli elleri ve babam gibi kocaman vücudu beni sıkıca sararken ,
" Biliyorum... Sorun değil Blaine , benim yanımda ağlayabilirsin " sürekli kulağıma fısıldadığı ' sorun değil , ben buradayım ' sözleri ile nedense canım daha az acıyordu. Evet her kelimesi ile daha az yakıyordu canımı , o bütün bedenimi kaplayan acı...

Birden bir 'tık' sesine benzer bir ses duymuştuk ve çok sessizce bir kez daha...

O anda gözlerini cama diken Mika kaşlarını çatarak " Kim o !? " dedi hızla ayağa kalkıp cama yönelirken.

Yukarı kaldırdığı perdeden görebildiğim... Sarı? Yoksa turuncu mu ?
Aslında ne gördüğümü ben de anlamamıştım ama Mika anlamışcasına elini indirerek dışarı uzandı ,
" Hey sana kaç defa söyledim seni yanıma almayacağımı? " dedi Mika ve devam etti .
" Evimi dikizlemen yetmezmiş gibi bir de ben suçsuzum mu diyorsun ? Bu kaçıncı ama ! Seni annene şikayet edeceğim yürü gidiyoruz !! " diyerek pencereden çıkan Mika uzaklaşıyordu.

Ne olduğunu bilmek istiyordum ve hızla dışarı koştum. Mika önündeki birinin yakasını tutmuş onu iterek yürümesini sağlıyordu.
" Mika nereye  gidiyorsun !? " diyerek bağırdığımda bana doğru dönen onu farkettim , tuhaf kıyafetli çocuğu.

" O da kim ? " ikimiz de aynı anda aynı soruyu sormuştuk...

Aniden esen rüzgarla elimdekiler etrafta uçuşmaya başlamıştı . Olamaz onlar Mika'nın ne yapacağım ben !! Hem de çok uzaklara gidiyorlar , yakalayabileceğimi düşündüklerime doğru koşmaya başladım.
" Önemli değil Blaine bırak gitsinler ! " diyen Mika'nın sesini duydum .
" Ama onlar... Onlar senin için önemli değiller mi !? " dediğimde Mika'nın kocaman ellerini hissettim , belimi kavrayarak beni kaldırdı ve gözlerimiz aynı hizaya gelince gülümseyerek ,
" Onlar sadece birkaç kağıt Blaine bırak gitsinler , senden önemli değiller... Ya düşüp bir yerini yaralarsan... Kendini bu kadar zorlamana gerek yok " dedi ve beni yere bıraktıktan sonra başımı okşadı.

Arkada tuhaf kıyafetli çocuğu farketmiştim hızla uzaklaşıyordu , arkasına döndüğünde göz göze gelmiştik... Bana bakarak kocaman gülümsedi ve el sallayarak daha da hızlandı.

" Mika tuhaf çocuk kaçıyor " dedim kendimi tutamayarak kıkırdamaya başladım. Kıyafetleri çok tuhaftı ve saçları... Turuncu mu yoksa sarı mı , ben de bilmiyorum . Ama bildiğim tek bir şey var o da bu çocukta kahraman potansiyeli var , evet hissediyorum. Nerden anladığımı ben de bilemiyorum ama  aklıma nedense bir anlığına Brain geldi...

" Kahretsin !! Koş Blaine onu yakalamamız lazım !!! " diyerek koşmaya başladı Mika sözlerimi duyar duymaz . Birkaç saniye içinde arkasına döndü  ve ona yetişeceğimi farkettiğinde eliyle bahçede duran bisikleti işaret ederek ,
" Neyse ki Igor bisikletini burada unutmuş ona bin ve 5. Caddeden ilerle Baline ! " diye bağırdı.

Bisiklete koştum ve elime kaptığım gibi sürmeye başladım. Onu nasıl bulabilirdim ki ? Yine de tam gaz sürmeye devam ettim , Mika eğer onu yakalamamız lazım diyorsa öyledir çünkü.
" Hey tuhaf çocuk neredesin !!? " diye seslendim sonra ona seslenmemin yanlış olduğunu farkettim , eğer sesimi duyarsa benden kaçardı hem de ben bunu farketmeden. Bacaklarım ağrımaya başladı... Yani daha çok popom acıyor :(  O kadar da ilerlemediğim halde yorulmuştum ve bisikletten inerek kaldırıma oturacaktım ki ,
" Bisiklet ! Onu öylece yere koyamam çok ayıp Blaine , bizim gibilere hiç yakışmıyor " dedim ve ekledim " Şimdi hemen bunu bir bisiklet yerine koyarım ve be- " kendi lafıma devam edemeden duraksadım ve şaşkınlıkla kekeleyerek ,
" Am-Ama burada hiç bisiklet yeri yok ! İnsanlar bisikletlerini nereye koyuyor ? Bisiklet yeri olmazsa ne yapacaklar a-ama yok gerçekten de ! Yoksa bu tuhaf çocuktan başkasının bisikleti yok mu ? " diye sözlerimi tekrar ederken bu sorunun cevabını düşünüyordum . Sessizce iç geçirdim ve " Ahh anlamıyorum... Çok tuhaf " dedim nefesimi isteksizce geri verirken .

" Kapa çeneni diyorum ama Minik ! "  sessizce duyduğum bu ses de kimindi?
" Sana sus diyorum yoksa bizi bulacak ! "

Hemen biraz ilerimde gördüğüm bu manzarayla kıs kıs gülümsedim ve ,
" Ahahaha buldum !! Onu buldum !! Sobe sobe sobeee "diyerek gülümsedim.O ise mutsuz bir ifade ile iç çekti ve ,
" Hayır ya bizi buldun ! Off ona söyleme bak lütfen bırak gidelim " dediğinde çevresine baktım. Biz diye konuşuyordu ama yanında kimse yoktu ki ? Meraklı bir ses tonu ile ,
" Kimse yok ki ? Biz derken kimden bahsediyorsun anlamadım ki çok tuhafsın "
" Ben tuhaf falan değilim bir kere ! Kiminle konuştuğuna dikkat et yoksa o seni lanetler !! " dedi tuhaf çocuk sinirle oflarken. Yanıma yaklaştı ve ,
" Ona insanları lanetleme diyorum ama beni dinlemiyor " dedi fısıldayarak. Gözlerimin içine bakıyordu hem de bir saniyeliğine tereddüt bile etmeden .
" O mu ? O da kim ? A-Ayrıca benimle konuşurken daha saygılı ol " dedim yavaşça.
" Tabiki de... " dedi ve duraksadı. Derin bir nefes alırken kendini geriye çekti ve arkasına doğru bir adım atarken ,
" HADI KOŞ !! " diyerek koşmaya başladı.
" ŞİMDİLİK GİTMEM GEREKİYOR !!! Seninle sonra tekrar karşılaşıcaz zaten ! " dedi ve tekrar bana baktı ,
" O ZAMAN SANA HER ŞEYİ ANLATIRIM " 

" HEY !! Ama gidemezsin seni yakaladım ben ya !? " dedim peşinden koşmaya çalışırken.
Yanında kimse yoktu ki , neden bahsediyor anlamadım. Bu çocuk gerçekten çok tuhaf ! Ikinci aradan ilerledim ve onu son kez gördüğüm yola doğru ilerledim.
" DIKKAT ET ! " diyerek beni sağa çeken birini farkettiğimde şaşırarak ,
" SENI YINE BULDUM İŞTE ! " dedim yüksek sesle .
O ise bir kaplumbağa ile konuşuyordu ,
" Iyisin dimi , evet biliyorum bu şapşal insanlar işte "

" HEY !! Burada seninle konuşuyorum dimi !? " dediğimde tuhaf çocuk yanıma geldi ve elini uzatarak " Hadi ayağa kalk " diyerek elimi tuttu ve  ayağa kalktım. Sinirle onu biraz ittirerek " Ne yapıyorsun senin yüzünden yere düştüm ! Kıyafetlerim kirlendi " dedim . O ise beni süzerek ,
" Az önce bir kaplumbağa ile çarpışacaktınız , ya kötü bir şey olsaydı " dedi .

'Yoksa bana bir şey olmasın diye bunu farketti ve beni mi korudu ? ' diye düşünüyordum ki o kaplumbağayı kaldırılarak ,
" Ya ona zarar verseydin ! " dedi kaşlarını çattı , bir kaplumbağayı kucaklıyordu !?
" Ne ! Yani bir kaplumbağa mı !? " dedim sinirleniyordum.
" Evet ya ona zarar gelseydi sizi insan denen yaratıklar , onların da canı yanar ! " dedi ve ekledi ,
" Ben hayvanları korurum !! Onları senin gibilerden korurum , seni dikkatsiz sakar kız ! " dedi burnu havada bir tavırla.
" Ne cüretle benimle böyle konuşabilirsin ! Ben bir Wright'ım seni terbiyesiz " dedim ve sinirli adımlarla oradan uzaklaşmaya başladım.
" Bayan Wright eviniz o tarafta değil ama hahaha şuradan gideceksin hanımefendi ! "  arkamdan kahkaha atarak uzaklaştı...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 28, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sessizlik Benim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin