Issız bir sokak.Uluyan köpeklerin,bağırarak hakaret eden insanların,içli içli ağlayan öksüz çocukların olduğu bir yer.Bir kavga daha ve ben yine buradayım.Her gün kavga edecekseniz boşanmak istiyorsanız çocuk yapma amacınız neydi? Ben Güneş ERBAY.18 yaşında genç bir kız.Son 8 seneden beri her mutlu günümde lanet olası anne ve babam kavga edip mutluluğumu kursağımda bırakıyorlar.O yüzden mutlu olmanın çok zor olduğunu düşünen ve yaşayan bir insanım. Kendimden 8 yaş küçük olan ve üvey kardeşim olduğunu öğrendiğim bir çocuk Bartu.Bir gün annem arkadaşına anlatırken duydum ki babamı hiç sevmemiş ama ben anne baba ayrılığı yaşamıyım diye bu evliliği devam ettiriyormuş.Asıl olay şu ki tam 8 sene önce babam karşı komşumuz Necla Teyze'yi hamile bırakmış ve annem bunu öğrenmiş.Bu güne kadar ise benim için boşanmamışlar ama haberleri yok ki ben onlar ayrılsaydı daha mutlu olurdum.Babam kara cahilin teki.Bu sene lisede son yılım olduğu için beni evlendirmeyi istedi ama ben hayallerime bu kadar yaklaşmışken böyle bir şeye izin veremezdim.Her gün dayak da yesem, küfür de işitsem o benim babam.Babam bana eziyet ederken annem beni hiç korumazdı.Annemin ağzından bir laf çıksa babamın bakışıyla annem susardı.Belki annemin de kirli bir geçmişi vardı ve açığa çıkmasını istemiyordu.Kafam öyle karışıktı kii...Bu sene 5.sınıftan beri hayalini kurduğum üniversiteye gidecektim. Boğaziçi Üniversitesi.Türk Eğitim Derneğinden tam bursum vardı ve İstanbul'a yatılı olarak gidiyordum.Nefret ettiğim bu şehir,bu aile,bu insanlardan tek kurtuluş yolumdu bu üniversite benim.O yüzden ne olursa olsun babam beni evlendiremeden kaçmalıydım bu şehirden ama okulların açılmasına 1 ay varken neyle gidecektim ben o hayallerimin şehri İstanbul'a.Annem temizliğe giderken beni de götürürdü.Evi ben temizler,parayı annem alırdı. O yüzden hiç param da yoktu.Ne yapacaktım ben diye düşünürken Güneeeş diye bir ses duydum.Tanıdık bir sesti bu ses.Soluma döndüğümde benim yaşlarımda, tanıdık siması olan bir çocuk duruyordu.
-Güneş?İyi misin sen?Neden ağlıyosun küçük melek.
Bu sözü hatırlıyorum.Necla Teyze'nin oğlu Kamer bu.Çocukluk arkadaşım bana her zaman Küçük Melek derdi ben ise ona Sinirli Laz'ım derdim.Nerden çıktı bu çocuk şimdi?
-Kamer ben iyiyim sen nasılsın?
-Bende iyiyim de neden ağlıyodun?
-Klasik anne baba kavgaları işte
O sırada Kamer'in telefonu çaldı?
-Efendim anne? Demekki Bartu'nun annesiyle konuşuyordu.
-Geliyorum anne
Güneş acil bir durum var gitmem lazım sonra görüşsek olur mu dedi ve numaramı istedi.Bana harçlık bile vermiyolar ne telefonu ya diye düşünürken telefonumun olmadığını söyledim evimizin adresini aldı ve gitti. Ben ise o lanet olası insanların bulunduğu lanet eve geri döndüm.Babam yine Bartu'nun gönlünü düzerken benim kapıdan girdiğimi görüp bana küfür ederek üstüme doğru gelmeye başladı.
-Bu saate kadar neredeydin ******nun kızı?
-Ağzından çıkanı kulağın duysun.Sen kimin yanında kimin annesine küfrediyosun?
-Ne dersem derim lan,sana mı soracam küçük sürtük?Annesinin kızı ne olacak
- Kes sesini be sen milletin karısıyla oynaşırken, annem milletin boklu tuvaletlerini temizli...
Yüzüme inen darbeyle yere yapışmam bir oldu.Yüzümde hissettiğim acı yavaş yavaş tüm bedenime yayılmaya başladı.Ben vücuduma yayılan acının sadece suratıma attığı tokat olduğunu düşünürken onun karnıma tekmeler savurduğunu fark ettim.Tarifsiz bir acı yaşıyordum . Odama kalkmaya çalışırken yerdeki kan izlerini fark etmem ile bir an duraksadım.Gözlerimi yukarı kaldırdığımda karşımda bana tekme savurmaya devam eden ve gözlerindeki öfkeyi dindiremeyen zavallı adamı gördüm.Dakikalar ilerledikçe ve benim acım katlanılamaz derecede arttıkça tepemdeki iğrenç insanın fazlaştığını fark ettim.Başımın döndüğünü anladım ve son olarak soğuk zemine kafamın düştüğünü hissettim.
Buram buram burnuma dolan kolonya kokusuyla ayıldım.Saat baya geçmiş olmalıydı çünkü hava kararmıştı.Annem gözlerimi açtığımı fark eder etmez sımsıkı sarıldı.Sızlayan kemiklerim annemin sarılmasıyla kemiklerimin yerinden oynadığını hissettim.Attığım çığlıkla annem yaptığı hatayı anlayarak af dilercesine ve acıyarak gözlerimin içine baktı.
-iyi misin kızım?Benimki de soru mu ki? O lanet heriften bıktım usandım artık,canıma tak etti.Kızım oku da kendini de beni de kurtar.
-Senden de o iğrenç adamdan da bıktım artık dememle ayağa kalktım. Kemiklerimin acısına dayanamayarak bağırarak ağlamaya başladım ve hava almaya dışarıya çıktım.Gözlerimden sicim sicim akan gözyaşlarıma ve kemiklerimin acısına aldırmadan yürümeye devam ettim.Aklımdaki sorulara cevap ararken geçmiş aklıma geldi.
''Sıcak bir gün.Öğle saatleri. 5.sınıftayız.Daha çocuğuz tabi o zamanlar hayatımız güllük gülistanlık içinde.Zilin çalmasıyla Kamer'le beraber sevinç içinde eve doğru yürüyoruz.Karşı komşu olduğumuz için dairelerimize gelene kadar ayrılmadık.Oturduğumuz kata geldiğimizde Kamerlerin evinden inleme seslerini işittik.Tanıdık gelen seslerle kapının önüne geldik ve Kamer anahtarını çıkarıp kapıyı açtı. Sesi olduğu yere şaşkın ve ne olduğunu anlamaz bakışlarla yürüdük.Kamer'in anne ve babasının odasına geldiğimizde odanın kapısını açıp, donup kaldık.Babaa dememle olayları idrak etmemiz bir oldu.Babamın Necla Teyze'yle aynı yatağın içinde o halde olduğunu görünce babam ve Necla Teyze üstlerine çarşafı çekiştirmeye başladılar.Geri geri yürüyerek evden çıktık ve evimizin ziline uzun uzun bastım ve kapıyı yumrukladım.Annem evde değildi.Anahtarımı çıkarıp kapıyı açtım ,evde annemin olmadığını anlayınca koşarak binadan çıktık.Kamer'in rengi sapsarıydı ve benim de ondan bi farkım olmadığı aşikardı. 1-2 saat kimsenin bizi bulamayacağı bir sokakta beklemeye başladık. Aç,susuz,yorgun iki küçük çocuktuk o zamanlar. Neyin ne olduğunu bilmeyen.Uzaktan eve doğru koşarak ve ağlayarak giden annemi görünce anneme doğru koştum ve sımsıkı sarıldım.
-Sen de mi gördün güzel kızım? Olayı ağlayarak anneme anlatmaya başladık ve eve gidince babam güler bir yüzle bizi karşıladı.İçeri giren annemi görünce eline çiçeği alıp annemin ayaklarına kapandı.
-Hayatım ,Canım karım nasılsın güzel geçti mi günün?Bak sana neler aldım? Bundan sonra iş derdinde olmayacak bitanem. Güzel karımı çalıştırmayacağım artık. Elini sıcak sudan soğuk suya sokmayacağııı...'' diye geçmişi düşünürken arkamdan lise arkadaşım Burcu'nun sesini duydum.
-Ne var ne yok kız zilli? Aramıyorsun hiç
-Telefon var da aramıyom ya sanki ama telefon olsa ne değişcek ya köntür mü var
-senin işin de baya zor ya. Üvey kardeş,cahil bir baba ne diyim? Allah sabır versin. Kanka sana bir teklifim var.Umarım kabul edersin.
-Söyle canım.
-Babam Kızılay'da iki katlı bir cafe&bar açtı.Garson eksiğimiz var.Çalışmak ister misin?
-Tabikiii çok teşekkür ederim Burcu.Benim de istanbula gidene kadar para biriktirmem lazım çok iyi olur.
-Yarın saat 07.00da Kızılay Karanfil caddesinin orda seni bekliyor olacağım. Ha bide unutmadan şartları yarın detaylı bir şekilde konuşuruz.
-Yarın görüşmek üzereee.Öptüm :*
Sabah 6da kalkıp tişört ve şort giydim kimse fark etmeden babamın cüzdanından 10 lira aldım ve dolmuşa binip yola çıktım.Bir tane simit alıp Karanfil sokağa doğru yürüdüm ve beni beklemekte olan Burcu'nun yanına gittim. Burcu yine tarzıyla ağız uçuklatıyordu.Cafe&bar'a gittik ve şartları hallederek işe başladım.İlk iş günüm olduğu için hafif sakarlıklar yaşasam da çaktırmadım ve saat 5'e doğru günlük paramı alıp eve gittim.Ve uykuya kendimi teslim ettim.
Merhaba Wattpad severler.Daha kitaptaki oyuncular kitabın ismi,olay akışı tam olarak gerçekleşmedi.O yüzden bana beğenip beğenmediğiniz bölümleri iletirseniz,hangi karakterlerin yer almasını istediğinizi söylerseniz,kapak yardımıma yardım ederseniz gerçekten çok mutlu olurum.Hepinize şimdiden teşekkürler :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNEŞ'İN VE AY'IN AŞKI
ChickLit‘’Ay’ımın bağımlı olduğu ve aşkını beslediği Güneş’im olmayı bir ömür boyu kabul eder misin?’’ Güneş'in ve Kamer'in aşk hikayesi...