GÜNEŞ'İN VE AY'IN AŞKI

Güneş'in ve Ay'ın İmkansız Aşkı

Üstüme doğru gelen bir Burak, bir şeyler söylüyor ama anlayamıyorum, uçurumun kıyısındayız, geriye doğru bir adım daha atarsam boşluk, Burak bana git gide yaklaşıyor, hayır olmaz dokunamazsın bana senin o pis hormonlarını susturmak için vücudumu kullanmana izin veremem. Gelme üstüme lütfen gelme hayııır.. uçurumdan tam düşerken biri tutuyor elimi yukardan. Kamer . Senin ne işin var burada. Seni kurtarmaya geldim küçük meleğim diyor. Beni yukarı çıkarıp tam ona sımsıkı sarılacağım sırada Burak Kamer'i aşağıya itiyor.

.

.

.

-Güneş güneş iyi misin?

-Kamer sen yaşıyor musun? Dedim ve sımsıkı sarıldım

-Tamam sakin ol sadece kabustu gel yüzünü yıkayalım

-Hayır istemiyorum bırakma beni tamam mı sakın bırakma

-Güneş sen nerdeysen ben ordayım dedi ve alnıma bir öpücük bıraktı. İçim bir garip oldu, yanmaya başladım, mideme ağrılar saplanmaya başladı. Sakin Güneş ,Kamer senin arkadaşın.

-Gece yanında kalmamı ister misin diyen Kamere gözlerimi büyütüp baktım ve kafamı olur anlamında salladım.Yatağımda duvara doğru kayarak yattım, Kamer de diğer tarafa yattı ama bana hiç dokunmuyordu. Şöyle bir sarılsan be Kamer ya. Hormonlarını sustur Güneş diyen iç sesimden utandım ve yatağın duvar kenarına iyice yaklaşıp uyumak için gözlerimi kapattım çünkü yarın okul başlıyordu.

Sabah güneşin ilk ışıklarıyla gözlerimi açtım birbirimize kenetlenmiş uyandık gibi bir fantezi yapmıyoruz tabikide. Kamer yatağımın tamamını kaplamıştı ben ise gözlerimi yerde açtım saolsun gece yere düşmüşüm ama hiç umursayan yok.Yatağa oturup Kamer Kamer diye bağırmamı hiç takmadı ve poposunu bana dönerek uyumaya başladı. Aaa terbiyesize bak be dedim ve dahice planımı gerçekleştirmek üzere küçük buzdolabımdan soğuk suyu aldım. O hiç çaktırmadan tişörtünün üstünden suyu dökecektim ki dökemedim. Onlar nasıl bir baklava kardeşim ya ama yerde uyandın Güneş sen dök şu suyu diye düşünerek kafamı başka bir tarafa çevirdim ve suyun tamamını döktüm.

-Aaaa napıyorsun ya Güneeş yaktım kızım seni

-Ahahahha zafer ,zaten yatağımın tamamını kaplamışsın yerde uyandım sinirlendirme bak beni

-Gel buraya dedi ve odanın içinde beni yakalamaya çalışıyordu.Gerçekten otuz metrekarelik odamdada çok güzel yakalamacılık oynanıyordu.Hemen kıyafetlerimi alıp banyoya girdim ve üstümü değiştirip makyajımı yaptım okula gidiyoruz herhalde o dudaklarının etrafına ruju süren kızlar gibi ruj falan sürmedim sadece rimel ve eyeliner. Banyodan yine bir zafer edasıyla çıktım ki çıkmaz olaydım o ne lan. Kamer nerdesin bu ne yılan mı bu imdaaat diye bağırarak odanın içinde kaçmaya başladım.Aynı zamanda çok fena bir şekilde ağlıyordum. Allahım sen bana yardım et Yarabbim lütfen ,Kamer ne yaptın be kardeşim sen bana .Arkamı dönüp baktığımda yılan sadece kafasını banyoya doğru uzatıp geri çekiyordu. Oyuncak mıydı şimdi bu, bittin lan sen Kamer, yılanın gerçek olup olmadığını anlamak için yastık fırlattım kafasına ama hala aynı hareketi yapıyordu. Oyuncakmış be o kadar ağlayarak koştuğum yılan ne olur olmaz diye iki yastıkla yılanı tuttum ama yılanın kuyruk tarafındaki on-off düğmesini görünce büyük bir oyuna getirildiğimi anlayıp kovboylar atın üstünde ipi sallarlar ya bende yılanı öyle sallayıp fırlattım. Yatağın altından çıkan Kameri görünce ise bir an sinirlerime hakim olamayıp ağlamaya ve bağırmaya başladım.