Güneş yine genç kızın camından içeri hırsız gibi giriyordu. Günce güneşin gözlerine değmesiyle kırpıştırarak açtı gözlerini. Başını masadan kaldırdı. Bileğindeki saate baktı. Daha erkendi ama hazırlanması gerekti. Ayağa kalktı. Belini tuttu. Sandalye de uyuyakaldığı için ağrımıştı. Doğruldu. Masada duran ve dün gece çizdiği resme baktı. Hafifçe tebessüm etti. Önce ders çalışmıştı sonra en güzel hayallerini kurmaya başlamıştı ve hayalini resmetmişti boş sayfaya karakalemle. Zafer ve kendisini...
Hayatı mükemmel değildi genç kızın. Mutlu da sayılmazdı. Çatı katındaki odasından ibaretti ama seviyordu odasını. Çünkü penceresinden onun evinin bahçesini görebiliyordu. Her ün onu izlemekten başka bir meşgalesi de yoktu ki zaten.
Sekiz yaşında annesini kaybettiğinden beri içine kapanıktı Günce. Dertleşebileceği hiç kimsesi yoktu. Babası iki sene sonra tekrar evlenmişti zaten. Karısının da bir kızı vardı. Ne o kadınla ne de kızı Ceren'le arası iyiydi. İkisi de alışveriş meraklısıydı. Moda ve eğlenceden başka bir şey düşünmezlerdi. Günce'yi ise yokmuş gibi davranırlardı. Hoş bundan da şikayetçi değildi Günce. Konuşacak bir tek kelimesi bile yoktu ki onlarla. Onun tek hayali Zafer'di.
Hayatı boyunca onu takip etmişti. Onun hoşlandığı şeylerden hoşlanmış onun sevdiği şeyleri sevmişti. Sırf onun bitirdiği liseye gitmek için kazandığı sanat lisesinden hayallerinden vazgeçmişti. Belki de iyi bir ressam olabilirdi...
Şimdi sadece Zafer'in resimlerini çiziyordu. Bazen ikisinin bir olduğu bir tablo yapıyordu. Aslında birlikte hiç fotoğrafları yoktu ama olacaktı. En azından Günce ona inanıyordu.
Günce dört senedir sınavlara hazırlanıyordu. Sırf Zafer'in okuduğu okula gidebilmek için. İnşaat mühendisliği okuyordu Zafer. Bu sene bitirecekti normalinde ama okulunu bir dönem uzatmıştı. Öyle demişti geçen gece ve Günce için onunla aynı okulda okumak çok büyük bir fırsattı.
....
Genç kız hazırlandığında camı açtı. Dalları penceresine değen ağaçtaki kuş yuvasına yem bıraktı.
"Bana şans dileyin küçük kuşlar bu gün benim için çok önemli" dedi. Gülümseyerek camını kapatıp aşağı indi.
Babası çoktan masada yerini almıştı. Şebnem ise Ceren'e biraz daha fazla yedirebilmek için uğraşıyordu.
"Kızım ye şunu! Bak bugün aç kalamazsın. Bugün bırak diyetini yarın tekrar başlarsın."
"E oldu anneciğim(!) Ben bunları şimdi yersem bir sene daha birşey yiyemem. Hem o ne öyle tereyağlı ekmek. Oldu olacak üstene reçel de sürseydin(!) Ne kadar avam."
"Ben senin iyiğiliğini düşünüyorum Ceren."
"Bende bel ölçülerimi düşünüyorum."
Günce masaya oturup "günaydın" dedi. BAbası:
"Sanada kızım. Biraz daha uyusaydın Ayşen Hanımı yollayacaktım seni uyandırmaya."
"Kalktım zaten."
"Neyse hadi çabuk yapın kahvaltınızı da çıkalım. Biraz daha kalırsak sınava yetişemeyeceğiz."
"Tamam." dedi ve yemeğini yemeye koyuldu.
Kahvaltılarını ettikten sonra çıktılar. Neyse ki ikisi de aynı yerde sınava gireceklerdi. Sınavdan çıktıklarında Günce mutluydu. Ceren ise umursamaz bir haldeydi. Sınavı çok da iyi geçmemesine rağmen bunu dert etmiyordu.
Evin önlerine geldiklerinde Zafer'le karşılaştılar. Zafer kırmızı spor arabasına biniyordu. Karşılaştıklarında karşılıklı selamlaştılar. Ömer Bey Zafer'in babasını tanıyordu. Ortak iş dünyası ve komşuluk onları yakınlaştırmıştı.
ZAfer yaklaşıp Ömer Bey'in elini sıktı. "Merhaba Ömer Bey."
"Merhaba Zafer nasılsın?"
"İyiym siz?"
"Teşekkürler. Bende iyiyim."
"Sanırım ailenizle dışarı çıkmıştınız." dedi Zafer. Gözleriyle de Günce'yi süzdü. GEnç kız bunu farkındaydı. Onu gördüğü ilk an kalbi çarpmaya başlamıştı zaten. Yalnızca Şebnem'e yakalanmak istemiyordu. Ömer Bey:
"Evet bugün kızların üniversite sınavı vardı. Her neyse seni yolundan alıkoymayalım. Babana selamlarımı iletirsin."
"Elbette. İyi günler." Halil Bey önden Şebnem ve Ceren de arkalarından geçip gitti yanından. Tam Günce geçeceği sırada sessizce fısıldadı genç adam:
"Bu gece aynı yerde."
. merhaba yeni bir kitapla karşınızdayım. Umarım beğenirsiniz. :).
y}od
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Gün seversin Diye
Romance"Sen ona, ben de sana aşıktım ama ben bekledim. BİR GÜN SEVERSİN DİYE" Kitap kapağı by cilenkaa