11. bölüm

1.4K 79 8
                                    


   Ambulansın o acı sesi hastanenin önüne geldiğinde Ömer Bey siyah arasından indi. Şöförünün kapısını açmasını bile beklemeden hızlıca acile girdi. Doktorlar Günce'nin durumuna bakıp "acil ameliyathaneyi hazırlayın!" diyordu. "Kan grubu ne? Kan grubuna baktınız mı?" diye sorarken Ömer BEy,

  "A pozitif" diye cevapladı.  

  "Siz kimsiniz?" 

   "Babasıyım." 

   "Acil A pozitif kan istedin!"  dedi. Sonra Günce'nin bileğindeki kana müdahale etmeye çalışıyordu. Diğer bir hemşire üstünü çıkarmaya onu ameliyata hazırlamaya çalışıyordu. Bu sırada hemşire kanın sadece bileğinde değil vücudunun alt bölgesinden de geldiğini anladı. Hemen doktora çağırdı. "Doktor BEy hastanın vajinal kanaması var!" diye seslenmesi ve onunda muayene etmesi. "Abortus!   Hemen kadın doğumu çağırın!" dedi.  

   Abortu; Ömer Bey bu kelimeyi ikinci kez duyuyordu. İlk duyduğunda karısını, Günce'nin annesini almıştı.  İkinci çocuklarına hamile olan karısı yalının ikinci katına çıkan  merdiveninde düşmüştü. O zaman doktor demişti "Abortus" düşük anlamına gelen bu kelime sadece doğmasını beklediği çocuğunu  değil  karısını da almıştı ama şimdi küçük kızı Günce için de aynı şeyi söylüyorlardı. Henüz 18 yaşındaki küçük kızı hamile miydi? 

   Hemşire "hasta hazır doktor bey" deyince hemen  ameliyathaneye götürdüler. 

  "Kadın doğum uzmanını ameliyathaneye yönlendirin." dedi ve hemen Günce'yi götürdüler. 

.

.....

   Beklemek bir ömür gibi gelmişti  Ömer Bey için. Henüz 18 yaşındaki küçük kızı ölümle yüzleşiyordu. Sinirliydi. Ne onu bu hale getirmişti? Öğrenmek istiyordu. Doktor nihayet ameliyattan çıkınca merakla peşinden gitti. Açıklamaya ihtiyacı vardı. 

   "Kızım iyi mi doktor?"

   "Şu an için durumu stabil. Neyseki tam zamanında yetiştirilmemişti. Ayrıca turnike yapılması da önemliydi. Bileğindeki kesi sinir uçlarına zarar vermemişti. Bu yüzden ayrıca bir fizik tedaviye gerek kalmayacağını düşünüyorum. Yalnız Ömer Bey biliyor muydunuz Günce hamileymiş." Ömer Bey utanarak başını hayır anlamında salladı.

  "Anlıyorum, üzgünüm. Buraya geldiğinde düşük yapıyordu. Bizi asıl zorlayan da bu oldu. Kanamayı durdurmak için çok uğraştık. Bebeği almak zorunda kaldık.   Şimdilik bekleyip durumunu göreceğiz. Narkozun etkisi 8 saat sonra geçer. O zamana kadar bekleyip görelim." dedi. Ömer Bey doktorun odasından çıkınca Enes'le karşılaştı. Kızını buraya getiren oydu ve turnike yapanda. "Teşekkür ederim Enes. Sen olmasan belki de..."

   "Lütfen böyle söylemeyin Ömer Bey. O iyi olacak."

   "İnşallah Enes. Şimdilik bekleyeceğiz." dedi. Sonra Şebnem'e döndü. "Seninle biraz konuşalım. " dedi. Birlikte kantine ilerlediler. Şebnem işlerin kötüye gideceğini tahmin etmişti.

   "O kimdi?" dedi.

  "Kim, kimdi hayatım?"

  "Günce'nin hayatındaki o kişi! Onu bu hale getiren kişi?" Sinirliydi. Dişlerinin arasından soluyordu.

   "Bilmiyorum" dedi Şebnem sessizce.

  "Şebnem bana doğruyu söyle, O kim?" Şebnem yalan söylemiyordu ki. O hiçbir şeye bilmiyordu.

  "Gerçekten hayatım, ben hiçbir şey bilmiyorum."

   "Bilmiyorsun? Kızım hamile kalıyor, kendini öldürmek istiyor ama sen bilmiyorsun?"

Bir Gün seversin DiyeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin