Başarıya ulaşmaktı hedefim . Sadece başarı . Ben mutlu olmasam da olurdu yeter ki ailem mutlu olsun . Ben sevmesem de olur yeter ki sadece onlar sevsin . Ben düşünmesem de olur başkaları düşünürdü yerime . Başarı neyse ona ulaşsam yeterdi bana.
Yine okuldan hava kararınca çıkmıştım. Buna artık bir son vermem gerekiyordu. Çünkü artık arkadaşlarıma yalan söyleyemez duruma gelmiştim. Söylene söylene eve gitmeye başladım. Ciddi anlamda geç kalmıştım. Ama başka bir seçeneğim yoktu. Ana caddeden yürümeye başladım. Saat geç olmasına rağmen ana cadde kalabalıktı . Sanırım biraz da bu nedenle rahattım . Yürürken karşı kaldırımda ki takım elbiseli adam dikkatimi çekti . Normal bir insan gibi gözükmüyordu . Yani en azından basit bir insan gibi değildi . Gizemli gözüküyordu . Neden bilmiyorum ama genç adam gözleriyle bile dahi görüntüsü sergiliyordu . Küçük dağları ben yarattım havasındaydı ama kesinlikle egolu biri gibi değildi . Adam bakışlarımı fark etmiş olmalı ki bana doğru bakmaya başladı . Nedense ben de birine ilk defa çekinmeden bakıyordum. Bir anda yaklaşık on tane siyah giyinimli adamlar etrafını sardı. Ve yaklaşık bir dakika sonra koşarak uzaklaştılar. Gözüm takım elbiseli adamı ararken yerde her tarafı kan içinde görünce ufak çaplı bir şok geçirdim. Etrafıma baktığımda kimsenin takım elbiseli adama yardım etmediğini gördüm ve koşarak karşı kaldırıma geçtim. Hemen boynumdaki fuları çıkarıp adamın karnına tampon yapmaya başladım . 112'yi aradım ve sokağı tarif etmeye başladım. Sonra genç adamı tarif etmeye başladım. Sakalları yeni çıkmış saçları dağınık yaklaşık 23-24 yaşlarında genç bir adamdı. Telefonu kapatım ve bir binanın arkasına geçerek ambulansı beklemeye başladım.Yüzünü görebildiğim kadarıyla genç adamın farklı bir büyüsü vardı. İnsanı etkileyen. Tam genç adamın büyüsüne kapılmışken ambulansın siren sesi doldurdu kulaklarımı. Yavaşca yerimden doğruldum ve genç adamın yüzünü zihnime kazıdım. Kalktım ve arkamı dönüp ilerledim. Ambulans geldi. Acil tıp teknisyenleri genç adamı sedyeye koydu ve ambulansa binip uzaklaştılar. Bende yaşananları unutmaya çalışarak evin yolunu tuttum. Eve geldiğimde Efsane koltuğa oturmuş ağlıyor. Umay ise evin içinde olta atıyordu.
"Kızlar ne bu hal"
dedim. Sesimi neşeli tutmaya çalışarak. Efsane hızlıca kalktı ve sarıldı.
"Neler oluyor?"
Diye sormama kalmadan Umay Efsane'yi itti ,yakalarımdan tuttu ve;
"Senin amacın ne he ,bizi öldürmek mi? Burada saatlerdir ne yaşıyoruz haberin var mı senin?!"
Diye bağırmaya başladı . Elimi ellerinin üstüne koyunca Umay biran için dondu. Ben ne olduğunu anlamamış ona bakarken Efsane ;
"ellerin!"
Dedi. Hızlıca ellerime baktığımda ellerimin kan olduğunu gördüm. O genç adamın kanıydı. Umay'ın ellerini yakamdan çektim ve onu koltuğa oturttum o şaşkın şaşkın bakarken Efsane'yi yanıma çağırdım . İkisi birer birer yanıma oturduktan sonra sokakta olanları bir bir anlattım ve kızların birşey demesine izin vermeden odama gittim. Kapıyı kapatıp kilitledim. Sırtımı kapıya yasladım. Ve kayarak yere oturdum. Dizlerimi kendime çektim. O genç adamı düşünmeye başladım. O kusursuz yüz hatlarını . Bunu düşünmemin ne kadar saçma olduğunu fark ettim ve yavaş haraketlerle kapıyı açtım. Banyoya ilerledim. Yavaş hareketlerle üstümü çıkardım. Duşa kabine girip kendimi soğuk suyun akışına bıraktım. Yaklaşık yarım saat sonra ellerim ayaklarım buruş buruş hale gelmişken saçlarımı şampuanladım ve vücudumu köpürtüp durulandım. Duşa kabinden çıkıp havluya sarındım. Kapıyı açtım. Bir anda karşıma kızlar çıktı korkudan geriledim ve
"Korkuttunuz."
Diye ekledim .Efsane ;
"Bak ben demiştim gulyabani gibi karşısına çıkarsak korkar kız."
Diye söyledi. Umay direk;
"Efsane ya kendin çeneni kaparsın ya da ben kaparım."
Dedi. Efsane sesli bir şekilde yutkununca tebessüm etmeden duramadım. Ve bakışmaya başladık. Sessizliği bozan ben oldum.
"Daha böyle bakışacakmıyız, üşüyorumda."
Efsane ;
"Kız haklı."
Deyip kafasını koparcasına sallamaya başladı. Umay ve ben aynı anda ;
"Ne yapıyorsun Efsane ?"
Diye sorunca Efsane;
"Kafamı sallıyorum."
Dedi. Umay ;
"Hadi canım (!)Yemin et."
Diye ekleyince Efsane;
"Allah çarpısın ki şurada taş olayım ki gerçi taş gibi hatunum maşAllah bana."
Diye saçmalamaya başlayınca ikisini kenera itip odaya girdim. Arkamdan Umay hemen geldi ve Efsane'nin girmesine izin vermeden kapıyı yüzüne kapattı. Efsane kapının diğer tarafından bağırıp kapıyı yumruklarken Umay kapıyı kilitledi ve yanıma geldi. Sıkıca sarıldı. O kadar sıkı sarıldı ki organlarım yapıştı sandım . Bende ona karşılık verince beni yatağa oturttu.
" Bak sana çok sert çıkıştım. Ve seni üzdüm ama kızım saat olmuş gecenin on biri senden ses seda yok. Merak ettim ve endişelendim. Sana değer veriyorum ve sen bir haber vermeyi bana çok görüyorsun."
Diye ondan beklenilmeyecek derecede uzun bir konuşma yaptı. Umay öyle boş konuşan bir kız değildi .Az ve net konuşurdu. Ve bir konuda yanılma ihtimali binde bir ihtimaldi. O bu kadar kesin ve uzun konuşmuşken benim dilim tutundu. Bir ses geldi;
" Vay be Umay ! Sende ne cevherler varmışta bizim haberimiz yokmuş."
Sesin geldiği yöne baktığımızda Efsane odamın camına tırmanmış 32 diş gülümsüyordu.İki dakika önce ağlayıp Umay'dan özür dileyecek ben şimdi Efsane sayesinde gülmekten ölecek dereceye gelmiştim. Umay sinirli bir şekilde cama ilerledi ve Efsane içeri girmeye çalışırken onu itti. Ve camı kapattı. Odamın penceresinin altı çimen ve birinci kat olduğu icin ikimizde bir şey olmayacağını biliyorduk. Ama Efsane klasik bir şekilde bağırmaya başladı ;
"Zalimin kızı sana yedirdiğim yemekler haram zıkkım olsun .Ah kolum kırıldı. Bacağımı hissetmiyorum. Ay komşular yetişin bu gavur Umay beni evden attı. Ay ölüyorum sanırım."
Diye söylenirken benim gülmekten karnıma ağrılar girmişti . Umay sırıtarak camdan aşağı bakarken kapının kapanma sesi geldi. Efsane eve gelmiş hala söylenirken Umay kapıyı açtı. Ve ;
"Ne böğürüyon lan bir saattir dışarıda."
diye bağırdı.Efsane ;
"Kolum kırıldı lan senin yüzünden ,bacağımıda hissetmiyorum."
Diye yalandan ağlama numarası yaptı. Umay mutfağa gidip eline oklavayı aldı ve;
"Neren acıyordu yavrum senin? Söyle anana ."
Diyip mutfaktan çıktı. Efsane oklavayı görünce ;
"Yok abla ! Mükemmelim ben harikayım ya ."
Falan diye bağırarak kaçmaya başladı. Efsane önde Umay arkada evi bir elli kez falan turladıktan sonra Efsane;
"Tamam apla valla bir daha ağzımı açmayacağım. Açarsam lisede ki Nuri gibi olayım."
diye bağırdı. Ben ;
"Efsaneciğim istersen o kadar büyük yemin etme."
Umay;
" Bırak bırak etsin nasıl olsa bozacak yeminini . Allah'da yeminini bozdu diye çarpsın bunu . Görsün o zaman dünya kaç bucak?"
Efsane bir an dondu ve ;
"Allah belamı verdi de haberim yok ya .O nasıl bir yemindir ?"
Diye yakınmaya başladı. Ben;
"Tamam yeter bu kadar ,ben yatıcağım. Size iyi geceler ."
Dedim. Ama sonra aklıma Umay'ın konuşması geldi. Ve arkamı dönüp Umay'a sıkıca sarıldım. Umay'dan da aynı karşılığı alırken Efsane ;
"Yok mu bana sarılma ?"
Dedi ve dudaklarını büzdü.
"Gel buraya cadı."
Dedim ve Umayla tek kolumuzu ayırdım. Koşarak geldi ve oda ikimize sıkıca sarıldı.
"Yeter bu kadar."
Diyerek ayrıldı Umay. Bende;
"Uykum var çok yorgunum ."
Diyerek odama gittim. Bir üşüme geldi. O an hala bornozla durduğumu fark ettim. Üstüme geceliklerimi giyip yatağa attım kendimi. Düşünceler kafamı biranda doldururken o genç adamın yüzü aklıma geldi. Kusursuz yüzü ve gizemli bakışları tekrar vücudumda yanma hissi oluşturunca gözlerimi kapadım ve koyunları saymaya başladım.<<<< 2 GÜN SONRA >>>>
ÖMERDEN DEVAMGözlerimi yavaşca açtım. Bembeyaz ve sessiz odada sadece makinenin sesi kulaklarımı doldururken haraket etmeye çalıştım. Zorlukla yataktan doğrulduğumda yan koltukta Gökay'ı ağzı açık ağzından salya akarken gördüm. Ve düşündüm. Yıllardır beni yalnız bırakmamışlardı. Ve aile hasretimi hafifletmişlerdi. Sonra aklıma neden burada olduğum geldi. Beynimi zorladığımda aklıma bıçaklı adamlar ve o kız geldi . Beynimi birşey hatırlamak için zorlarken içeri bir anda Pamir daldı.
"Abi ,uyanmışsın!"
Diye bağırarak gelirken Gökay koltuktan düştü. Ve küçük bir küfür savurdu. Sonra
"Len koca oğlan uyanmışsın bakıyorum"
Diye konuşa konuşa yanıma geldi.
"Bana kim yardım etti"
Diye sordum. Gökay'ın patavatsızlıklarını artık pek takmadığım için onunla ilgili birşey söylemedim. Pamir ;
"Bir tek bir fular bulduk . Biri ambulansa haber vermiş ama olay yerinde kimse yokmuş oraya bakan hiç bir kamera kayıdı da yok."
Dedi. Yatağımın yanında duran fuları bana verdi. Kan içinde ki fulara baktım. Fuların kenarında ki yazı dikkatimi çekti. PERA****3 gün sonra ****
Kızın ismini gördüğümden beri her yerde onu aratıyordum ve sonunda bugün bilgilerine kavuşmuştum .
Ad: Pera Çağlayan
Yaş:19
Memleket:Malatya
En yakın arkadaşları: Umay Kaya ve Efsane Toprak
Eğitim durumu : Tıp Fakültesi 1. Sınıf Öğrencisi
Vb şeyler bulunan dosyayı okuduktan sonra bir köşeye koydum ve Gökay ile Pamir'i çağırttım . Geldiklerinde onlara bakarak ekledim ;
"Uygun deneği bulduk ..."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Denek
Romanceİnsanlar hayalleriyle yaşar , hayalleriyle ölür . Hayalleriyle hayata bağlanıp , hayalleriyle kendini hayattan soğutlar. Tabi bu sadece hayaller kurup , mutlu olan kişiler için geçerli . Benim ise tek hayalim ailemi mutlu edip başarıya ulaşmak . Hay...