Neydi o?
Sanki bir karga geçti önümden. Gördünüz mü?!
Hey sen, gördün mü onu?
Simsiyah, asil bir kargaydı galiba. Tıpkı hiç gibi, karanlık gibi. Sanki yokmuş, hiç olmamış gibi bir anda geçti. Halüsinasyon mu görüyorum yoksa? Neredeyim ben? Bu ses de ne?Evet bu bir karga sesi. Ama neden boğuk? Neden bağırıyor bana? Neden uzak?
Yoksa...
Neredeyim ben?
Hiçliğin içinde olmamış bir bedene tıkılmış, hiç bile, boş bile olamayan bir ruh muyum?
Yaklaşıyor. Daha fazla bağırıyor sanki. Ben bir şey yapmadım ki. Neden bana bağırıyor? Yaklaşıyor. Sus artık, sus ne olur.
Uyanmak istiyorum. Yine korkuyorum. Çok korkuyorum.
Sen! Duyuyor musun sesimi? Hey?! Sana diyorum. Uyandır beni. Tokat at, bir şey yap, uyandır beni! Ama bağırma sakın ne olursun, bağırma çok korkuyorum.
Çok karanlık burası. Bu ne? Hey sana soruyorum, bu ne?
Sensin galiba. Ama şuan hiç bir şey yok ki elimde! Anlamıyorum. Sen de benim gibi yok musun? Duyuyor musun? Bir şey yap. Durma öyle, konuş, nefes al.
Ya da boşver. Alma...
Kendini kaybetmişsin sen de benim gibi. 1 salise daha fazla yaşasan ne değişecek ki? Haklısın. Kafesinden çıkamadığın sürece doğaya neden aşık olasın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vaadedilmemiş huzur.
General FictionKim mutlu şu saniye? Kim mutsuz oldu Ömrü boyunca? Siz, biz, onlar... Aslında hep mutsuzduk, doyumsuzdunuz, inanmazlardı aşka, sevgiye. Umutsuzduk görülmemiş, sır olmuş, saklanmış, vaadedilmemiş huzura...