KEZBAN

*Bölüm 1*

Selamlar ilk deneyimim olan KEZBAN hikayesini umarım beğenirsiniz:*

multimediada; Kezban VE Melis var. öpüldünüz

Bir de kapak için yardımcı olabilecek arkadaşlarım bana mesaj atarsanız çok makbule geçer.

"Kezbaan!"

Yeni bir gün,yine annem, iğrenç ismim ve iğrenç tipim.O ne lan KEZBAN diye isim mi olurmuş ? Hele ki çağımızda cık cık cık. "Kızım bir sabah da annemin şu boğazına yazık olmasın deyipte kalksana.Bak hala ses vermiyor. Çıkıcam şimdi yukarı."

Ses yok.

"Kime diyorum ayağımdan biricik terliğimi çıkarttırma.Kız kalk!"

Tamam terlik dedi bence artık ses verme vakti geldi.Annem diye söylemiyorum çok güzel terlik savaşları yaparız. Ben kaçarım o tam on ikiden vurur.On ikiden dediğimin neresi olduğunu biliyorsunuzdur her halde popoşum.O olmazsa olmazımdır.Neyse konumuz bu değil.

"Anne 5 dakika daha noloor?"

Beş dakika dediğime bakmayınkoparabildiğim kârdır.

"Kız ne beş dakikası geç kalacaksın okula sonra at gibi tepişip duruyosun bir aşağı bir yukarı." Ay bide okul var pöf yani. Aslında derslerim pek fena sayılmaz.Lise 3'ye göre takdir alabiliyosam aynştayn yanımda halt etmiş. Pua! Okulu sevmiyorum çünkü sürekli dalga geçilen bir kız olmak pek de tercih ettiğim bir şey değil.Güzel olabilirim ama bu salak olmadığım anlamına gelmez.Ah! Kendime çok güzel moral veriyorum yani. Mavi gözlerim ve sarı saçlarım var.Şimdiye kadar bir çok erkekle çıktım ama hepsinin derdi aynı "bu kızı nasıl yatağa atabilirim?" piç kuruları! Uçkuruna düşkün pezolar. Okul da böyleleriyle dolu.Zenginliğiyle popi olmaya çalışanlar ve dahası...

Kristal Koleji Lise 3.sınıf öğrencisiyim.Zenginlerin okulu olduğu nerden belli bulun bakalım.Okulun ismi KRİSTAL lan!

Babam işinde çok iyi bir avukat.Aldığı davaların yarısından fazlasını kazanır.Annemle de zaten dava sırasında tanışmışlar.Dayım barda ona saldıran piçlere dava açmış avukat olarakta babamı tutmuş.E babam her gün dayımlara gittiğinde annemle karşılaşmış ve fan fini fin fon :D anladınız işte. Annemse özel bir şirkette çalışıyor. Anlıyacağınız durumumuz iyi.

İsmim ise hep babaannem yüzünden. Ölmeden önce babama vasiyet etmiş bir kızın olursa benim adımı koy diye.Aslında iki isimli olsam bişey demiycem ama tek isim ve KEZBAN! pufff.

Annemin tekrar seslenişiyle ayaklandım ve oflaya puflaya biricik sevgilim yatak ve yastığımda zorla da olsa ayrıldım.Tuvalete her nekadar girdiğimde aynadaki görüntüm yüzünden ortalığı kaldırcak olsam da buna mecburdum.Hızlıca tuvalete girdiğim sırada karşılaştığım manzarayla dışarı fırladım. Allah'ım sen affet.Evin öküzü,Evin ayısı,Evin yakışıklısı pek sevdiğim(!) ağabeyim.

"Kızım mal mısın pat diye giriyosun içeri?"Al işte şimdide suçlu ben oldum

"Lan kapı kilitlemek senin adedin değilse benim ne suçum var"Pua! artık suç onun alsın tepe tepe kullansın(piç smile).

"Off be bişey gördün mü bari?"

"Allah'ın sevdiği kuluyum olom ben, senin gibi cenabet değilim!"

"He yani görmedin?"

"Ay sabah sabah sapıklık yapma git çay yap kahve yap hem daha o mütüş arabanla beni okula bırakcan git üstünü giyin." Lan ağabeyim diye demiyorum ama o kaslar nedir yaw.Bana bir vursa bir hafta yataktan kalkamam herhalde.Bir de onun için vasiyet olan bir isim olmadığı için şanslı bir piç.Hem benim gibi bir kardeşe sahip olduğu içinde öyle.Batuhan 18 yaşında benden iki yaş büyük ve ona abi demem sinirlerini acayip bozuyo.Neymiş efendim çok yaşlı oluyomuş ağabey diyince.Her şeyime karışıyo ama kısa giyince ağabeyim,başka zamanlarda Batuhan.Gıcık!

Tuvaletteki günlük ihtiyacımı karşıladıktan sonra gidip okul formalarımı giyindim.Saçlarımı da düzleştirip hafif makyaj yaptıktan sonra aşağıya indim. Offf bu kadın bu kadar mükemmel kavaltı sofrası hazırlamayı nereden öğrendi? Ekmeğimden bir parça koparıp sucuklu yumurtayı coslatacağım anda piiiiiss Batuhan damarıma bastı ve "hiiiiihh! Sen hayvansever birisi olarak dana etinden yapılmış bir sucuğa nasıl el uzatırsın? Hiç mi düşünmüyosun o hayvancık neler çekti kesilirken?Nasıl vicdan var sende böyle?piiiii yazıklar olsun."

Ağladım.Bildiğin masa örtüsü ıslanacak vaziyete geldi.Bir de baktım ki Batuhan kahkahalarla güzelim yumurtayı götürüyo.Allah belanı vesin lan.Kör kuyulara düşesin.Geber pezo!!!Ekmeğimin üzerine nutella sürdüm ve çayımla beraber bitirdiğim sırada kapının kırılırcasına çalındığı için yerimden sıçradım ve kim geldiyse ona bir güzel sövdüm.Haketti!

"Canımcıııım!"ve karşınızda bestlerin en besti Meliiisss..dırmdırımdırırırırımm...

"Aşkeytoo naps?"

"İçeri girseydim?"

"Hee tabi gir abim mufakta."

"Çekil şuradan pis sürtük benim Batuhan'ı görmem lazım!"

"Çököl şördön pös sörtök bönöm bötöhönö görmöm lözöm sürtük senin ebendir lan vermiyorum sana abimi."

"Nah!"diyip el hareketi çekti.Best demiştim dimi unutun gitsin.Öküzün teki.Allahım ne suçum vardıda çevremi umursamaz pis öküzlerle çevirdin,yazık değilmi bana?Yazık!

Saçından tuttuğum gibi kapıya kadar sürükledim.Böylelikle hem Batuhan'ı göremedi hem de ben hıncımı almış oldum.kapıdan çıktıktan sonra onu bıraktım ve sitenin çıkışına doğru havalı havalı yürümeye başladım.Tabi nerde bizde o havalı havalı yürümek... Yerdeki taşa takılınca pat!Ben yerde.Bir de üstüne Emir görünce utançtan kıpkırmızı olan ben Melis ve Emir'in hayvan gibi gülüşleriyle sinire dönüşüp bu yüzden kızarmaya başladım.Lan şerefsiz Melis ne bokuma gülüyosun ki,sen benim kankeytomsun gülmemelisin. Pislik!