Okulun ilk haftası neredeyse bitti. Birkaç yeni arkadaş edindim. Aleyna ve Dilan. Bunlara bana kendilerini en yakın hissettirenler. Tabi ki diğer kızkarla da yakındım ama onlarla artık geleceğimiz nasıl şekillenir bilmem. Daha önceki okulumdan iki yıldır tanıdığım ve en en en yakın arkadaşlarımdan biri olan Selin ile aynı sınıftayım. İlk yılımı burda yalnız geçirmeyeceğimin mutluluğu sürüyor. Okulda bir çocuk var adı Berk. Çocuk çok yakışlı falan değil ama bir çekiciliği var uzun ve kaslı. Evet aslında yakışıklı. Tanrım aslında çok güzel ama bütün okulun onda gözü var gibi. Bu savaşı kazanamam. Okulun ilk günü Burak adında bir çocuk dikkatimi çekti. Hafif açık renkli saçları var ve kıvırcık. Kıvırcık olmaları onları 1-0 önde yapar. Ne biliyim belki olabilir dedim. Sonra Mert'i gördüm. İlk başta çekici gelmedi. Almanca dersinde benden uç istediğinde onu farkettim. Selinle de aynı serviste olduğunu öğrendim. Evet sanırım çok tatlıydı. Selin ve Aleyna onun çok mal biri olduğunı düşünüyordu ama bence çok tatlıydı. İkinci hafta her gün onu düşündüm. Kimsenin fark etmediği bir cehver gibiydi. Çok sevimli gülüyordu. Dalgalı ve kumral saçları vardı. Sesi de çok güzeldi.
İkinci hafta okulun başkanlık seçimleri vardı. Adaylar Burak, Berk ve diğer iki kişi. Kim olduklarını bilmiyordum. Beni ilgilendiren bu ikisiydi. Tanrım hangi ikisi arasında seçim yapabilirdim diye düşünürken hepsi seçim konuşmasını yaptı. Resmen o konuşmadan sonra Burak'tan soğudum. Bir sesinin tonundan kaybetmişti. İki saçlarını kestirdiği için de 1-0 ı yok oldu zaten. Üç Berk kesinlikle daha tatlıydı. Tek sonrun Burak daha önce üç kere okul başkanı olmuştu zaten. Kazanma olasılığı tecrübeleri bakımından yüksek olsa da tekrar onun başkan olmasını istemeyenlerde çoğunluktaydı. Bunlar olurken ben Mert'e karşı Berk'e duyduğumdan daha farklı bir his taşımaya başladım. Mert'ten hoşlanmaya başladım ve bunu ilk Selin'e söyledim. Burak benim için ulaşılamaz ve sadece yakışıklı bulduğum biriydi.
Okulda popüler değildim. Tam tersi ezik bile olabilirdim. Kimseyle çok fazla kaynaşamıyordum. Sadece Selin ile takılıyordum. Dilan ve Aleyna'ya yakındım. Onlarla yemek yiyordum falan ama çok konuşamıyordum. Ayrıca sınıfıma da alışamamıştım. Beni sevmiyorlarmış gibi geliyordu. Zaten sınavlar da kötü geçmeye başlamıştı. Diğer hafta seçimler vardı. Herkes sırayla oy kullandı. Tabiki Berk'e vermiştim. Sanırım kızlardan biri onun adını çok güzel yazmış ki Berk o gün "Adımı el yazısıyla o kadar güzel kim yazdıysa bulmak istiyorum." diye bir tweet attı. Tabi kıskanmıştım. Simay ise Berk ile twitterdan konuşmaya başlamıştı. O kız değildi biliyorum. Simay bu arada bizim sınıftan bir kız. Aslında onunla da baya yakınız diyebilirim. Sarışın güzel bir kız. Berk'in başkasındansa ona gitmesine tercih ederdim ama Selin sanırım Berk'ten hoşlanıyordu. Bunun için artık Simay ve Berk düşüncesinden sıyrıldım. Üç haftam böyle geçmişti. Sana da her şeyi anlatmış oldum. Sana bir ad vermek lazım bilmiyorum. Dost? Arkadaş ? Bir günlüğe ne ad verilebilir ki? Neyse Öptüm. Bunu sonra konuşuruz :).?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PLATONİĞİN GÜNLÜĞÜ
Teen FictionGERÇEK BİR HİKAYE OLDUĞUNA EMİN OLABİLİRSİNİZ. BUNUN SEBEBİ İSE GÜNLÜĞÜN GERÇEKTEN BANA AİT OLMASI. LİSE HAYATIMIN İLK YILINI NASIL GEÇEDİĞİM VE NASIL AŞIK OLDUĞUMU ANLATAN HİKAYEYİ UMARIM BEĞENİRSİNİZ. ARKADAŞLAR YORUM ALAMAZSAM BİR SONRAKİ BÖLÜMÜ...