Sadece Bir Umut

4.BÖLÜM

Yerlerimize geçtik ve oturduk.Henüz öğretmenler zili çalmamıştı. Bu yüzden arkamıza döndük ve Yağızlarla sohbet etmeye başladık.
Yağızla ilgili her şeyi öğrenmek istediğim için :
" Hobileriniz neler ?" diye sordum, Yağız'a bakarak.
" Basketbol." dedi Yağız. Bu çocuk beni kendine aşık etmeye çalışıyor resmen. " Basketbolu çok severim ama oynayamıyorum." dedim ve Yağız dediği şeyle beni şok etti. " İstersen öğretebilirim. Basketbolda çok iyiyimdir." demesin mi ? Tamam öğret ama düşüp bayılmazsam. " Bilmem ki olabilir aslında. Çok teşekkür ederim Yağız." dedim. "Ne demek canım teveccülünüz ." dedi gülümseyerek. Ne kadar da mütevazi bir Yağız !

"Melisa sende voleybolcu tipi var. Doğru tahmin ettim mi ?" diyerek sohbetimizin arasına girmiş bulundu Buğra. Melisa yine sinirden köpürüyor tabi. "Hayır,bilemedin. Yanlış tahmin. Voleybolla alakam yoktur." demesin mi bizim asi kız. Melisa 7 yaşından beri voleybolla ilgilenir. Voleybolda onun üstüne kimseyi tanımam, çok iyidir. Ama gel gör ki Buğra'ya "Voleybolla alakam yoktur." dedi. Sırf Buğra'ya gıcıklık olsun diye. "Öhö,öhö! Melisa çok komiksin kanka ya. Güldürdün. Buğra sen Melisa'nın öyle dediğine bakma. Melisa çok iyi voleybol oynar." diyerek Melisa'yı biraz sinirlendirmiş olacağım ki "Ben neden gülmüyorum acaba ? Bu sohbet çok sıktı ya. Siz devam edin isterseniz, ben biraz uyuyacağım."demesiyle önüne döndü ve kafasını sıranın üstüne koyarak uyuma pozisyonuna geçti. Ben de "Kusura bakmayın çocuklar."diyerek önüme döndüm ve Melisa'yı dürttüm. "Ne oldu kanka, bana mı sinirlendin ?"dedim, sanki anlamamış gibi. "Yok canım, niye sana sinirleneyim ki. Sen sadece ben tam Buğra'yı bozacakken içine ettin."dedi sinirli bir şekilde ama sakin olmaya çalışarak. "Kızım doğruyu söylemeseydim, sonradan yalanın ortaya çıkmayacak mıydı sanıyorsun ? " dedim kendimi haklı çıkarmaya çalışarak." Haklısın Eylül,tamam. Bu konuyu kapatalım."

Bu dersimiz boş geçti. Yağızlarla son tatsız biten sohbetimizden beri konuşmuyorduk. Zil çaldı ve Melisa'yla bahçede bir tur atmak üzere dışarı çıktık. Okulu tanımaya çalışıyorduk, daha doğrusu okuldaki popüler kişileri falan. Teneffüs bitti ve okulun kapısına doğru ilerledik. Tam içeri girecekken birinin omzuma dokunmasıyla irkilerek arkamı döndüm. Bilin bakalım kim ? Selin. Bu kızı görünce hayattan soğuyorum ya. Öyle bir nefret yani. "Eylülcüğüm, arkandan seslendim ama duymadın. Kulaklarında bir problem var sanırım ?" ulan şeytan diyorki git şunun saçını başını yol. Ama ortam müsait değil işte. "Belki de sesini duymak istemediğimdendir. Ne var Selin ? Ne oldu ? " hahayt kalırsın öyleee. "Yok bir şey. Selam vermek istemiştim sadece. Bu arada Melisa seni de yeni farkettim. Nasılsın ? " gerizekalı Selin.Yeni farketmişmiş. "İyiyim Selin. Biz artık sınıfa çıksak iyi olacak. Görüşürüz."kurtarıcım,kankam,sırdaşım her şeyim bu kız benim ya. "Kanka çok sağol. Sen olmasan öldürürdüm ben bunu."dediğimde Melisa da ben de birbirimize bir bakış attık ve geçen yılki bir olayın aklımıza gelmesiyle gülmeye başladık. Ben diyorum abi, biz Melisa'yla bakışlarımızla anlaşıyoruz. Tam böyle mutlu mesut gülerken aramıza Buğra ve Yağızın girmesiyle gülüşlerimiz son buldu. İkisi birden " Neye gülüyorsunuz bu kadar çok ? " dediler. "Hiiç. Aklımıza bir şey geldi de ona gülüyorduk." dedim Melisa'nın terslemesine izin vermeden." İyi bakalım. Hadi sınıfa çıkalım gülüşmeniz bittiyse." dedi Yağız, ufak bir gülümsemeyle. "Olur. Hadi çıkalım." dedim. Melisa ve ben önden, Yağız ve Buğra arkamızdan çıkıyordu. Melisa'ya onların duyamayacağı bir şekilde " Bak kızım, sakın Buğra'yı tersleme. Çok kötü davranıyorsun çocuğa hem de daha ilk günden."dedim dikkate almasını umarak. "Of tamam ya. Ama çok sinir ediyor ne yapayım ?"dedi. "Yahu çocuk seni sinir falan etmiyor. Sen kendin sinirleniyorsun. O gayet tatlış tatlış konuşuyor. " "İyi,öyle olsun. Terslemem,tamam."oh sonunda be.
Sınıfın olduğu koridora geldiğimizde karşı sınıfın kapısında iki erkekle konuşan Selin'i gördüm ve hiç de şaşırmadım. Ne konuştuklarını da merak etmiyor değilim. Çünkü erkekler yakışıklı. Aman neyse bana ne. Benim Yağızım var, o bana yeter diye düşünürken arkama dönüp Yağız'a bakmamla bu düşünceye veda ettim. Çünkü Selin'e bakıyordu. Selin de ona. Dram ya valla dram. Böyle nasıl desem dramların en büyüğü. Buğra'nın Yağız'a "Ne oldu kanka ? Çarpılmış gibi bir halin var. Kızın güzelliği mi çarptı yoksa ?" dediğini duydum. Bakalım Yağız ne diyecek ? "Yok mal. Saçmalama. Kız güzel değil ayrıca. Sadece konuştuğu çocuklardan şu sarışın olan çok tanıdık geldi, ona bakıyordum." yanlış anlamışım ama sonuç olarak Selin ona baktı. Gidip gözlerini oyasım var şu an.

Sınıfa girip yerlerimize oturduk. Beş dakika sonra yaşlı, kambur, göbekli bir hoca girdi. "Oturun" dedi soğuk bir şekilde. Defteri imzaladı ve kendini tanıtmaya başladı. "Adım Selim. Coğrafya hocanızım. Bu yılki coğrafya derslerinize ben gireceğim. Tipinize göre not veririm." demesiyle ben şok,Melisa iptal, sınıf wefad. Ne saçmalıyordu yav bu adam ? "Mesela şunun tipine bir bakın. Uzaylı görmüş gibi. Oğlum sana diyorum ! " komik bir hocaya benziyor. "Buyrun hocam." dedi adını henüz bilmediğim ve cidden de uzaylı görmüş gibi bir hali olan çocuk. "Uzaylı mı gördün evladım ? Hayırdır ne bu hal ?" tüm sınıf gülüyordu. Komik değildi ama olsundu. Biz de gülelim bari jajxkslkdmd "Hocam, uykumu alamadım da ondan böyleyim. " belli oluyordu uykusunu alamadığı. Kesin bilgisayar oynamıştı sabaha kadar. Öyle bir tipi vardı bu çocuğun. "Anladım evladım. Adın ne bakayım senin ?" "Hakan,hocam." "Hakan bir daha seni böyle görmeyeyim tamam mı? "Tamam hocam."
Bu ders de hocanın şakalarıyla, öğrencilere laf atmasıyla geçip gitmişti. Zil çaldığında acaba ne yapsak diye düşünürken Yağız "Kızlar, beraber dışarı çıkıp bir banka oturalım mı? Ne dersiniz ?" dedi. Bu çocuk çok tatlıydı. Aşık olmamak imkansız. " "Bilmem. Ne dersin Melisa? " hemen olur diye atlamak istemediğim için Melisa'ya sordum. "Olur, farketmez." Dışarı çıkıp bir banka oturduk. Yağız'ın gözleri bir yere takılmıştı. Onun baktığı yere doğru baktığımda koridorda gördüğümüz çocuğa baktığını farkettim ve bakışlarındaki nefret duygusunu. Aynı benim Selin'e baktığım gibi o da o çocuğa nefretle bakıyordu. Acaba o çocuk kimdi ?