Geçtiğimiz bir saattir sadece birbirimizin yüzüne bakıyoruz. Ne Burak konuşuyor ne de ben. Açıkçası ben ne konuşmam gerektiğini bilmiyorum.
'Defne.'
Ve konuşma başlıyor. İçimden bir ses hiç iyi şeyler olmayacak diyor.
'Bilirsin pek hoş bir arkadaş çevrem yok. Daha çok insanlarla konuşmuş olmak için konuşuyorum. Aslına bakarsan ikizimdrn kaynaklı konuşuyorum. Her ne kadar hu durumdan hoşlanmasam da bazı şeyleri öğrenmek kolay oluyor. Bunun gibi.'
Kendimi entrika dolu bir dizide başrol gibi hissediyorum. Herkes her şeyi biliyor ama bana söylemiyor. Söylemek isteyenler de lafı dolandırarak beynimi yakıyor.
'Konumuz... Arda.'
İşte konu burda dikkatimi çekiyor. Arda derken? Hani şu benle konuşup ortadan kaybolan çocuk mu? Dinliyorum tatlım.
'Arda sana senden hoşlandığını söylemiş galiba.'
Onayladığımı belli edercesine kafamı sallıyorum.
'İşte o yalan.'
Biliyo... What!! Af buyur? Ne dedin? Algılayamadım da.
'Yalanmış diyorum.'
Sakın. Sesli düşünme konusunda ciddi bir yardıma ihtiyacım var.
'Burak nerden biliyorsun sen bunu? Yani yalan olduğunu.'
Yerindr hafifçe dikleşip konuşmaya başlıyor.
'Şimdi lütfen sözümü kesme. Her şeyi baştan anlatıyorum.'
Tekrar kafamla onaylıyorum.
'İlk maç Efelerle maç yapacağımızın kanıtıydı. Her ne kadar sevmesem de futbol konusunda yetenekliyim ve maçta oynuyorum falan filan. İşte onlar kazanınca istedikleri şeyleri yapıcaz. Üçüncü maddeyi haftaya attılar. Pek tınlamadık başta. En azından ben. Ama o maddeyi duyunca çok geçirdik.
Efe cool bir şekilde maddeyi söyleyip çıktı. Bizde ne yapacağımızı kestirmeye çalıştık. Ya onu senle tanıştıracağız ya da Arda Efe'nin ayağını kıracak. Arda küplere bindi. Bunlar çıkınca bağırmaya başladı. Efe'ye küfür ediyor falan. Sonra araştıracağını söyledi. Ve çıktı. Sonrası malum. Gitti ayağını kırdı.
Ertesi gün yanımıza geldi. Dedi ki "Efe Defne'yi seviyormuş." Biz şaşırdık. Ama seni ondan intikam almak için kullanacağını söylediğinde daha da çok şaşırdık. Yapmamasını falan söyledik ama dinlemedi. Ertesi gün gelip yaptığını, sana sırf intikam için senden hoşlandığını söylediğini, işin kötüsü senin de yediğini söyledi. Bizimkiler, Erkan hariç, ilk başta sana söylemek istedi. Ama kimse Arda'nın karşısına geçecek kadar cesur değil. Sonra sen gelmedin okula. Merak ettim. Ne yalan söyleyeyim şu okulda farklı olanlardansın. Yanlış anlama sana yürümüyorum. İyi anlamda farklı bir bir kızsın. Senin üzülmeni istemem. Bu yüzden sana geldim. Umarım bana inanırsın.'
Hani bazen ağzınızı açarsınız ama söylecek tek bir kelimeniz dahi yoktur ya. Şu an tam o konumdayım. Burak okulda Efe'den sonra güvenilecek nadir insanlardan. Ve eğer bunları söylüyorsa eminim ki gerçektir.
Ama... İşte aması var. Ben bu gerçeğe inanmak istemiyorum.
Yavaşça yerimden kalkıyorum. Ve ene doğru yol alıyorum.
.....
Son günlerde sürekli yaptığım gibi eve gelip ne kadar yemek varsa hepsini yapıyorum. Aklımın dağılmış olması gerekir ama ben hala Burak'ın bana dediklerindeyim. Hayır zaten Efe gibi sorunum vardı. Şimdi bir de Arda mevzusu çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİN İÇİN
ChickLitBu aşk varya aşk. Seni öyle bir anda öyle bir yerden vuruyor ki şaşıp kalıyorsun. Ne mekan, ne zaman, ne de insan tanımıyor. İster 5 yaşında ol, ister lisede ol, istersen ölüme gün say.