Bölüm 4

57 6 3
                                    

Eğer yarın bir yılana dönüşecek olup...
İnsanları yutmaya başlasan...
İnsanları yuttuğun o ağızla bana...
"Seni seviyorum!" diye bağırsan...
Ben sana, bugün dediğim şekilde...
"Seni seviyorum!" diyebilir miyim?"

Yorucu bir günün ardından Megami yine sarıldı yorganına. Güzel bir uykuyu hak etmişti ve ertesi gün için acayip sabırsızdı. Kyuri ile konuşacağı çok şey vardı ve ona yakın olmak hoşuna gidiyordu. Aldığı darbeden sonra yaralar iyileşse de hafif bir sızı hala duruyordu sırtında öylece. Sol omzunun üzerine yattı. Bir süre böyle uykuya dalmaya çalışsa da beceremedi. Kyuri ile ilgili bin bir soru hazırlıyordu kafasında. Saat gecenin ikisiydi. Kolu karıncalanmaya başlayınca bu defa diğer tarafa döndü. Perdenin sonuna kadar açık olduğunu fark eden ay tüm ışıklarını üzerine yolluyordu resmen. Başta ayağa kalkmaya üşense de olacak gibi değildi. Perdeyi kapatmak için ayrıldı yatağının sıcağından. Dışarısı sakin görünüyordu. Genelde bu saatte in cin top oynardı sokakta ama birkaç kişi oturmuş sigara içiyordu karşı apartmanın girişinde. Perdeyi tam çekiyordu ki birinin silueti geçti camın önünden. İrkilip geriye fırladı. Ayağı yatağının yanına bıraktığı çantasına takıldı ve tökezleyip yere düştü. Korku içinde cama bakıyordu. Az önce siluetini gördüğü şey şimdi tam karşısına dikilmiş ona bakıyordu. Pencerenin altına elini sokup yukarı doğru kaydırdı ve camdan içeri girdi. Megami felç geçirmiş gibiydi. Soğuk terler eşlik ediyordu korkusuna. Arkadan vuran ay ışığı suratını gölgede bırakıyordu. Sonra bir gözü yavaşça kırmızıya dönmeye başladı ve karşısındakinin Kyuri olduğunu anladı.

-Ne yapıyorsun seni aptal? Korkudan ölmek üzereydim.
-Biliyorum. Yüzünün şeklini görmeliydin. Bak ben sadece çevreyi kolaçan ediyordum ve sana yakalanınca ufak bir şaka yapayım dedim.
-Kyuri, yaptıkların için sana daha sonra acı çektireceğim ama.. Kırmızı...
-Ne kırmızı? Evet, gözünü iyileştirmenin tek yolu gücümü geri almam. Merak etme üzerinde çalışıyorum.
-Hayır, benim gözüm değil aptal!
-Değil mi dedin?
-Bu civarda bir şeytan olmalı.
-Seni eve bırakırken de buradaydı. Kim olduğunu biliyor olabilir.
-Ne yapacağız?
-İşte orası düşünmem gerekenler listesinde. Şimdi yatağına gir ve kapıyla camı kilitle. Perdeni çeksen akıllılık edersin.
-Peki ya sen?
-Onu bulup öldüreceğim. İyi geceler, Me-ga-mi!
-İyi geceler Kyu.

Her şeye rağmen Kyuri'nin aşırı sakin tepkisi Megami'nin gözünden kaçmamıştı. Söylediklerini yapmak ile yapmamak arasında kararsız kaldı ve sonunda kapıyla camı kilitleyip yatağına girdi. Aklı hala dışarıdaydı. Kyuri arkasını dönüp pencereden çıkar çıkmaz o ciddi suratını taktı yine. Hırkasının kapüşonunu kafasına geçirdi beyaz saçlarını gecenin siyahıyla gizlemek için. Camdan aşağı inip bahçe de turlamaya başladı. Çevre her zaman ki gibi sessizdi. Mutfak camında ki yansımasına bakarak çevrede dolaşan şeytanın gücünü tahmin etmeye çalıştı. Yavaş yavaş normale döndüğünü görünce rahat bir nefes aldı ve çatıya tırmanmaya karar verdi. Her ne kadar uzaklaşmış olsa da anlaşılan bu düşman Megami'nin gücünü öğrenmişti ve onu yalnızken yakalamak istiyordu. Çatıdaki kiremitlerin üzerinde dolaşırken bir yandan etrafı gözlüyordu. Megami'nin odasının olduğu tarafa yaklaştı ve cama tıklattı. Perdenin arasından kimlik sorgularcasına baktı ve camı açtı. Kyuri acayip derece de yorgundu. Yatağa oturup biraz soluklandı. Megami neler olduğunu anlatmasını bekliyordu.

-Bir şey yok. Birileri bu civarda turlayıp duruyor ama endişelenecek bir şey yok.
-Emin misin?
-Evet, kimseye rastlamadım. Son bir kontrol yapacağım. Sonra eve gitmem gerek. Dediğim gibi endişelenecek bir şey yok.
-Sen öyle diyorsan... Gitmeden önce bir uğra Kyuri.
-Denerim. Unutma, kapı ve camı kilitle.

KyuriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin