Kulağıma hoş gelen müzik ile arkamı döndüm telefonum çalıyordu. Hocam arıyodu 'alo' Ali hocanın sesini duyunca ister istemez bende 'alo' dedim. 'Ayça 1 saate ofisime gelebilirmisin?' bir işim olup olmadığını düşünüp olmadığına karar verince 'evet' diyerek onayladım. Beklediğini söyleyip kapattı. Kahvaltımı yeni yapmıştım odama gidip yırtık pantolon ve tshirt geçirip üstümede bir hırka aldım telefonu ve çüzdanımı çantama atıp siyah deri çantamı sırtıma astım. Siyah sporlarımı ayağıma giyip evden çıktım. İki sokak ötedeki durağa yürürken bir yandanda cüzdanımdan öğrenci kartımı çıkardım. Ali hocanın ofisi Beşiktaşdaydı ikinci gelen otobüs Beşiktaşa gidiyordu sağ elimle durdurup otobüse bindim şansıma boş olan tek koltuk kalmıştı oraya geçip oturdum.
*
Yaklaşık yarım saat sonra beşiktaştaydım. Ali hocanın ofisi 10 katlı bir binanın 4. Katındaydı kendisi bir psikiyatr bende bu işi yapmak istiyorum bunun için Muğla 'dan buraya yerleşmiştim üniversite de okuyorum ikinci sınıfım, Ali hocayla staj yapıyorum arada kendine gelen hastaları bana yönlendiriyor ve bakıyorum şu ana kadar sadece bir hastayı tam anlamıyla tedavi etmiştim - tabi oda Ali hocanın yardımıyla- acaba bu sefer hangi hastayı bana yönlendircek. Bu işi gerçekten seviyodum zaten seçme nedenimde tamamen merak insan psikolojisi nasıl çalışır. Deli dolu bir insanım belki fazla mutlu biraz fazla enerjik ama bu dünyaya sadece bir sefer geliceğimiz için herşeyi yaşamak dolu dolu geçirmek istiyorum ve hayattından bezmiş insanlarıda buna inandırmaya niyetliyim.
*Asansörle 4. Kata çıktıktan sonra kolidorun sonundaki Ali hocanın odasına doğru ilerledim. Kapıyı iki sefer tıklattıktan sonra 'gir' sesini duyar duymaz içeri girdim. Ali hocanın odası gayet büyüktü bir duvar full camdı camın hemen yanında bir köşem vardı hastalarına orda bakıyordu ve odanın diğer köşesinde bir masa ve hocamın oturduğu sandalyesi, masanın önünde de iki sandalye vardı masanın hemen yanında büyük bir kütüphane bulunuyordu. Ve duvarlarda birkaç tane tablo vardı. Hocamın masasının önündeki sandalyeye oturdum ve kafamı ona doğru çevirdim 'merhaba hocam' diyip gülümsedim. 'Hoşgeldin Ayça ne için çağırdığımı anlamışsındır heralde' yeni bir görevv en sevdiğim.. 'Yeni şanslı kişi kimmiş bakalım.' söylediğimle tebessüm eden hocam masanın altından ince kırmızı renkli bir dosya çıkarıp bana uzattı. ' Emre Solmuş. 21 yaşında. 5 yaşındayken bir yangın faciyası sonucunda ailesini kaybetmiş. Yaşadığı bu süreçte ilk başalarda kısa kasılmalar başlamış ve en son kasılması 9 yaşındayken olmuş ve bu uzun soruklu bir kasılma olmuş şu anda dediğim gibi 21 yaşında ve hala bir belirti göstermemekte ısrarcı. ' hocamın anlattığı şeyler gözlerimi kocaman açılmasına sebep olurken heyecanım başkaydı ilk defa böyle birini duyuyordum ve buda heyecanımk körüklüyordu.' Bu hastayı en prof. Doktorlar bakmış ama hiçbir tepki alamamışlar bende senin enerjinle iyi bir şeyler olucağına inanıyorum hiç değilse denemen lazım. ' dosyayı alıp incelemye başlarken bunu yapabilirmiydim ki bu kadarını becerebilirmiydim olabilirmiydi denemekten zarar gelmezdi, gelmezdi yaa 'hocam yapabilirmiyim ki biliyosunuz benim pek becerim yok daha bana göre küçük çaplı bir şeyler olsa, seviyeme uygun ama yinede siz bilirsiniz' dosyaya göz atarken bir yandanda hocamın ne diyiceğini kestirmeye çalışıyordum. Aslında merak etmiyor değildim. Hocam gözlerini kapadı ve açında "denesen" dedi niye bu kadar üsteliyodu bilmiyorum normalde sorar kabul etmeyince tamam derdi. Bir bildiği vardır diye düşünüp. "peki hocam" dedim. "yarın yanına uğrarım" " benim için çok önemli ayça lütfen ilgilen böyle daha fazla yaşayamaz sana güveniyorum, boşa çıkarma" "elimden geldiği kadar yardım ederim merak etmeyin" Ali hoca kafasını tamam anlamında salladı. Biraz benim derslerim hakkında konuştuktan sonra Ali hocanın yanından ayrıldım. Onun ofisinin yakınlarında bir kafeye oturup çay içerek dosyayı incelemeye başladım. Hocanın söylediği şeyleri açıklayıcı bir şekilde daha uzun anlatmışlardı. Hayatta kalan bir akrabası yokmuydu ki bu kadar bağımsızdı yada bağımsız olmak zorundaydı dünyaya gelseydi ne olurdu ki dünyaya dönseydi ben yinede bunu başarmak istiyorum bu adamı dünyaya geri getirmek ve hayatı öğretmek bu olayı beş yaşında yaşadığına göre daha çocuk olmamış ki büyüsün bence hala bir çocuk ve benim çocuk ruhumla hallederiz Ali hoca sanırım bu konuda biraz haklı. Hadi inşaallah becerebilirim.
*
Dosyaları biraz daha inceledikten sonra eve geldim. Üstüme rahat bir şeyler geçirip bir şeyler atıştırdım. Kafamda ki allak bullaklığa bir çözüm lazımdı odama geçip masamdaki laptopu alıp yatağıma oturdum. Bu konu hakkında araştırma yapmam lazımdı. Bana kalsa türünün tek örneğiydi. Bilgi edinmem lazımdı ve buna istinaden birşeyler yapmalıydım. Bugünün yorgunluğuyla gözlerim kapanırken yarın yeni bir güne gözlerimi açıcaktım heycanlımıydım fazlasıyla ama uyku önemli.
***Bu bölüm kısa oldu ama ilk bölümün günahı olmaz hadi bakalım ilk hikayemin ilk bölümüyle karşınızdayım beğenilmesi umuduyla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geriye Dönüş
Science FictionHayat başlangıçta kimsesizliği söyler. Hayat sonda herkes varken ölmeyi yeğler. Ve sonra mutluluk ararız yorulunca huzurluluk yeter. Ölmek kolaydı bize,yaşamak bilinçsizlik. O yaşamayı seçti en zoruydu, o yaşamayı seçti en imkansızıydı. O hayata d...