4

54 4 2
                                    

Emre'nin odasına doğru ilerliyordum. Evet yanlış duymadınız sabah kalkınca bir karar aldım artık her sabah buraya gelicek ve Emreyle ilgilenicektim onun haberi olmasada birlikte çay içicektik daha sonralarda belki daha farflı şeyler yiyebilirdik yine aynı şekilde ona anne şevkati vermeye devam edicem çocukluğunun nasıl olduğu hakkında bir fikrim olmasa bile tahmin yürüterek. Bazen hemen uyanıcak gibi gelsede bazen yapıcağım şeyler fazla gereksiz geliyordu. Neden bilmiyorum ama içimdeki negatif olan kısım böyle söylüyordu. Aslında her şey için daha çok erken daha başlarındayım amacımın hadi hayırlısı. Anahtarı yine aynı yerden alıp kapıyı açtım. Dün bıraktığım gibi duruyordu ben onu uyuyo olarak düşünücektim kış uykusu gibi bir kaç ay daha uyuyup uyanıcak tı. Yanına yaklaşıp elimdeki çayları yandaki komidine koydum,sırt çantamı çıkarıp gelişi güzel bir yere attıktan sonra onun çayını komidinin üstünden aldım. Bugün daha hazırlıklı gelip yanımda tatlı kaşığı getirmiştim. Diğer türlü içirmek daha zor oluyordu. Doğrultup sırtını yatak başlığına yasladım. Böyle daha rahat içerdi sanırım. Kaşıkla yavaş yavaş çayı içirmeye başladım bir süre çayla idare edicektik. Bir yandan kendi çayımı içip bir yandan ona içiriyordum. Böyle iyiydi sanki karşında bir insan var seni duymuyo algılamıyo ama bir insan ne seni yargulaya bilir ne küçümseye bilir sadece dinle ama duymaz. Ona biraz kendimden bahsetmem sorun olmaz heralde.

"Merhaba ben Ayça Sevim. 20 yaşındayım. Universiteye gidiyorum, ikinci sınıfım. İstanbulda yalnız yaşıyorum. Okumak için buraya geldim. Dertli bir insan değilim pozitif ve neşe saçan biriyim. Sürekli gülen hep mutlu olan dünya umrunda olmayan bazılarına göre kendini beğenmiş. Hep böyle söylüyorlar biliyormusun ne kadar güzelsin sandıkları kadar güzel değilim aslında normalim kahve saçlı, kahve gözlü bir farkım yok diğer insanlardan aynaya bakınca kendime ne kadar çirkinsin diyorum biri güzel dedi diye götüm kalkmasın diye. Sonuç olarak hep güzellik böyle diyorumda sen bana bakma önemli olan iç güzellik diyolar ama ben dahil herkes önce dış güzelliğe bakıyo. Mantıken yakışıklı olmayan bir erkeği niye tanımak istiyim ki ne kadar temiz kalpli olursa olsun nasıl anlaya bilirim ki. Ben tipe bakıyorum ama bir insanın beni güzelim diye yanımda durmasından hoşlanmam, bu konuya nerden geldik yaa. En yakın arkadaşım Sena ve Kerem ikiside universiteden arkadaşlarım. Sena buraya ilk geldiğimde bana yardımcı oldu ona çok şey borçluyum. Kerem ise aramızda kalsın ama yakışıklı çocuk kankam olmasa kendime ayarlıycam. Uyanınca sanada Sena 'yı ayarlardım ama onun sevgilisi var. Artık sap sap birlikte takılırız. Sana bir sır veriyimmi ben aşka, sevgiye inanmam bu yüzden kafama göre takılıyorum kimseye bağlanmadan belki bundan yalnızım güven problemide denebilir. Belkide güven değilde kırılma problemi kırılmaktan korkuyorum çünkü bu gülen mutlu kızın arkasında güçsüz ve çabuk dağılan bir kız var. Biraz fazla konuştum sanki kafanı yedim uyanınca sende anlatıcaksın sözün olsun. "
Ne konuştum yaa valla çocuk bir an kalkcak isyanedicek sandım.

Saatime bakıp kaç derse kaç saat kaldığına baktım daha vakit var gibi duruyordu. Bu arada aklıma takılan bir şey daha bu hiç yıkanmıyormuydu? Nasıl duruyordu yıkanmadan bence suyla tanışma vakti geliyordu yakın zamanda bunuda halledecektim. Biraz görüşme yapmam lazımdı. Şimdi sırası değil di ama bu hafta içinde gelirdi sırası. Düşüncelerden sıyrılıp ona baktım yüzüne gözleri kapalıydı ve bu şey yaklaşık bir gündür - onu gördüğümden beri- rahatsız ediyordu. İstemsizce gözlerine giden ellerimi yavaşça yanağına indirdim. Ne kadar yumuşak yanağı vardı böyle yanağını sıkarak oynadım. Nasıl olucaktı ya nasıl uyanıcaktın. Neyse hemen umutsuzlaşmayalım. Onu biraz öne ittirerek arkasına oturdum yata yata sırtı tutulmuştur diye sırtına masaj yapmaya başladım. Omuzlarından ovmaya başlayarak gittikçe beline doğru masaj yapmaya devam ettim. Masaj yapmayı seviyordum. Babam bana hep yaptırırdı ondan alışkındım böyle şeylere. Çenemi omzunun üstüne koyup ona bakmaya başladım. Bir yandanda beline masaj yapıyordum.
"keyfin yerinde sanki"
"iyi geliyormu?"
"Emre böyle susmak saçma bağıösız kalmak saçma, bak sen uyan ben sana
Bu hayatı öğreticem zorluklarıyla mutluluklarıyla. "
" o gözlerini sıkmaktan yorulmadın mı ya. "
Yanağımı yanağına sürtüp
"hissetmiyomusun şimdi. Uyanmıycakmısın?"
"tamam sabredicem. Başarıcam değil mi? Bu seferde çuvallamıycam. " Gözlerimi kapatıp açtım.
" şimdi gitmem lazım ama bugün olmazsa yarın tekrar uğruycam. "
Belinde olan ellerimi kaldırıp saçına soktum ve karıştırdım.
" beni bekle tamam mı? "
Arkasından çıkıp çantamı sırtıma taktım. Boşalan bardakları alıp kapını yanındaki çöpe atıp çıktım. Anahtarı teslim ettikten sonra klinikten çıkıp okuluma gittim.

1 hafta sonra

Tüm herşeyi halletmiştim biraz Ali hocanın yardımlarıyla olmuştu tabi. Emre'nin odasını değiştirmiştik. Banyolu bir odaya geçmişti. Bu fikir benimdi suyu hissetmeliydi. Uyanınca onu ilk denizle tanıştırıcaktım ama önce hissetmesi lazımdı. Su kıymetlidi (çay kadar olmasada) önemliydi. Suyun olmadığı yerde yaşam olmazdı bu mantıkla ilerliyordum yaşam mantığıyla.
Emre yatakta her şeyden habersiz yatmaya devam ederken yanına gittim. Bu hafta ona erimiş dondurma yedirmiştim hasta olmasını istemem sonuçta ve akışkan şeyler yemesi gerektiğini için. Dondurma vazgeçilmezdi sonuç olarak. Evden getirdiğim en sevdiğim kitaplardan biri olan 'Sen Benim Diğer Yarımsın' ı getimiştim sonu mutlu, mutsuz bitiyordu ne mutluydu ne mutsuz bundan seviyordum sınırım bu kitabı arada kalmış bir şeydi. Gülümsedim. Yatakta sırtımı yatak başlığına koyup yan bir şekilde oturdum. Emre'nin başını dizime koyup tek elimle saçını okşayıp tek elimle kitabı tutuyordum. Okumaya başladım yavaş ve sesli bir şekilde okuyordum. Okumam hızlıydı kitap okumayı severdim.

Yaklaşık 50 sayfa okumuştum bu kitabı okumaya başlayınca bırakamıyordum. Her gün okuyacaktım bu kitabı ondan hergün yaklaşık bu kadar sayfa okuyabilirdim. Saat 3'e geliyordu. Sabah 10 dan beri burdaydım. Ve birlikte çay içtikten sonra hiç bir şey yememiştim. Bunu karnımdan gelen acayip sestende anlaşılabilirdi. Olduğum yerden kalkıp çantama kitabı koydum. Sefer tasında getirdiğim çorbayı içebilirdik heralde. Sefer tasının kapağını açınca çantamdan kaşığı alıp yatağın yanına gittim. Bu çorba onun içindi ben gelirken kendime döner ayran almıştım. Bu çorbayıda ben yapmıştım onun için mercimek çorbası yapmıştım en sevdiğim çorba olduğu için İstanbula gelirken annemden yapmasını öğrenmiştim.
Onu dikleştirip kaşıkla ağzına çorbayı uzttım boşta kalan elimle çenesin tutup aşşağıya indirdim. Yaptığım hareketle ağzı açılmıştı. Kaşığı ağzına koyup, kaşıktaki çorbayı ağzına boşalttım ve ağzını kapattım. Ona çorba içirmeye devam ederken arada kendi ağzımada atıyordum. Bu arada dün tuvaletini yapmıştı normaşde komik bir şey olsada önemli bir şeydi ben burda yokken yapmış burdaki hizmetliler temizlemiş önceden böyle bir. Olay oldumu diye sorduğumda ilk defa olduğunu söyledi sanırım amacıma yaklaşıyordum sanırım fakat hala başlangıçtaydım. İğrenmem gereken bir şey yoktu sonuçta isteyerek değildi biraz benim zorundaydı sanki ben yemek yedirmesem böyle olmazdı. Altına bez taktıklarını söylediler mantıklıydı şimdilik uyanınca böyle bir problem kalmıycaktı. Bu sırada tüm çorbayı içirmiştim. Dönerimi ve aytiranımı poşetten çıkarıp komidinin üstüne koydum. Aynı poşete sefer tasını ve kirlenmiş kaşığı koyup ağzını bağlayıp çantama attım. Döner ayranı alıp ilerideki koltuğa oturdum.

Yemeğimi hızlıca bitirmiştim. Yemeği hızlı yerdim öbür türlü doyduğumu hissetmiyordum. Emre'nin yanına gidip Emre'yi yan yatırdım. Bende yanına yan birşekilde yattım. Elimi sıtına koyup sırtını okşadım bu banada iyi geliyordu. Hiç değilse boş değilde amaçlı yaşıyordum. Yüzlerimiz birbirine bakıyordu. Gözlerine bakıyordum yine belki hiç bir zaman açılmıycak olan ama benim rengini çok merak ettiğim gözlerine.

Sırtını ovmam hoşuna gidiyormuydu bilmiyorum ama boşuna yapmadığımı biliyordum. Hatırlıycak güzel şeyleri olucağını biliyordum. Elimle sırtını ovmaya devam ederken ona iyice sokuldum biraz burda kestirmemde bir sakınca olucağını sanmıyorum.

^^^

Merhaba! Sık sık bölüm yazmaya çalışıyorum inş. beğeniyosunuzdur.

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

Kendinize iyi bakın....



Geriye DönüşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin