Kafanızın karıştığını biliyorum ama bu son.
Vallahi de yahu.
Öncelikle gelen oy ve yorumlarınız için teşekkür ederim.
Sonrasında ise, Ryan Alien karakterinde sorun çıktığı için değiştirmek zorunda kaldığımı ve bunun sonuncu değişim olduğunu size söylemek istiyorum. Wynston Shannon olarak seçtiğim Ryan Alien karakterini artık Dylan Sprayberry canlandıracak.
Medyada da görürsünüz zaten.
Medya da gördüğünüz diğer sahneler ise zaten bölüm özeti.
Anlayacağınız hepsi birbirinden belalı.
Bölüm müziği olarak; Paper Route'dan Glass Heart Hymn öneriyorum.
Okumadan önce oy vermeyi unutmayın.
İyi okumalar ^^
Aralık camdan süzülen esinti, Steve Rogers'ın yatak odasındaki perdeleri hafifçe titretirken, odada titremeye eşlik eden sarışın bir şey vardı.
Steve, saatine baktı ve ilaç saatinin geldiğini fark edince yatağın yanındaki komodinin üzerindeki ilaç kutusundan bir hap aldı. Bardağa su doldururken akşama kadar uykusunda izlediği kızına da seslenip uyandırıyordu.
Dylan çökmüş gözlerini zorlukla açıp uykusundan uyandığında parmak boğumlarındaki tutulmayla yorganı sıktığı ellerini geri çekti ve hafifçe doğrulmak için yatağa bıraktı. Doğrulup sırtını yumuşak başlığa dayadı ve babasının elinden hapı ve bir bardak suyu aldı.
Dylan duvarda saati ararken hapı içiyordu, babası ise komodindeki dağınıklığı topluyordu. Ufacık hap, hafif acımsı tadı damakta bırakarak aşağı inerken Dylan suyu içti ve komodine bıraktı, saat akşam dokuzu çeyrek geçiyordu.
Steve kirli tabakları ve kahve fincanını tepsiye koyduktan sonra ayaklandı ve kızının ateşini yeniden dudaklarıyla ölçtü, sabit bir ateşi var gibiydi. Otuz dokuz derece çıkan ateş ne düşüyor, ne yükseliyordu.
"Eczaneye gideceğim Dylan, sen de biraz oturduktan sonra yeniden uzan. Miden bulanmasın."
Dylan, elini babasının yanağına koyduğu elinin üstüne koydu. "Sadece uyumak istiyorum."
"Biliyorum hayatım. İşim fazla uzun sürmez."
Dylan onu sadece başıyla onayladı, Steve kızını yanağından uzunca öpüp yine uzunca sarıldıktan sonra odadan çıktı ve kapıya ilerleyip ceketini giydi, ardından ayakkabılarını ayağına geçirdi ve motorunun anahtarlarını cebine atıp evden çıktı.
Apartmanda sessizce aşağı inip dış kapıdan çıktığında karanlığın iyice bastırdığını gördü. Motoruna ilerleyip en yakın eczaneye gitmek için harekete geçti, o sırada kaskını almayı unuttuğunu fark etti. Ama geri dönüp vakit kaybedemezdi. Bu yüzden hızla motoruna ilerledi.
Evde kalan Dylan ise komodinin üzerindeki telefonunu eline aldı, gözlerini zorlukla açık tutarken açmaya çalıştı ama şarjı bittiği için kapalıydı. Fazla umursamamaya çalışıp geri bıraktı, babası gelip onu uyandırdığında şarja takmasını isteyebilirdi. Kendisinin bırak ayağa kalkmaya, kolunu kaldıracak gücü yoktu. Ya da üşengeçti.
Yavaşça yatakta kaydı ve sırtını yeniden babasının yumuşak yatağıyla birleştirdi, odanın açık kalmış ışığına rağmen gözlerini kapattı ve içinin titrediğini fark etmeyerek elleri yorgana gidip tekrar sıkarken uykuya daldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rogers And Stark
FanfictionBiri sarışın, diğeri esmer. Biri güzel, diğeri çekici. Biri güçlü, diğeri süper zeki. Biri mantıklı, diğeri çılgın. Biri ağır başlı, diğeri atılgan. Biri ciddi, diğeri dalgacı. Birinin aklı başında, diğerinin aklı yastığının altında. Biri çalışkan...