Rogers And Stark

Rogers And Stark / On Altı

Gelen oylar için hepinize teşekkür ederim.

Northwood erkeklerinin görevi, bu bölümde son buluyor. Bir sonra ki bölüm, bu bölüm ve bu görev bölümünden önce kalan bölüm üzerinden devam edecek. Kızlar olmadığı için sıkıldığınızı biliyorum ama erkeklerin arasını da sıkı tutmak için bir olay olması gerekiyordu. İleride olacaklar için bir sebep ya da.

Her neyse, bu bölüm için Starset'ten heyecanlı bir şeyler açın, son paragraf için ise Conor Maynard'dan Are You Crazy açabilirsiniz.

Okumadan önce oy vermeyi unutmayın.

İyi okumalar.

NORTHWOOD ERKEKLERİ GÖREVDE (2/2)

Saat sabahın dördüne doğru gelirken, ormanın derinlerine çöken karanlığa karışmış iki Northwood erkeği vardı.

Sessizlik içlerine işlemiş gibiydi, öyle ki ele geçirdikleri öğrenci bile susuyordu. Ay, sadece kampı belli ediyor gibiydi, bir yandan da sessizliğin şekil bulmuş hali gibiydi tüm ışık hüzmeleri.

Hunter, silahının dürbününden kahve gözüne yansıyan beyaz ve açık mavi ışıklara rağmen her yerde Blake'i arıyordu.

Hemen yanında ayakta, elinde dürbünle Ryan ile birlikte. Hafif rüzgar esiyordu sürekli, yapraklar birbirine çarpıp yerdeki çimleri ve diğer her şeyi yerinde sallandırıyor, aynı şekilde Ryan'ın elindeki dürbünün askı ipi de sürekli oynayıp duruyordu.

"Onu göremiyorum." dedi elinde dürbün olan.

"Telsize de cevap vermiyor." dedi elinde silahı olan.

Eli kolu bağlı olan öğrenci oturduğu yerde güldü. "Size söylemiştim. Arkadaşınız ölmüştür bile."

Ryan öfkeyle arkasını döndü. "Eğer çeneni kapatmazsan, seni eve götürür Rogers'a kendi ellerimle teslim ederim."

Hunter duraksadı ve gözünü silahının dürbününden ayırdı. "Oha, az vicdanlı ol lan."

"Blake'in öldüğünü düşünmesi sinirlerimi bozuyor," Ryan önüne döndü ve elindeki dürbünüyle tekrar kamp alanına döndü. Son baktığı yere döndüğü an hareketlendi. "işte orada!"

Blake, unutkan olduğunu düşündü Daniel'a karşı hem hazırlıklı hem de ne diyeceğini bilemez haldeydi çünkü burada olması gereken son kişi oydu.

"Bir İsyancı mı yoksa başka biri misin bilmiyorum, ama burayı dağıtacaksan," Daniel etrafına bakındı. "işe keskin nişancılar ve ortalıkta gezen robotumsu şeyle başlaman gerek."

"Dani-"

"Dinle, Blake. Kim olduğunu bilmiyorum. Açıkçası buraya geleli bir ay oluyor ve seni hayatım boyunca hiç görmedim. Sana unutkanmışım gibi geliyor olabilirim ama ben sadece unutmak istediklerimi unuturum. Ayrıca-"

Daniel'ın sözünü kesen şey, Blake'in çıktığı kabine giren birkaç görevliydi.

"Onlar ne yapıyor?" diye sordu Ryan. Dürbündeki mercekle Blake'in olduğu yere biraz daha yakınlaştı.

O sırada Hunter kulağındaki telsiz de Blake'in sesini duydu. "Robotu parçalaman gerek. Dikkatleri başka yere çektiğiniz an, keskin nişancıları vurun. Alarm henüz çalışmadı, ajanlar dikkat modundalar."

Ryan, Blake'i yanında başka biriyle gördüğü an telsizine sarıldı. "O da kim?"

Blake, bayılttığı son ajanı kabinde baygın yatan iki diğer ajanın üzerine bıraktı ve dışarıda erketeye yatan Daniel'ın yanına gelip kapıyı kapattı. "Daniel. Bana yardım ediyor."