Gelen oylar ve yorumlar için teşekkür ederim.
Önce ki bölümlerde sadece kızlara değil erkeklere de önem taşıdığımı ve onların da ufak değişikliklere ihtiyaçları olduğunu bizzat yazmıştım. Burada ise, işlerin başladığı anı yaşatmaya çalıştım ve Crystal ile Hunter'ın kısmetlerini bağladım. *Elin Oğlu Andrey bakışı*
Zevkle okumanızı istiyorum, diğer bölümlerden itibaren kimsenin olmasını istemeyeceği şeyler başlarına gelecek bu ekibin.
Ve fark ettiyseniz Deadpool bu bölümde yoktu, ama merak etmeyin. Daha hikayenin yarısındayız. Wade'i bolca göreceğiz.
Birbirlerine destek çıkacak bu ekipte yanlarında olduğunuz için teşekkür ediyorum hepinize. İyi ki varsınız.
Multi medyalar koymaya başladığımın farkındayım, sahneleri daha kolay hayal etmenize yardım etmeye çalışıyorum. Bu arada, Crystal'a gelen şey için henüz bir şey bulamadım. Bunu da ilerideki bölümlerde göreceğiz inşallah.
Uzun bir başlangıç yaptım lanad. Müzik olarak önereceğim pek bir şey yok, havalı bir şeyler açın. Ya da favori bir şeyler.
Okumadan önce oy vermeyi unutmayın.
İyi okumalar.
Elindeki sabah kahvesini yudumlarken ofisinin cam kapısını aralayıp içeri girdi Stark. Uzun zaman sonra ofisine girişinde yalnız olacağını düşünmüştü, ama kendi masasının kendi koltuğuna yayılmış orta yaşlı bir adam görmesiyle duraksadı.
"Bay Colletti?" diye sordu Stark. Kır saçlı orta yaşlı adam, koltuğun arkasındaki boydan camlarda New York'un manzarasını izlemeyi bıraktı ve koltukla birlikte dönerek Stark'ın kahve gözlerine dikti gözlerini.
"Bay Stark," diyerek kalktı koltuktan rahatlığını bozmadan. "kusuruma bakmayın, siz gelene kadar, Stark olmanın ne demek olduğunu anlamaya çalıştım da. Zor bir şey."
Tony masasına yaklaşırken gülümsedi. "Herkes Stark olamaz, Bay Colletti. Hangi rüzgar attı sizi buraya?"
"Uzun zamandır gündemdesiniz," dedi Colletti, masanın etrafından dolaşıp misafir koltuklarının olduğu yere geldi fakat oturmadı. Bir eli pantolonunun cebinde, diğeri ceketinin düğmesindeydi, elindeki dikkat çekici gri renkteki demirden yüzüğün ise doğan güneş sayesinde daha da büyük ve parlak duruyordu. "ve ben de şahsen sizi yoklamak istedim. Olanları duymuş olmalısınız."
Tony, önemsiz bir konudan bahseder gibi rahattı. "Neden bahsettiğinizi bilmiyorum Bay Colletti, ayrıca uzun zamandır gündemde olan kişi ben değil, eşim Pepper."
Colletti gülümsedi. "Sizden bahseden yok, Bay Stark. Ben kızınızdan bahsediyordum. Bu aralar büyük işler peşinde."
Tony duraksadı. Kızının ne ilgisi vardı ki? "Kızımın gündemle ne ilgisi var?"
"Devlet yetimhanelerinde birden artış yaşandığında neler olduğunu araştırmamış olmanız aslında pek ilginç değil Bay Stark." dedi Colletti. Üzerinde Tony'yi rahatsız eden miskinliği vardı, Tony'nin terimiyle surat ifadesinden iticilik akıyordu. Kır saçları ve suratının yarısını kapatan beyaz biçimli bıyıkları ve sakalları sabahın köründe bile düzgün duruyordu.
"Kızımın gündemle ne ilgisi olduğunu sorduğumu zannediyordum Bay Colletti."
Bay Colletti gülümsedi. "Sizin ve Bay Rogers'ın kızlarınızın polislerle olan küçük husumetinden sonra, oyuncak kutularının altında yatan bıçakları bulmuş olduğunuzun farkındayım. Kızınızın ve arkadaşlarının ortadan kaybolduğunu zannetmeniz ve zannettirmeniz onları koruduğunuz anlamına geliyor olabilir ama kimse, kendi güvenliğini kendi gücüyle tam anlamıyla sağlayamaz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rogers And Stark
FanfikceBiri sarışın, diğeri esmer. Biri güzel, diğeri çekici. Biri güçlü, diğeri süper zeki. Biri mantıklı, diğeri çılgın. Biri ağır başlı, diğeri atılgan. Biri ciddi, diğeri dalgacı. Birinin aklı başında, diğerinin aklı yastığının altında. Biri çalışkan...