6. Bölüm

85 4 0
                                    

Ebru ile konuşmak bana iyi gelmişti. Gerçekten iyi bir dosttu. Anlattığım her kelimeyi dikkatle dinleyip yorumlarda bulundu. Onunla konuşunca gerçekten rahatlamıştım. Beni güldürebilmek için elinden gelen tüm şebeklikleri yapmıştı , başarısız olduğu da söylenemezdi zaten.
Biz zamanın nasıl geçtiğini anlamazken Ebru'nun annesi aradı , Ebrh eve gitmek için hazırlandı ve uzun süren veda sarılışının ardından onu geçirmek için bahçeye çıktım. Son bir kez daha sarıldıktan sonra Ebru gitti. Odama çıkmak için merdivenlere yöneldiğim sırada annem mutfaktan bana seslendi. Hâlâ ona bir açıklama borçlu olduğumu hatırlayıp mutfağa ilerledim.

" Anne ? "
" Buse ? "
" Anne ? "
" Ne saçmalıyorsun kızım ya , beni de kendine benzettin. " dedi. Bende saçlamadığımın farkına varıp gülmeye başladım. Annemin o sert bakışlarını üzerimde hissedince hemen gülmeyi bırakıp konuşmaya başladım.
" Biz aslında Ebru ve Eren ile kafeye gidecektik ama plan değişti ve Furkan'la ben yalnız bir yerlere gitmeye kadar verdik. Geç geldiğimizin farkındayım ve sana haber vermediğimin de , ımm özür dilerim anne.."
Bunları tek nefeste nasıl söylediğimi anlayamadım , bu ben miydim ?

" Sadece tek seferliğine affediyorum , bir daha böyle birşey olursa affetmem ! "

Annemin sinirli bakışlarını aldırmadan kollarımı boynuna dolayıp onun o pamuk yanaklarına ıslak birkaç öpücük bıraktım.

" Tamam kızım yeter! Öldürmek mi istiyorsun beni! "
Annemin sözleri üzerine boynundaki kollarımı çekip bir adım geriledim ve yavru köpek bakışlarını atıp gülümsedim.
Annem de dayanamayıp o sert duvarlarını yıkıp güldüğünde gerçekten mutlu oldum.
"Akşam yemeğine önemli bir misafirimiz var. Özenle hazırlanması ve akşam 'uslu bir kız' olmanı istiyorum."
Bu da neydi böyle sanki küçük bir kız çocuğuydum.
Önce gözlerimi devirsem de kabul edip hazırlanmak için odama çıktım. Önce ılık bir duş almanın iyi geleceğini düşünüp duşa girdim.

Ne kadar süredir suyun altında olduğumu bilmiyordum ama cildimin buruştuğunu gördüğümde siyah bornozumu üzerime geçirip saçlarını da beyaz saç havluma sararak odamdaki banyomdan yatağımın üzerine oturdum. Buruşmuş cildimi elimdeki çikolatalı kremle nemlendirdikten  sonra  dolabımın önüne geçip giyebileceğim kıyafetleri yatağımın üzerine çıkarmaya başladım. Açık mavi tonlarında , ayak ayak bileklerime kadar uzanan ve derin yırtmaçları olan kot elbise ile diz üstünde biten , kalın askılı ve sırt dekoltesi  olan , vücuduma yapışan geometrik şekiller ile renklendirilmiş krem elbisenin arasında kalmıştım. Uzun bir süre düşündükten sonra kot elbisemi elemeye karar verdim. Sırada daha da uzun süreceğini bildiğim bir tercih yapmam gerekti. Ayakkabı... Ayakkabı dolabımın önüne gelip dolabımı açtım. 60 çiftten fazla topuklu ayakkabım vardı. Gözüme çarpan krem rengi süet stilettoyu elime aldım. Saatler sürmesi gereken ayakkabı tercihini yaklaşık bir dakika da yapmanın verdiği mutluluk ile aynanın karşısına geçip hazırlanmaya başladım. Açık pembe tonlarında yaptığım hafif makyajımla hazırdım artık. Saçımı da her zamanki gibi açık bırakmıştım. Hemen bir snap çekip hikâyeme attım. Telefonu elime alınca bugün Furkan'la hiç konuşmadığımızı hatırladım ama ona mesaj atmak içimden gelmeyince telefonu sessize alıp elimden bıraktım.

Yarına Bir UmutHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin