Tanıtım: HER ŞEYİN BAŞLANGICI

96 7 0
                                    

Merhaba arkadaşlar ilk hikaye denememizle karşı karşıyasınız. Umarım beğenirsiniz şayet yazdıklarımız içimize siniyor. Keyifli okumalar!

"O pislikle evlenmeyeceğim anne!"
Bağırışıma karşılık annem de sinirli bir şekilde cevap verdi.
"Evleneceksin Cemre!"
"Anne sen böyle değildin, sana ne oldu?" dedim şaşkınlıkla, gözlerim iri iri açılırken.

"Sözümü dinleyeceksin. Dinlemediğin zaman elbette sinirlenirim."
"İstediğimi yaparım anne, ben sizin köleniz değilim!"
"Bana bağırma!" diyerek bağırdı işaret parmağını bana doğru sallarken.
"Sen bağırırken iyi ya!" son sözüm bu olmuştu. Kapıyı çarparak odadan çıktım. Annem hala arkamdan bağırıyordu.
Hızlıca merdivenleri indikten sonraysa sokağa çıktım. Annem balkondan bağırmaya devam etti.
"Hemen buraya geri dön Cemre! Hemen dedim!" bana seslenmeyi keserek, "Saner, koş yetiş Cemre kaçtı!" diye bağırdı.
"Kahretsin..." diye mırıldanarak adımlarımı hızlandırdım. Sıradaki sokağa saklandım, ardından gür bir ses duyuldu.
"CEMRE!"
Babam... sesi fazla gürdü.
"Lanet olsun." diyerek sokaktan çıkıp ana caddeye girdim.
Hava kararıyordu. Sokak lambaları yanmaya başlıyordu sırayla, trafik ışıklarıysa etrafı daha da çok aydınlatıyordu.

Yalnızca kendi çıkarlarını düşünen bir anne ile baba. Bazen evlatlık olduğumu düşünüyorum.
Aslında evlatlık olmayı dilerdim hiç değilse istediğimde o evi terk edebilirdim.
Ve peşimden gelmezlerdi... şuan olduğu gibi.

"Cemre!"

Peşimden geliyorlardı.
Lanet, gelmeyin peşimden...

Önüme bir engel çıktı, dengemi anlık kaybederek sendeledim.

"Pardon!" diyerek o kişiyi solladım ve kaçmaya devam ettim abimden.
"Cemre buraya gel!" kükremişti resmen. Onu dinlemeden kaçmaya devam ettim.

Yağmur çiselemeye başlarken, rüzgar da esmeye başlamıştı.

Yorgunluktan bitkin düşme durumuna geldiğimde bir el ağzımı kapatarak beni ara sokağa çekti.

"Cemre! Nereye kaçtın, ulan hele bir elime geçirirsem seni!"

Sinirle bağıran abimin sesi yavaşça uzaklaştı.
Benimse gıkım çıkmıyordu.

"Bana borçlusun, Cemre." dedi eliyle ağzımı kapatan çocuk.
"Ne borcu?" diyerek döndüğümde bedenim elektriklenmişçesine titredi.
"Akın..." dedim öfkeyle.
"Hey seni ben kurtardım, karıcığım." dedi imalı imalı, "Balayımızda nereye gitmek istersin?"
Ses tonu beni her zaman sinirlendirmişti.

"O balayını al bir yerlerine sok." dedim sinirle. İşaret parmağımla onun göğsünü dürterek,
"İntikamımı alacağım, Akın Doruk Poyraz. Zorunlu evlilik de olsa, aynı evde senin gibi bir gereksizle aynı oksijeni de soluyacak olsam, hatta bu lanet durumdan kaçamayacak da olsam. Benden, çekeceğin var... Hazır ol."

Diyerek ondan uzaklaştım.
Orta parmağımı göstererek, sırtımı dönüp yürümeye başladım.

Yürürken ayağıma çelme taktı.
Pislik herif.

"Bir yere gidemezsin güzellik, intikamını bekliyorum emin ol. Ama tek taraflı olmayacak." yüzündeki sinsi ifade iyice sinirlenmemi sağladı.
Hele pozisyon, şuan resmen kucağında yatıyordum ve gözlerimin içine bakarak konuşmuştu.

"Pislik herif." dedim mırıldanarak.

"Bunu iltifat olarak alıyorum."

İntikam Oyunları (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin