san

429 62 20
                                    

~Luke~

Tam o gergin havadan kurtulduğum için derin bir nefes almak üzereyken Michael'ın sesini duyduğumda duraksadım.

"O zaman okul çıkışı görüşürüz Hemmings!"

Titredim. Ona doğru döndüğümde kapıyı çoktan kapatmıştı. Yüzüme aptal bir gülümseme yayıldı ve günlüğe sıkıca sarılarak eve doğru ilerledim.

~Okul~

İlk ders olan Fransızca sınıfına girmeden önce dolabımdan kitapları almalıydım. Koridordan dönüp dolabın bulunduğu yere bir bakış attığımda önünde dikilen kırmızı saçlı bir çocuk olduğunu farkettim.

Bunun Michael olduğunu anlamayacak kadar aptal değildim.

İç çektim ve selam vererek yanına yaklaştım. Beni görünce gülümsedi. Gülümsediğinde minik bir kedi yavrusuna benzediğini söylememe gerek yoktu.

Gülümsemesini silmeden, "Bugün okuldan sonra benim evime gel." dedi. Aklımdan kirli düşünceler geçerken onun, ona ders çalıştırmamı kastettiğini anlamam uzun sürmüştü.

Ben de ona gülümsedim ve, "Okul çıkışı beni bekle o zaman." diye yanıtladım. Kafasını sallayıp onayladı ve bakışlarını arkamdaki bir noktaya kilitledi.

Nereye baktığını anlamak için omzumun üstünden geriye baktım. Uzun, pembe saçlı bir kız hafif bir gülümsemeyle yanıma geliyordu. Gözlerimi tekrar Michael'a çevirdiğimde bana bakarak sırıttı ve "İyi şanslar." diye fısıldayıp koluma hafifçe vurdu. Neler olduğunu anlamaya çalışırken o çoktan uzaklaşmıştı bile.

Gelenin kim olduğunu farkettiğimde ürperdim. Kız yanıma geldi ve yeşil gözlerini gözlerime kilitleyip kıkırdadı, "Selam, Luke." Yüzüme gergin bir gülümseme kondurup karşılık verdim.

"Ah selam, Amy."

Gülümsemesi büyüdü ve saçının bir tutamını parmağına sararak oynamaya başladı, "Şey diyecektim... Yarın evimde bir parti düzenliyorum ve senin de orada olmanı isterim. Gelemeyeceksen hiç sorun değil ama gelirsen çok mutlu olurum. Hem istersen birkaç arkadaşını da getirebilirsin. Herneyse çok konuştum galiba şimdi çenemi kapamalıyım."  Reddetmek üzereyken ilerdeki dolaplara yaslanıp yüzünde büyük bir sırıtışla bizi izleten Michael'ı gördüm.

Amy'den hoşlandığımı sanan Michael'ı...

Elimi boynuma götürüp kaşıdım, "Oh, tabii ki gelirim. Aslında bu harika olur. Daha önce hiç büyük bir partiye gitmemiştim." Gözleri mutlulukla parıldadı. "O zaman yarın görüşürüz!" Zilin çalmasıyla birlikte uzaklaşmaya başlarken bana el salladı.

"Görüşürüz!" Hafifçe gülümseyerek karşılık verdim. Amy benim göremeyeceğim kadar uzaklaşınca Michael yanıma geldi -yüzündeki aptal sırıtışı hala bozmamıştı.- Elini sırtıma koyup sıvazladı.

"Dostum, kızın sana nasıl baktığını görmedin mi?! Kesinlikle senden hoşlanıyor, söylemedi deme." İç çekti ve mırıldandı, "Keşke ben de kızlar konusunda şanslı olsaydım." Ve sonra bana gülümseyerek sınıfına doğru ilerledi.

Arkasından fısıldadım, "Keşke ben de kızlardan hoşlansaydım."

~
YA BU NE BİÇİM BÖLÜM OLDU BÖYLE?! YAKINDA DÜZ LUKE YAZCAM DİYE ÖDÜM KOPUYOR.

Ama neyse, aklımda garip fikirler var ve bir-iki bölüm sonra göreceksiniz *piç smile*

Herrrrneyse, çevirisini yaptığım kitaplar yüzünden bunu yazmaya vakit kalmıyordu bir anlık ilhamla da ortaya bu çıktı. İsterseniz çevirdiğim "cry baby" adlı Muke hikayesine bakabilirsiniz.

~Evet "tricked" bitti ve hala onun için yas tutuyorum.~

dear diary... //mukeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin