{Bu bölüm normalde Michael'ın bakış açısından olacaktı ama gelecek bölüm için Michael'ın gözünden yazacağım güzel planlarım var o yüzdeeen... *kötü kadın kahkahası atarak uzaklaşır*}
~Luke~
Çantamı omzuma asıp okuldan çıktığımda bana el sallayan kasklı çocuğu gördüm. Kaskını çıkardı ve kırmızı saçlarını elleriyle iyice dağıttı.
Yemin ederim ki birkaç dakikalığına nefes alamadım.
"Hey, atlasana." Tuttuğu kaskı elime tutuşturup gülümsedi. Kekeledim, "A-ama ben daha önce hiç motora binmedim ki." Bu kesinlikle doğruydu, hayatımda neredeyse servisler ve ailemin arabası dışında başka bir araca bile binmemiştim.
"Korkma, seni ısırmaz." Gülümsemesi genişledi ve siyah motora atladı. Derin bir nefes verdim ve onun arkasına tırmandım.
"Yemin ederim Clifford, şu an senin yüzünden ölürsem, seni öldürürüm." Michael motoru çalıştırmaya başladığımda savurduğum tehditten etkilenmemiş gibi kahkaha attı. "Merak etme Hemmings, ölmene izin vermem."
Hareket etmeye başlarken aşırı bir şekilde gergindim. Kollarımı Michael'ın beline dolayıp yüzümü deri ceketine gömmeye çalıştım. Başımdaki kask yüzünden pek başarılı olamamıştım ama yine de bu içime büyük bir güven yaydı.
Birkaç kilometre sonra, daha önce de geldiğim, Michael'ın evinin önünde durduk. Michael motoru kapatıp kendi kaskını çıkarmasına rağmen ben hala ona sıkıca sarılıyordum. Kafasını arkaya çevirdi ve "Hadi ama, korkmana gerek yok artık geldik." diye mırıldandı. Kollarımı ayırıp fısıldayarak özür diledim ve ben de motordan inerek kaskımı çıkardım.
"Hey, saçlarını düzeltmeme izin ver." Soğuk elleriyle sağlarımı yukarı doğru kaldırdı. Bir anlığına nefesimi tuttum. (Y/N; buraya 'kalkan tek şey saçlarım değildi' yazmalıydım ama yazmadım neyse shdjdhos.)
"İşte oldu!" Ellerini indirip saçlarıma uzun süre baktı. "Teşekkürler." diyip gülümsedim ve birlikte eve doğru yürümeye başladık.
"Ah, bu arada sana bir şey sormalıyım." Michael kapıyı açarken aklıma gelen şeyle gülümsedim. "Yarın akşam Amy bir parti düzenliyormuş ve beni de davet etti. Bir arkadaşını da getirebilirsin demişti, yani gelmek ister misin?" Ardından ekledim. "Tekrar motoru kullanabilirsin."
Gülümsedi. "Tabii ki, fazla partiye gitmişliğim yoktur." İçeri geçtiğimizde kapıyı kapadı. "Odama çıkmak ister misin, yoksa salonda da çalışabiliriz." Salonu daha önce de görmüstüm. Odasımı görmek istiyordum. "Odana çıkabiliriz." Kafasıyla onaylayıp bana yolu göstermek için önden gitti.
Koridorun başındaki odanın kapısını açtı ve içeri girmemi bekledi. Odasının duvarları posterlerle kaplıydı. Etrafta pizza kutuları ve Pokemon oyuncakları duruyordu. Ve bu tek kelimeyle tapılasıydı.
Yatağa oturup peluş Meowth* oyuncağını kucakladım. Bana ters bir bakış atıp iç çekti. "Cidden en sevdiğin karakter Meowth mı?" Kafa salladım. "Göründüğü kadar kötü biri değil aslında. Aşkı için yürümeyi ve konuşmayı öğrenen bir kedi neden bu kadar dışlanıyor anlamıyorum." Hafifçe kafasını sallayarak onayladıktan sonra çantasından biyoloji kitaplarını çıkardı. "Hadi Pokemon'u sonraya bırakıp çalışmaya başlayalım." Yatakta yanıma oturdu ve iki yüz ellinci sayfayı açtı. (Y/N; Meowth, Roket Takımı'ndan olan zeki bir Pokemon. Zaten görmüşsünüzdür ama kedi şeklinde ama yürüyüp konuşabiliyor. Bunu sevdiği kedi için öğrenmişti ama sonra sevdiği kedinin başka biriyle birlikte gittiğini görünce bir hayal kırıklığı yaşıyor. Şahsen favori karakterim o ^,^)
~
Ders çalışmamız bittikten sonra Michael'ın eline adresimi ve Amy'nin adresini yazdığım kağıdı tutuşturdum. "Yarın akşam seni 8 gibi evinden alırım." Gülümsedi.
"Beni öldürmeyeceğine tekrar söz verirsen olur." Sırıttım ve merdivenlerden aşağı indim. Kapıya gelince duraksadım ve arkamı döndüğümde onun da peşimden indiğini gördüm.
"O zaman yarın görüşürüz." Kollarını açtı ve bana baktı. Ona sıkıca sarıldım ve belli etmediğimi umarak kokusunu içime çekip mırıldandım, "Görüşürüz."
Kollarını gevşetti ve arkamdan el salladı. Kafamı çevirip el sallamasına karşılık verdim. Kapıyı kapattığında ise yüzüme tekrar aptal bir sırıtış yayılmıştı.
Bugün günlüğüme yazacak çok şeyim vardı.
~
Biliyorum bu saatte yayınlamam garip ama güzel haberler aldım ve moralim iyi. -Ayrıca Alice yeni bir bölüm yazmasaydım beni öldürecekti. Selam!- Bir sonraki bölümde neler olacağını söylemek istemiyorum o yüzden şu an çenemi kapatıyorum ehehehe.Bu arada yeni yazdığım "Pure" adlı Muke kurgusuna da profilimden ulaşabilirsiniz. Sizi seviyorum :33
-Ayrıca 600 kelimelikmiş bu bölüm yeeey-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dear diary... //muke
Fanfiction"Sevgili Günlük, bu anlatacaklarım tamamen sevgilim hakkında. Yani sevgilim olduğunu daha bilmeyen sevgilim." {Ortak hikaye; @smellhood}