İntikam

39 5 2
                                        



İdris amcanın ne gibi bir hatası olabilirdi ki ? Gayet ciddi bir şekilde işini yapardı. Ne kadar beni sürekli azarlasa veya çok çalıştırsa da iyi bir adamdı, birine zararı dokunacağını sanmıyordum. Ayrıca zaten gecemizi gündüzümüze katarak çalışıyoruz daha ne derece bizi zorlayabilirler ? Aklımda bir sürü soru vardı ve daha sonra bunları araştırıp anlamak için bir köşeye bırakıp yeni müdürümüzü inceledim. Saçı başı dağınık ve yağlı duruyordu. Yüzünün parlaklığını buradan bile görebiliyordum. Saçlarına nazaran sararmış bıyıkları vardı büyük ihtimal sigara içiyordu. Tahminen kırklı yaşlardaydı. Hafif göbeği ve oldukça kıllı kolları vardı. İnsanların tipiyle yargılamak hoşuma gitmezdi ama bu adamda cidden kütüphane müdürü havası yoktu daha çok bir tecavüzcü gibiydi. Buraya doğru yürümeye başladı. Aldırmadan kitaplara döndüm tam matematik kitabını açmıştım ki ensemin arkasından pis kokulu biri nefes vererek -bayılmadığıma şükür- konuşmaya başladı:

- Selam güzelim.

Adam yakından daha çirkindi ve pis sırıtışından dişlerini gördüğümde artık sigara içtiğine emin olmuştum. Cevap vermek istemiyordum ama cevap vermezsem öyle arkamda dikilmesinden de korkuyordum bu yüzden gayet umursamaz bir tavırla "İşim var." diyip geçiştirdim.
Adam hiç umursamadan "Benimde işim var. Dilersen işimiz bitince benim odada tanıyalım birbirimizi ?"
Sandalyemi az daha öne çekerek biraz olsun o pis adamdan uzaklaştım ve sert bir tavırla "Sen hangi yüzle bana böyle bir şey teklif ediyorsun ? Yaşından başından utan be AMCA" diye bağırdım. Bağırmakta biraz hata etmiş olabilirdim çünkü tüm gözler bize çevrildi ve meraklı bakışlar karşısında biraz olsun utandım. Lakin haklıydım bu nasıl bi terbiyesizlikti böyle. Adam rahatsız olmuş olacak ki doğruldu ve "Sen kaşındın." diye tehditte bulundu. Açıkcası hiç umrumda bile olmadı, gülerek adamın uzaklaşmasını izledim.

Kütüphaneden çıktıktan sonra bulaşıklar için yemekhaneye doğru gittim. Burada insanları bir dakika bile boş bırakmıyorlar ve benim dinlenmeye ihtiyacım var. Hemen bulaşıkları bitirip dinlenme hayali ile işe koyuldum. Benle beraber 15 kişi daha vardı. Çok fazla konuşuyorlardı; ya dedikodu yapıyorlar -kim kimle nerde ne yapmış- ya da isyan ediyorlardı. Bense sadece bi an önce bitirmek için uğraşıyordum.

Neredeyse 2 saat olmuştu ki bitti. Çok acıkmış ve uykusuz durumdaydım. Her katta bir mutfak vardı bende odamın olduğu 4. katın mutfağına çıkmaya başladım. Asansör sevmezdim merdivenler bana hep daha çekici gelirdi. 3. kata varmıştım ki arkamdan nefes nefese görev dağılımlarını hazırlayan Mert durmamı söyledi.
"Yahu kızım sana yetişecem diye canım çıktı az yavaş!"
Onun bu haline gülerek karşılık verdim.
"Ne oldu ?"

"Yeni bir görevin var az önce haberini aldım. Hemen kütüphaneye, bu gece boyu çalışacakmışsın. Yeni kütüphane müdürü öyle istedi. "

Bu ne demekti şimdi ? Ben güzel bir uykunun hayalini kurarken gece boyu çalışmak nasıl bir vicdansızlıktır ! Mert'e teşekkür edip hemen odama geçtim. Kendi kendime küfürler savururken bir yandan da rahat bir şeyler arıyordum. Hatta bi ara pijama ile gitmeyi düşündüm ama sabahında rezil olmak istemediğim için siyah esnek bir şort ve geniş bir tişört giyerek mutfağa yöneldim. Hemen kendime ekmek arası yaptım ve yiyerek kütüphaneye çıktım. Giderken bir grup erkeğin daire şeklinde durup konuştuğunu gördüm. Bunlardan biri sabah çarptığım kişiydi. "Yakışıklıymış." diye düşünürken göz göze geldim. Nereye gittiğime anlam verememiş gibi uzun renkli koridora baktı ve umursamaz bir tavırla tekrar konuşmaya döndü. İçeri girdiğimde zifiri karanlıktı anlaşılan benden başka kimseye vermemişti görevi. Ne yani intikamı bu muydu ? Kendi kendime güldüm ve masama geçtim. Ekmek aramı tam bitirmiştim ki kütüphanenin kapısı açıldı ve bi kaç iğrenç kahkaha duydum. Görüntü alanıma girince bunlardan biri kütüphane müdürü olan pis adam ve yanında ona benzeyen üç kişi daha olduğunu gördüm. Bana doğru geliyorlardı. Tedirgin olmaya başladım, aklımda bir sürü kötü senaryo geçti.  İnşallah gerçekten düşündüğüm şeyi yapmazlar diye dua etmeye başladım. Pis adam kolumdan tutarak beni hızla kaldırdı ve

"Tekrar merhaba güzelim." dedi.

Hadi ama bunu yapamazlardı. Kolumu kurtarmaya çalışırken beni hızlıca kitaplığa doğru attı. Birkaç kitap üzerime düşerken başımı rafa çarptığımdan dolayı etrafımı bulanık görmeye başladım. Ve en son gördüğüm şey pis bir gülüş ile sarı dişlerdi.

Tekrar merhaba arkadaşlar. Umarım yeni bölümü beğenirsiniz. Lütfen oy vermeyi unutmayın. Sevgilerimle :)

PATRON (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin