BİLDİĞİM GEÇMİŞİM

89 7 3
                                    

Merhaba arkadaşlar. Hergün Wattpad'te yeni yeni hikayeler çıkıyor. Ve bunlardan biri de benim hikayem olacak. İyi kötü yorumlarınızı bekliyorum. Baştan söyliyeyim benden her zaman mutlu son beklemeyin :) iyi okumalar...

-Uyan!

Bedenim tüm yorgunluğuyla uykudayken bu sözle yerimden sıçradım. Anlamsız anlamsız gözlerine baktım, oda karanlık olduğu için kim olduğunu ayırt edemiyordum ama kimse sinirimi çok fena çıkaracaktım. Öyle yorgundum ki beni hangi cüretle uykumdan uyandırabilirdi. En sonunda "Ne var?" diyebildim.
"Burda uyuyamazsın."
İyice sinirlenmiştim ama pek belli etmemeye çalışarak alaycı bir tavırla "Nedenmiş?" dediğimde o da aynı alaycı tavırla "Farkında mısın bilmem ama televizyon odasında uyuyorsun git kendi odana." dedi.
Ah kahretsin haklıydı. Görevimi bitirdikten sonra kendimi ilk bulduğum odaya atmıştım ve ilk bulduğum koltuğa uzanmıştım.

-Benim bir yıl öncem yoktu. Sadece hatırladığım burada geçirdiğim 1 yıl.

Bir yıl önce bembeyaz bir odada bir makineye bağlı olarak uyanmıştım. O kadar anlamsız ve boştu ki her şey.. çok yalnızdım ölsem umrumda bile olmazdı. Daha sonra içeri biri girmişti. Siyah yanları az ama ortası dolu saçları çok çekici duruyordu. Kirli sakalları ile gözleri neredeyse aynı renk siyaha sahipti, vücudunun yapısı ve belli olan kol kasları o kadar uyumluydu ki saatlerce bakabilirdim. Hemen kendini tanıttı "Merhaba ben Emre" dedi sevecen bir sesle. Ne diyeceğimi bilemedim çünkü kim olduğumu bilmiyordum, nerden geldiğimi veya nasıl göründüğümü. Emre bunu anlamış olacak ki "Ve sende Benâm adlı güzelimizsin" dedi.

Daha sonra beni beyaz odadan çıkardı ve kalacağım odaya götürdü. Yeşil çarşaflı sadece tek kişilik bir yatak, yeşil dolapları olan bir çalışma masası ve yeşil iki kapağı olan bir gardrop vardı. Girişin hemen yanında bir kapı vardı ve emindim ki orası da banyoydu. Klasik bir yurt odasına benziyordu tek farkı banyosu ve oda arkadaşımın olmamasıydı. Gardropun yanında boydan bir ayna vardı. Görünce direk oraya yöneldim ve aynada kendimi görünce çok şaşırdım. Kalçamın üstüne gelen simsiyah saçlarım vardı, boyum normal denecek uzunluktaydı beyaz bir tenim ve koyu mavi gözlerim vardı. Gözlerim ile saçmarımın zıtlığı beni güldürmüştü ama o kadar uyumlu ve güzel duruyordu ki aynadaki görüntümden memnun olmuş durumdaydım. Her şeyin ne anlama geldiğini henüz bilmiyordum ve soru soran gözlerle Emreye döndüm o da bunu anlamış gibi başladı anlatmaya. "Buraya gelenlerin ilk olarak hafızalarını temizliyoruz çünkü bir kaç kez casusluk girişiminde bulunanlar olmuştu. Hah ne saçma bir girişim öyle değil mi ?"
O gülüyordu ama ben gülmedim. Gayet ciddi bir tavrım vardı ama içten içe korkuyordum. Gülmediğimi görünce sözlerine devam etti.

"Burası gayet büyük bir yer. İnsanlar dıştan bakınca otel sanıyorlar lakin burası bir örgüt. Adı KORAT. Bizim amacımız tabikide dünyayı yönetmek, bir çok ülkede bizden var. Ama tabi iyi bir eğitim ve çalışmayla bunun gerçekleşeceğine inanıyoruz bu yüzden dışarıdan gelen insanları hunharlı bir çalışma bekliyor. Seni de öyle.."
Cümlelerine devam etmeden önce elinde ki kağıtlara baktı. Bir çok sayı yazdığını görebiliyordum. Hafifçe başını kaldırıp bana baktığında yüzünde oluşan gülümseme hala daha aklımda, çok güzel gülüyordu. İnci gibi dişeri, hafif gamzesi... Sonra devam etti.

"Ve senin sonuçlarına göre kütüphane bölümü tam sana göre. İnsanlara ders anlatacaksın ama ondan önce senin öğrenmen gerek bunun için geceni gündüzüne katmaya hazır mısın ? "

Hala gülüyordu ama bu sefer bende gülüyordum. Niye bilmiyorum halbuki gülmemem gerekirdi aniden o kadar çok şey öğrenmiş ve kabullenmiştim ki şaşırmam gerekirdi. Lakin ben gülüyordum her şeyden önce kütüphane fikri aklıma yatmıştı. Daha sonra çalışmalar derken sadece 3 yakın arkadaş edinmiştim. Bunlardan biri tabiki Emreydi. Beni seviyordu gözlerinden anlıyordum bende ona karşı boş değildim ama bunu söylemezdik sadece içimizde yaşardık. Bir diğeri Sırmaydı tek kız arkadaşımdı çünkü oradaki neredeyse tüm kızlar beni kıskanırdı, sevmezlerdi pekte umrumda değildi aslında Sırma bana yeterdi; içinin güzelliği dışına vurmuş sözü kesinlikle Sırma içindi. Adı gibi sapsarı upuzun saçları vardı, bal rengi gözleri ve hafif yapılı burnu onu hem güzel hemde dünyanın en tatlı kızı yapardı. Boyu benden küçüktü ama bunu pek kafaya takmazdı. Ve birde Selim vardı: Sırma'nın sevgilisi. O da Sırma'nın ikizi gibi dururdu tek farkları Selim'in yeşil gözleri ve uzun boyuyla kaslı yapısı. Diğer tüm özellikleri Sırmaya benzerdi. Bu yüzden olsa gerek çok yakışırlardı. Bir zaman sonra Emre ortadan yok oldu. Ne oldu, ne zaman, niçin hiçbir fikrim yoktu. Daha sonraları ölüm haberi geldi. Buranın saygı değer patronu Emreyi, gözbebeğimi öldürmüştü. Ah bir bilseydim kim olduğunu bu seferde ben onu öldürecektim ama Selim ve bir kaç erkek hariç kimse onun kim olduğunu bilmiyordu. Güvenlik meselesiymiş, tek bildiğimiz aramızda olduğuydu. O günden sonra bir daha eskisi gibi olamadım hep bir yanım boş kalmıştı. -

-Hey sana diyorum! dedi yabancı çocuk. Yine dalmıştım. Oflaya oflaya "Tamam be gidiyorum işte al odayı başına çal" diyerek çıktım. Saate baktığımda 3.46 olduğunu gördüm. Kütüphanede işim 2.00 de bitmişti. Hala daha öğrenme aşamasındaydım ve ayak işlerini yapıyordum. Her zamanki gibi bugünde çok yorulmuştum ve beni uykumdan eden o manyağı yarın bulup hesap sormak amacıyla odama geçtim daha sonra MERHABA UYKU YİNE BEN GELDİM.

Dediğim gibi yorumlarınızı bekliyorum. Yeni bölümü yorumlara ve beğenilere göre yayımlarım. SEVGİLERİMLE

PATRON (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin