1. Bölüm-Defter

111 8 0
                                    

Sahi neydi aşk ? Sadece acı çekmek mi yoksa bi insana karşı herşeyden farklı bir duygu hissetmek mi ? Belki benim adını aşk diye bildiğim o duygu beyninin hepsini kapsayan o sınırların içinde ondan başkasını düşünememek mi ? Sanırım bu herkesin bildiği gibi sıradan bir aşk değil. Benimkisi, ona karşı hissettiğim onca duygu, benim bile tanımlayamayacağım bir duygu bu.
----------------
Bu sabah uyandığımda yastığım ıslaktı. Ya ağlamıştım, ya da terlemiştim. Terlemiş olamam çünkü kendimi hiçte sıcak hissetmiyordum. Ağlamış olmalıydım. Ama neden ?

Hemen duşa girmek için hızlı bir hamle yapıp odamdaki banyoma doğru süratle ilerledim. Gözlerim kıpkırmızıydı ama yapıcak bişeyim yoktu. Duştan çıkıp hemen üstüme belden oturtmalı toz pembe elbisemi geçirdim. Çantamı alıp hemen evden çıktım. Geç kalmak üzereydim. Hemen bir otobüse bindim. 15 dakika sonra okulun önündeydim.

Kan beynime fışramıştı. Kalbim olduğundan da hızlı atıyor, bacaklarıma ve kollarıma giden kanı hissedebiliyordum. Ordaydı ve bana doğru ilerliyordu. Onu gördüğümde hep böyle olmak zorundamıydı ? Hiç düşünecek zaman bile değil Mina. Sana doğru geliyo kızım baksana.
-Günaydın. dedi hafif sırıtarak. Karşılık vermek çok isterdim ama dilim tutulmuştu. Zar zor kendime gelerek karşılık verdim.

"Günaydın." dedim gülümseyerek.

Gökyüzü yanında halt etmiş olan o mavi gözleri beni kahrediyordu. Neden ? Neden ? Neden ? Ben hayal dünyama daldığım sıralar birşeyler söylüyordu anlamadım.

"Efendim ? Bir daha söylermisin anlamadım." diyerek tekrar etmesini istedim.

"Dün öğretmenin verdiği örnekleri kimse yazmamış belki sen yazmışsındır diye düşündüm. Eğer yazdıysan verir misin ?" dedi.

Neden olmasın tabi veririm. Hatta defterim boş bile olsa.

-Gözlerime çok uzun süre bakması beni rahatsız etmedi değil.-

"Tabi, neden olmasın bir saniye." dedim ve defteri çantamdan çıkardım.

Ona doğru uzattım, defteri sıkı sıkı tuttuğumu bile hatırlamıyorum birden çekince bırakmayı unuttum ve vücutlarımız birbirine çarptı. Çok güzel kokuyordu. Kaslı vücuduna hangi kız çarpmak istemezdi ki. Uzaklaştım naaptığımı bile bilmiyordum. Ağzını açtı birşey söylermiş gibi oldu ve sonunda konuştu.

"Teşekkür ederim. Bu arada bu gün çok şıksın." dedi. Birden bu elbiseyi hiç almak istemediğime pişman oldum ama iyiki almışım dedim içimden.

"Rica ederim ne demek. Ne zaman istersen yardım edebilirim." diyerek gülümsedim ve çantamın fermuarını çektikten sonra sırtıma geri taktım.

Peki neden böyle acı çektiriyosun bana deniz gözlüm. Ben sana sadece adını tarif edemediğim bi şekilde aşık oldum. Aşk nedir bilmiyorum, hiç sevgilim olmadı ve hiç aşık olmamıştım. Son 4 senedir duygularım, davranışlarım, bakış açımı bile degiştiren adam. N'aptın sen bana böyle. Bu ben değilim bundan adım gibi eminim. Bana kendimi geri ver Kuzey. Ben kendimi senden alamıyorum. Sanki ruhumu kendi kollarına kelepçelemişsin gibi hissediyorum. Bu normal mi ? Her aşık olan böyle mi hissederdi ? Bu duygunun adı neydi ? Bütün bu düşüncelerimi okulun zili dağıttı.

O hala karşımda duruyordu.

"İyi misin Mina ?. Mina ?" İlk defa ismimi söylemişti. Adımı bildiğini bile bilmiyordum. Kendimi toplayıp

"E-evet iyiyim. Sağol. Derste görüşürüz." diyerek ordan uzaklaştım.

Bizim sınıfın bulunduğu koridora geldiğimde içim bir tuhaf oldu. Neden adımı söylediginde bu kadar şaşırdım ki ? Zaten hep onun ses tonuyla adımı söylediğini hayal etmiyor muydum ? Neyse önemli değil. Sınıfa geldiğimde o benden önce varmıştı. Ben neden görmedim ? Bu çocuk ışınlanmayı bulmuş olmalı. Gözümü açıp kapayınca sadece önde oturan sınıfımıza yeni gelen çocuk olduğunu gördüm. Gözüm senden başkasını görmüyor lafını doğrulamış oldun Mina, aferim.

Öğretmen sınıfa girmeden 30 saniye önce sınıfa girmişti. Derse geç kalmayı umursamamasına bile aşık olmuştum. Bütün ders boyunca onu düşündüm, onunla ilgili hayaller kurdum. Aşık olmak bunu mu gerektirir ? Herşeyine aşık olmak, ona hiçbir sebep olmadan aşık olmak. Buydu aşk. Evet aşk buydu. Ona sebepsizce, koşulsuzca aşık olmak.

Şu okul zilinden nefret ediyordum. Bütün düşüncelerimin hepsini bölüyordu. Dikkatim dağılınca kurduğum hayalleri tekrar kuramıyordum. Gereksiz ziller. Kantine indim kendime bir karışık tost alıp boş bulduğum bir yere oturdum. Tekrar düşüncelere dalmıştım; benim bu halim n'olucaktı ? Hiç iyiye gitmiyorum aksine bu sene onu düşünmekten dersi dinleyemiyordum ve sınıfta kalmaktan korkuyordum.

Şu saçma ve gereksiz zillerden nefret ediyordum. Hep düşüncelerimi bölmek zorunda mıydı ?

Kalktım ve kantinden çıktım. Sınıfa doğru ilerlerken onu koridorda tek başına yavaş yavaş şanki birşeyler düşünürmüş gibi yürürken gördüm. Yanına gidip ne olduğunu sormayı o kadar çok isterdim ki ama onunla konuşmaya cesaretim bile yoktu. Nasıl bi manyağım ben acaba çok merak ediyorum. Hala aklımda sabah aramızda geçen konuşma vardı. Ne kadar heyecanlansamda konuşmayı başarabilmiştim. Buda iyi bir işaret sayılırdı en azından. O sınıfa girdikten hemen sonra arkasından ben girdim. Yürüdükçe kokusu burnuma vuruyordu. Bundan güzel birşey olabilir mi ?

Zaman çok çabuk geçti son dersteydik. Ve o gereksiz lanet zil yine onu görüceğin son saniylerdesin diye tokat atıyordu yüzüme. Ayağa kalktım genelde herkes çıktıktan sonra çıkarım sınıftan çünkü kapıda tam bir izdiham oluşuyor. Sabırsızlar doğru düzgün bile çıkamıyorlar sınıftan. Herkes çıktığında kapıya doğru yöneldim tam çıktığımda bileğimden biri tutmuştu. Hızlı bir hareketle arkamı dönüp kimin olduğuna baktım. Kuzey'di. Sanırım kalbim ağızıma geldi. Donup kalmıştım hiç birşey bile düşünemiyordum. O da bana şaşkınlıkla bakıyordu. Birden aklıma defterimin arkasında yazılı olan Kuzey ♡ Mina yazıları geldi. Sonra onların fizik defterimde olduğunu hatırlayınca içim rahatladı.

"Teşekkür ederim Mina. Çok yardımın oldu. İyi ki varsın." dedi.

Sanırım kulak burun boğaz a gidip kulaklarıma baktırmalıydım çünkü az önce bana iyi ki varsın demişti. Kendimi toparlayıp konuştum.

"Rica ederim. Lafı bile olmaz ne zaman istersen yardımcı olurum." dedim.

Aklını kaçırmış bir aşık olarak sevdiğim çocukla yine de iyi konuşuyordum. İlerleme kaydediyorum.

"Gerçekten ne zaman istersem yardım eder misin ?" dedi.

"Tabi ne zaman istersen."

"O zaman bu gün saat 2 de bizde ol anlamadığım bir konu var." dediğinde yüzüne öyle bir ifadeyle bakmıştım ki;

"N'oldu ? Sadece seni evime çağırdım. Ders çalışmak için." diye sorma gereği duydu.

"Yo hayır sorun yok sadece bu gün dolumuyum diye düşündüm. Ondan durdum." diye yalan söyledim.

"Tamam o zaman geliyor musun ?"
"Tabi gelebilirim bu gün işim yok." dedim birden.

Aslında bu gün annemle alışverişe çıkmayı düşünüyorduk ama olsun erteleyebilirdim. Bu fırsat kaçmaz Mina.

"Anlaştık. Peki, saat 2 de unutma. Çok iyisin. A bu arada defterini unutma." diyerek defteri te uzattı.

"Yardımım olduysa sevindim. dedim gülümseyerek." Ve defteri alarak çıkışa doğru ilerledim.

Onun görmediği bir yerde belki çantasından onun kokusu sinmiştir diye sayfaları baş parmağımla hızla yukarıdan aşağıya bıraktım ki ortalarda boş sayfalarda birşey yazıyordu, ben yazmamıştım bundan adım gibi eminim. O sayfayı bulup açtım. Bu benim yazım değildi. Kavisli ve hafif sağa yatık bir yazıydı. Benim yazımdan daha güzel olduğu ortadaydı okumaya başladım;
~~~~~~~~~~~~~

Merhaba arkadaşlar bu gün okuldan gelip hemen wattpad e baktım ve 3 görüntüleme olamsına rağmen ben çok sevindim çok mutlu oldum. Bakılmadan geçilmiş olsa bile ilgi çekip bakılması bile çok güzel çok mutlu oldum şahsen umarım bu hikayede başarılı olurum, umarım ilgi çekmeyi başarır bu hikaye. Okunmasını çok istiyorum ne kadar acemi olsamda. Şimdiden okuyan herkese teşekkür ederim. Çok öptüm herkesi.



Peki Ya Sonra ?(ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin