11. Bölüm-Twins

32 5 0
                                    

"Kimsin sen ? Kuzey eğer bana bir oyun oynuyorsan bunun hesabını feci ödeyeceksin."

"Ha ha. Hayır güzelim ben Kuzey değilim." diyen yabancı sesle aklımın başıma gelmesi bir oldu.

Koşarak odaya geçtim ani bir hareketle telefonumu alıp otel odasından dışarı fırladım. Resepsiyonda da kimse yoktu. Otelin bahçesine çıktığımda hava soğuk değildi bu benim işime gelmişti. Bahçeden de ayrılıp otelin bulunduğu sokağa geldim. Geldiğimiz yola doğru olabildiğince hızlı koşmaya başladım. Sonunda yorgun düşmüştüm. Kuzey gibi yürüyen biri bana doğru hızla geliyordu.

"Kuzey ? Sen misin ? Kuzey ? KUZEY !!!" Çığlıklarla bulunduğum sokağı gece vakti inletmiştim. Gözlerim dolmuştu. Her taraf bulanıklaşmıştı. Gözlerim kararıyordu. Dizlerimin üzerine çökmüştüm ve tam o anda bana doğru gelen kişi beni kucağına alıp aniden koşmaya başladı.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Gözlerinin önünde sevdiğini kaybetmek nasıl bir histir ? Hiç yaşamayan bir insana bunu anlatmak kadar karışık ve güç bir his. Her insan kaldıramaz. Ama kimisi var ki yaşadığı acılardan sonra eskisinden daha dinç olur. Ben hiç o insanlardan olamadım. Yaşadığım acılar benim daha fazla çökmeme neden oldu. Hayatımda aldığım ciddi kararlar duygularımı düşünmeme zorladı beni. Ve en kötüsü ben duygularımı kaybettim. Hayallerimi kaybettim. Rüyalarımı kaybettim. Kendimi kaybettim. Ruhumu kaybettim. Elimde değil. Kendime sahip çıkamadım. Tutunacak dal bulamadım. İhtiyacımda yoktu. Duygularıma ihtiyacım vardı. Ama bir eksik vardı. Onlar. Onları kaybetmekten korktuğum için kaybettim. Bir insan hayatında önemli kararlar vermek için duygularına ihtiyaç duyar. Hatta pişmanlık duygusuna bile. Fakat onlar bende eksik. Bomboş hissediyorum kendimi. Aklım dilime takılan şarkı dışında bomboş. Kalbim pompaladığı kan dışında bomboş. Ne bir korku ne de bir heyecan hissedebiliyorum ki kalbim hızla çarpsın. Ama asla ritimini şaşmadı. Atmaya devam edip canımı yaktı. Yaşamamı sağlayarak beni uçuruma sürükledi. Düşmemek için tutunduğumda sadece bedenim ve ruhum benimle kaldı. Düşüncelerimi kaybettim. Ben, belki sadece aklımı yitirdim.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Gözlerimi açtığımda Kuzey'i andıran bir çocuk başımda dikilmiş beni dikizliyordu. Ona kim olduğunu sormak istedim ama konuşacak gücü kendimde bulamadım. Tam o sırada Kuzey çocuğun arkasındaki kapıdan bir hışımla içeri girdi. Suratı sinirden kaskatı kesilmişti beni görünce biraz olsun sakinleşmişti. Yanıma geldiğinde çocuk ağaya kalktı.

"Gel sen otur ben dışarı çıkacağım. Biraz hava alayım. Hem zaten babamda aşağıda. Annemle bizi bekliyor. Sen daha sonra gelirsin." dediğinde Kuzey sadece başını olumlu anlamda yukarı aşağı sallamakla yetindi. Sesi dün gece mutfakta ki kişiyle neredeyse aynıydı.

Şaşırmıştım. 'Çünkü o çocuk annemle babam bizi aşağıda bekliyor.' demişti. Kuzey'in bir kardeşi olduğunu bilmiyordum. Herşeyini biliyordum ama bunu bilmiyordum. Kendimi daha enerjik hissettiğimde yatakta doğruldum ve dizlerimi kendime çektim. Ama dizlerim çok acıyordu. Bu yüzden geri uzattım ve pijamamı yukarı doğru kıvırmak için çarşafı üstümden çektiğimde zaten pijamamın diz bölümlerinde küçük yırtıklar ve kan lekeleri vardı. En sevdiğim sincap resminin kuyruğu kanlanmış ve kafası yırtılmıştı. Oflayarak pijamamı sıyırdım. Kuzey dikkatle bana bakıyordu.

"Çok acıyor mu meleğim ? Dün sana birşey olacak diye aklım çıktı ne oldu öyle ?" dediğinde elimi yanağına götürdüm ve yavaşça baş parmağımın ulaştığı yerleri okşadım. Çıkmaya yüz tutmuş sakalları elimi rahatsız etsede umursamadım. Yumuşak oldukları için çok batmıyorlardı.

"Hayır çok acımıyor bebeğim." dediğimde elimi tuttu ve avuçlarının içine aldı.

"Ne olduğunu anlat sarışın. Merak ediyorum." dediğinde gülümsedim ve başımı yatağın başlığına yasladı.

Peki Ya Sonra ?(ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin