6. Bölüm-Rüya

50 7 0
                                    

Darling, darling, oh, turn the lights back on now
Watching, watching, as the credits all roll down
Crying, crying, you know we're playing to a full house, house

No heroes, villains, one to blame
While wilted roses filled the stage
And the thrill, the thrill is gone
Our debut was a masterpiece
But in the end for you and me
Oh, the show, it can't go on

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Kayıplar bazen can acıtır. Hatta iyisindir. Sadece sol yanın haddinden fazla acır. Bu kadar. Başka sorun yoktur. Ama sen buna rağmen iyi hissetmezsin. İşte o his sana kalbinin binlerce defa yere fırlatılmış bir ince cam gibi parçalandığını haber verir. Ne kadar çabalasanda boşuna kendini yorar, boşuna zaman kaybedersin. Şunu çok iyi bilmelisin. Kırılan bir kalp asla düzelmez. Düzelse bile yamalar kalır üzerinde. Ve yamalar o ele avuca sığmayan, ama içine kendisinden kat be kat büyük hayaller, umutlar sığdırdığın kalbinin güzelliğini örter. Kimse kırılmış bir kalbi düzeltmeye cesaret edemez. Çünkü düzeltmeye çalıştığı zaman kırıkların eline batacağını, onunda canının yanacağını çok iyi bilir.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~  

"Geldik güzelim." dediğinde kafamı kaldırdığımda beynime bir ağrı saplanmıştı. Önemsemedim. Kısa bir süre sonra geçti. Ayakkabılarımı arkalarının üzerine basarak giydim. Kuzey bana bakarak sırıttı. Ona sorar bakışlar attım.

"Ne var ya ? Giyemez miyim böyle ? Hem geldik zaten niye tekrar giymeye zahmet edeyim ?" dediğimde yanıma geldi. Ellerini belime koyarak başımı öptü. Daha sonra eve doğru ilerlemeye başladık.

İçeri girdiğimiz zaman hemen mutfağa yönelip dolaptan soğuk bir su ve bir bardak çıkardım. Kaçıncı bardak oldu bilmiyorum ama dişlerim sızlıyordu. Ağzımı dudaklarımın dişlerime gelmemesine özen göstererek sanki bir 'I' sesi çıkarırcasına yana doğru gerdim. Şu an bir uzaylıya benzediğimi biliyorum. Kuzey mutfağa girince kahkaha atmaya başladı.

"Şı ındı bir ızıylıyı binzidiğimi biliyirim imi dişlirim sızılıyı. Iıııı." dediğimde dişlerimiz sızısı geçmişti dudaklarımı yavaşca birleştirdim. Oh be sonunda.

"O kadar bardak soğuk su içsem ben buz kalıbı olurum sanırım. İçin yanmış kızım. O su dolapta neredeyse 5 gündür duruyor. Tabi buz gibidir." dediğinde yanına gidip ona sıkıca sarıldım. Parmak ucuma yükselip boynuna bir öpücük kondurdum.

"Seni seviyorum sarışın."

"Seni seviyorum deniz göz." dediğimde başımı çektim. Ben yüzüne bakarken onun bakışları dudaklarımdaydı. Eğilip öpmeye başladığında dudağımın kanayan kısmının canımı çok yaktığını hissettim ve ağzımdan acı dolu küçük bir çığlık çıktı. Kuzey başını çekip şaşkınca bana bakarken ben elimi dudağıma götürüp gözlerimi sıkıca kapatmıştım. Çok canım acıyordu.

"İyi misin birtanem ?" dediğinde başımı hafifçe olumlu anlamda yukarı aşağı salladım.

"Bu kadar sert öpmek zorunda değildin seni sersem." dediğimde alt dudağını büzerek masumca bana bakıyordu.

"Ahh şapşal bakma bana öyle." diyerek büzdüğü dudağına küçük bir öpücük bıraktım ve ona sıkıca sarıldım. Bu hali yani yavru bir kedi gibi bakmasına kıyamıyordum.

"Affettin mi beni yani ?" dediğinde başımı yukarı aşağı salladım.

"Canını acıttığım için özür dilerim bir daha olmayacak söz veriyorum. Canını yakmak istememiştim. Böyle olacağını bilmiyordum. Özür dilerim meleğim. Çok özür dilerim." dedi ve beni daha sıkı sardı kokusunu içime daha derin çekmeye başladım. Bu koku herşeyi unutmamı ve karnı okşanan bir köpek gibi mayışmamı sağlıyordu.

Peki Ya Sonra ?(ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin